Milli Eğitim Bakanlığı’nda 21 yıl görev yaptıktan sonra ihraç edilen öğretmen Ramazan Aktaş, Gülen Hareketi soruşturmaları kapsamında 2017’de tutuklanmış ve 17,5 yıl hapis cezası verilmişti.

Silivri Cezaevi’nde sekiz yıla yakın tutuklu kalan ve beş ay önce 4. evre pankreas kanseri teşhisi konulan Ramazan Aktaş’a, 22 Nisan’da kamuoyunda oluşan tepkiler sebebiyle 6 ay infaz erteleme verilmişti. Aktaş’ın sırt ağrısı ve zayıflama gibi ciddi belirtilerine rağmen uzun süre hastaneye sevk edilmediğini, eşi Sümeyye Aktaş insan hakları savunucusu ve DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun kanalı ÖFG TV’de anlatmıştı. Eşinin hastalığıyla ilgili bilgi veren Aktaş, defalarca dilekçe verdiklerini ancak çoğuna cevap alamadıklarını ve teşhisin çok geç konulduğunu dile getirmişti.

Ramazan Aktaş ağır hasta olmasına rağmen önce Burdur Cezaevi’ne sevk edilmişti. Hastalığın karaciğer ve sinirlere metastaz yapmasının ardından ise tedavi edilemez bir duruma gelmişti. Sümeyye Aktaş, yaşanan süreci şöyle aktarmıştı:

“Eşim 13 gündür Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde kalıyor. Hastalık karaciğer ve sinirlere metastaz yapmış durumda. Artık kemoterapi de alamayacak durumda çünkü karaciğer yetmezliği var. Kemoterapiyi veremiyorlar. Dün itibarıyla taburcu edilip Burdur Cezaevi’ne götürülecekti. Zorla birkaç gün daha kalmasını rica ettik. Kendine bakamayan, yatakta yatamayan, yemeğini dahi yiyemeyen, sandalyede iki büklüm duran, ne zaman uyuduğunu fark etmeyen bir durumda. Ciddi sıkıntıları var. Ağrılarını artık tarif bile edemiyor. Vurulan ağrı kesiciler etkisiz kalıyor.”

Tarih öğtermeni Ramazan Aktaş’ın yaşadığı mağduriyetler Belçika merkezli İnsan hakları kuruluşu olan Solidarity With OTHERS’in haftalık yayınladığı Türkiye Hak Gözlemleri raporunda yer almıştı.

Aktaş’ın evinde yapılan aramada, çocuklarının 23 Nisan gösterilerine ait CD’lerin bile “delil” olarak el konulduğu öğrenildi. Aktaş’ın dosyası, iç hukuk yolları tükenince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınmıştı.