Olpak: Dünya teröre karşı ortak ve net tavır koymalı

Olpak: Dünya teröre karşı ortak ve net tavır koymalı
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Nail Olpak, Paris saldırısına işaret ederek, "Terörün haklısı haksızı, ideolojisi, milleti, dini yoktur. Ümidimiz ülkelerin teröre karşı ortak ve net tavır koymalarıdır. Evet, Paris'te hayatını kaybedenler önemliydi, geçen ay Ankara'da hayatını kaybedenlerin önemli olduğu gibi. Lübnan ve Suriye'de hayatını kaybedenler gibi. Dünyanın diğer yerlerinde terör nedeniyle ölenler gibi." dedi.

Olpak, ilave olarak Paris saldırısı nedeniyle Avrupa'da veya dünyanın herhangi bir yerinde İslam'a karşı haksız kampanya başlatılmaması temennisinde bulundu.

MÜSİAD tarafından tertip edilen VİZYONER 15 Sektörler Zirvesi'nde G20 toplantılarına da değinen Olpak, bu konuda Türkiye'nin ve Antalya'nın başarılı bir imtihan verdiğini dile getirdi.

VİZYONER 15'e temas eden MÜSİAD Başkanı, zirve ile şirketlere planlama yapma bilinci aşılamanın amaçlandığını bildirdi. Şirketler için ileriyi ele almanın ve tasarlamanın önemine temas eden Nail Olpak, bu anlamda alibaba.com örneği verdi:

"G 20 toplantıları esnasında e-ticaret şirketi alibaba. com'un idarecilerinden Michael Evans ile bir araya geldim. Konu açıldı. Şaşırtan bir Bekârlar Günü satışı yapmışlardı. 14,3 milyar dolar tutarında satış yapmışlardı. Gelir gayet iyi. Ama tek buna odaklanmayalım, dakikada 90 bin kredi kartı tahsilâtı yapmışlar. Bu, saniyede bin 500 tahsilât demektir. Nakliye tarafını hangi yöntemle başardılar, bilmiyorum. Ama doğru malın doğru yere gitmesini mümkün kıldılar.
alibaba.com yola koyulduğu dönemde, yani ilk 3 senesinde alıcı ile satıcıyı bir araya getirdi. Bu dönemde kar almadı. Evans'ın bana belirttiği şeyler bu anlattıklarım. Nereden nereye gelmişler. İşte ileriyi tasarlamak budur."


Olpak, etkinliği fikirlerin buluşma yeri, fikir atölyesi olarak gördüklerini sözlerine ekledi.

TÜCCARDAN VE İHRACATÇIDAN KURUMSALLAŞMA VE AR-GE VURGUSU

VİZYONER 15, ekonomi aktörlerini buluşturdu. Zirvede sanayi ve ticaret odalarının yanı sıra ihracatçı birliklerinin temsilcileri söz aldı.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, şirketler için marka olmanın önemini anlattı. Çağlar, bu anlamda kurumsallaşmanın şart olduğunu vurguladı ve "Aile şirketleri olarak bir yere dek gelmeniz mümkün. Ama kurumsallaşma ile ürün ve hizmetleriniz marka olur." ifadelerini kullandı.

Fikir üretimini ülke adına önemli ve olumlu gören Çağlar, "Bu amaçla odamız bünyesinde bir merkez açıyoruz. Merkez ile yeni fikirleri girişimciler ile buluşturup ticarileştirmeyi amaçlıyoruz. Bu fikri yakında hayata geçireceğiz." açıklamalarında bulundu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ise şirketlere inovasyon ve Ar-Ge'ye eğilmeyi tembihledi.

Büyükekşi, Ar-Ge'nin milli gelirde payının arttığını duyurdu. İlave olarak "Ar-Ge'nin milli gelirde payı 1'i aştı. Bu, bizim için önemliydi. 1'i aşamıyorduk. Malum 2023 hedefimiz Ar-Ge'nin milli gelirde payını yüzde 3 yapmak. Ar-Ge yatırımlarının devamı bu hedefi yakalamamıza yardımcı olacak." dedi.

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, ülkenin en büyük değerinin birey olduğunu savundu. Bu nedenle bireylerin iyi eğitilmelerini öneren Özdebir, şunları kaydetti:
" Ülkelerin veya firmaların rekabeti esasında bireylerin rekabetidir. Benim görevim Çinli bireylerle rekabet etmek. Yoksa ben bu rekabette galip gelemem. Burada belirleyici olan birey için iyi bir eğitim şart. Eğitimin şekli de önemli. Burada esas olan ne bildiğiniz değil bildiğiniz ile ne yapabildiğinizdir. "

ÜLKER'İN KURUMSALLAŞMA ÖYKÜSÜ

VİZYONER 15'in onur konuğu Yıldız Nolding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker de Ülker'in kurumsallaşma ve markalaşma öyküsünü paylaştı.

Ülker, atölyede doğan markanın çikolata ve bisküvi devi haline geldiğine işaret etti.

Büyüme ve yeni sektörlere girmeyi belli sorunlara bağlayan Ülker, şunları belirtti:

"Çokoprens ile başlayan ihracatımız ivmelenmişti. Ama bir problem vardı. Dış rekabete açıldığımızda ayrı bir dünya, skala gördük. Bu nedenle ürün ve ambalaja bakıldı. Ürün kaliteli, ambalaj da öyle olmalıydı. Bir ürünün kırılması bizi güç durumda bıraktı. Sabri Bey, dilediği ürünü tedarik edemedi ve çareyi bir ambalaj şirketi ile ortak olmakta gördü. Süt ve yağ sektörlerine girme hikayemiz de böyle. Süt ve yağ sektörü ilerleme evresinde idi ama dilenen seviyelerde değildi. Süttozu bulamadık. Yağ fiyatları da rekabetçi olmaya imkan tanımıyordu. Bu nedenle 90'larda süt ve yağ sektörüne girdik. Yeni ortaklıklar başladı."


Sabri Ülker'in kurumsallaşmaya önem verdiğini vurgulayan Ali Ülker, şöyle devam etti:

"Sabri Bey, kurumsallaşma adına faaliyetlerde bulundu. Bunlardan biri şirketin yönetmelikleri, organizasyon şeması. Ben meraklıyım karıştırırım arşivleri. 70'lerden kalma organizasyon şemaları buldum. Burada modern yönetim anlayışında kullanılan anlayışı görüyoruz. Bunlar nereden geldi? Sabri Bey keşfetmedi bunları. Kendileri çok meraklıydı. Diğeri de Sabri Bey'in yabancı lisanı kifayet etmezdi ama beni tercüman olarak kullanırdı. Dışarıdan gelen her yöneticiye sorardı 'organizasyon yapınız nasıl, kimler genel müdüre rapor eder, satış ve üretim ağını ayrı tutuyor musunuz' diye. Ürün üretiminde de Amerika'yı yeniden keşfetme gibi derdimiz yoktu. Ülkeden emekli yöneticileri getirir, her şeyi öğrenirdik. Görevi ehline vermek Sabri Bey'in temel ilkesi idi."
CİHAN
18 Kasım 2015 14:57
DİĞER HABERLER