Diyarbakır'da meydana gelen olaylar nedeniyle oluşan olumsuz algı, kent turizmini de etkiliyor. Turizm sektörü temsilcileri, turizm firmalarının olaylar nedeniyle GAP turlarına Diyarbakır'ı dahil etmemelerinden yakınıyor.
Çok sayıda medeniyetin izlerini taşıyan tarihi surları, İslam'ın ''Beşinci Harem-i Şerif''i olarak nitelendirilen Ulu Cami, sahabe ve evliya mezarları, Hazreti Süleyman Camisi, surların ana kısmını oluşturan ve her dönem yönetim merkezi olmuş alanda yer alan 2. yüzyıla ait Saint George Kilisesi, halen kullanılmakta olan tarihi kiliseleri, Artuklu Hanı ile Cumhuriyet ve Osmanlı döneminin mimari özelliklerini yansıtan hanlar, hamamlar ve taş evlerin yanı sıra Silvan ilçesindeki Hasuni Mağaraları, 8 bin yıl öncesine dayanan Ergani'deki Çayönü kalıntıları gibi çok sayıda tarihi ve kültürel potansiyeli bünyesinde barındıran Diyarbakır, kentte muhtelif zamanlarda meydana gelen izinsiz gösteriler ve olaylar nedeniyle mart ve nisan aylarında hareketlenen GAP turlarından yeterince pay alamıyor.
Tur firmaları, Gaziantep'ten başlayan, Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman ve Mardin'in yer aldığı GAP turları için Diyarbakır'ın yer aldığı ve yer almadığı iki alternatif program hazırlıyor.
''Sözümüz ile çalışmamız aynı eksende yürümeli''
Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, kentin turizm potansiyelinin aslında çok yüksek olduğunu, bu kapsamda eşsiz değerlere sahip olduğunu ancak bunun insanlara yeterince tanıtılıp, anlatılamadığını söyledi.
''Diyarbakır'ın tarihi ve kültürel zenginlikleri ile insani değerlerini bilen biliyor, bilmeyenlere de anlatmamız lazım'' diyen Toprak, fakat haberleri izleyince insanlarda bir korku oluştuğunu, ticaret veya turizm adına kente gelecekse bu programını ertelediğini veya ötelediğini, böylelikle programından bazen tümüyle çıkarmış olduğunu ifade etti.
Toprak, kentin bu konuda iyi bir görüntü vermesi gerektiğine dikkati çekerek, şöyle dedi:
''Bu konudaki olumsuz algıyı ortadan kaldırmak için çalışmalarımız var. Diyarbakır'ın marka değeri var. Diyarbakır'ın marka değeri olumsuz algı nedeniyle yeterince işletilemiyor. Bu algıyla alakalı bir hadise. Son yıllarda yöremizde oluşan birtakım olaylar kentin olumlu algısını ve markaya giden yolu kesmiş oluyor. Bu konuda daha fazla sayıda tur operatörünü, seyahat acentesini kentimize davet edip burada irtibat bürolarını açmalıyız. Ve oluşturdukları tur organizasyonlarına Diyarbakır'ı da katmalarını sağlamalıyız. Seyahat acentesi rahatlıkla burada bir destinasyonu ortaya koymaz ise vatandaşlar da olmayan bir destinasyona bilet bulamaz ve gelemez.''
Bunlar yapılırken herkesin barış, huzur ve güven kelimelerine uygun görüntü de vermesi gerektiğini vurgulayan Vali Toprak, ''Yani bir taraftan birtakım yanlış iş ve çalışmaları pompalarken, diğer taraftan 'Diyarbakır'ın turizmini geliştirelim, seyahat acenteleri buraya gelsin, tur operatörleri burada çalışma yapsın' demek birbiri ile örtüşmüyor'' şeklinde konuştu.
''Diyarbakır'a turizm acentesi açan da turist getiren de kazanacak''
Toprak, dünyanın her yerinde toplantı, gösteri yürüyüşü ve mitingler yapıldığını ancak mitingin başından sonuna kadar hiç bir taşkınlık yaşanmadığını, insanların özgür olarak kendi düşüncelerini, istek ve taleplerini dile getirebildiğini belirtti.
Diyarbakır'ın her şeye rağmen yaşanılır bir kent olduğunu vurgulayan Toprak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Diyarbakır 24 saat yaşanabilecek güzel bir kent. İnsanı ile başka bir yerde bulunmayan kültürel değerleri ile her bakımdan zengin bir kent. Vatandaşlarımız korkmadan, çekinmeden, yanlış algı içerisinde olmadan gelsinler gezsinler. Buraya yatırım yapan kazanacak. Diyarbakır'a turizm acentesi açan da turist getiren de kazanacak. Yeter ki şiddet, baskılama ve tehdit algılarının ortadan kalkması lazım. Bunlar devam ettiği sürece bizim bir taraftan da 'buraya turist gelmiyor, bu ülkede neden istihdam alanı oluşmuyor?' deme hakkımız yok. Bunda hepimizin ortak görüşü, katkısı ve sorumluluğu var. Turizm geliştiğinde bu kentteki otel işleten de esnaf da el emeği göz nuru eserleri satan da kazanıyor. Herkesin bu kente vicdani ve kanuni sorumlulukları olduğunu düşünüyorum.''
''Yabancı turist bölgeyi daha güvenilir buluyor''
Dedeman Diyarbakır Oteli Genel Müdürü Mustafa Eryılmaz, Nevruz sakin geçtiği zaman iç pazarda bölgenin daha çok talep gördüğünü ancak olabilecek herhangi bir olayın satışları olumsuz etkilediğini ifade ederek, bunun kentle ilgili algıyı belirlemede etkin olduğunu söyledi.
Eryılmaz, katıldıkları fuarlarda tur operatörleri ile görüştüklerini, Diyarbakır ile ilgili ortak düşüncelerinin kentin güvensiz olduğu gerekçesiyle talep görmediğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
''Acenteler programlarına Diyarbakır'ı aldıklarında güvenlik gerekçesi ile satış yapamadıklarını belirtiyor. Diyarbakır'ı çıkarttıklarında daha çok satış yaptıklarını belirtiyorlar. Bölgedeki olumsuz imaj maalesef satışları da olumsuz etkiliyor. Bölgede yaklaşık 7-8 yıldır bu sorunu yaşıyoruz. Mardin'e bugün bir milyon gidiyorsa bize 100 bin turist geliyor. Bunun da büyük kısmı yabancı turistler. Yabancı turist bölgeyi daha güvenilir buluyor. Geçmişte yerli turist sayısı yabancılardan daha yüksekti.
Turizm, Diyarbakır'ı kalkındırır. Buraya 1 milyon turistin geldiğini düşünün, kimler ekmek yemez ki. Bir yabancı turun maliyeti bin avro. Bir milyon ile çarptığınızda bu para kenti kalkındırmaya yeter. Güvenliğin sağlanmasında en büyük görev siyasilere düşüyor. Siyasetçiler bu imajı düzelttikten sonra bizim görevlerimiz başlayacak. Terör bitmeden maalesef turizmi canlandıramayız.''
Diyarbakır'ı içeren ve içermeyen alternatifli programlar
Miroğlu Oteli Müdürü Havva Doğan da kentte yaşanan olayların turizmi doğrudan etkilediğini ve kentteki bir olay duyulduğunda tur organizasyonları için hemen iptal fakslarının geldiğini belirterek her tur iptalinin kente zarar verdiğini ifade etti.
Yaklaşık 4 yıldır Diyarbakır'ın GAP turları açısından kötü bir dönem geçirdiğini anlatan Doğan, tur firmalarının Diyarbakır'ı içeren ve içermeyen iki alternatifli program hazırladığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
''GAP turları Gaziantep'ten başlıyor, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Batman'ın ardından Mardin ile son bulur. Tur firmaları Diyarbakır'ın yer aldığı ve yer almadığı 2 alternatif program hazırladıklarını, Diyarbakır'ın yer almadığı turların talep gördüğünü belirtiyor. Bence herkesin hayatında bir kez bile olsa Diyarbakır'ı görmesi gerek. Diyarbakır'ı görmemek gerçek anlamda tanımamak büyük kayıp. Nevruz, GAP turlarının başladığı tarihe denk geldiği için Nevruz'un seyri bölgenin o yıl ki turizm takvimini etkiliyor. Turizm ile öne çıkan başka bir kentte bomba patlasa 'tüp patladı', Diyarbakır'da tüp patlasa 'bomba patladı' deniliyor. Yurt dışından gelen turlar bu tür olaylardan daha az etkilenirken GAP turlarında bu etki çok daha büyük boyutta oluyor. Kente yönelik olumsuz algının değişmesinde hedef kitlemiz halk olduğundan GAP turları bizim için son derece önemli.''
''Esnafın toplumsal olayların dışında tutulmasını istiyoruz''
Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odası (DESOB) Başkanı Alican Ebedinoğlu ise bölgede yaşanan olayların, huzursuzluğun, siyasi gerginliğin her alanda olduğu gibi kent ekonomisinin temel taşı olan turizmi de ciddi anlamda etkilediğini söyledi.
Ebedinoğlu, Diyarbakır'ın turizm alanında ciddi anlamda mesafe katedilmesi gereken bir kent olduğunu, toplumsal olaylar ve gerginliklerin turizmi etkilememesi için sorunun temelinde çözüme kavuşturulması gerektiğine dikkati çekerek, sorun çözüldüğü taktirde hem toplumsal olayların önüne geçilmiş olacağını hem de ekonomik sıkıntı ve işsizlikle mücadele eden kentin turizm ile yeni bir ivme kazanacağını belirtti.
Turizmin gelişmesi için tüm aktörlerin hemfikir olması gerektiğini ifade eden Ebedinoğlu, şunları söyledi:
''Bölgede yaşanan olaylar, huzursuzluk, siyasi gerginlik her alanda olduğu gibi turizmi de ciddi anlamda etkiliyor. Esnafın toplumsal olayların dışında tutulmasını istiyoruz. Çünkü istihdamın sağlandığı tek sektör küçük işletmeler. Bunlara yönelme olduğunda kent ekonomisi de turizm de etkileniyor. Sorunlar hiçbir zaman şiddetle çözülemez. Diyalog ile çözülür. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e Diyarbakır'ı ziyaretinde tarihi Diyarbakır Surlarını Köşk'ün himayelerine alacaklarını açıkladıklarında kentteki sivil toplum kuruluşları olarak kent ile ilgili algının değişmesi için Doğu'daki vatandaşların Batı'yı, Batı'daki vatandaşların da Doğu illerini ziyaret etmesi gerektiğini söyledik. Kendisi bu konu ile ilgileneceğini gerekli yerlere konuyu ileteceğini söylemişti. Bu projenin hayata geçirilmesi gerçekten halkın kaynaşması, ülkenin birliği ve bütünlüğü ile doğu-batı kardeşliği için büyük önem taşıyor.''