3’ü birden bugün ‘yüzde 3’ mücadelesi veriyor. Eğer siyasette kalıcı olacaklarsa o kritik eşiği aşmaları önemli. Hazine yardımı, yeni dönemde hallaç pamuğuna dönmesi beklenen siyasi arenada onlara hareket alanı, atılım yapma imkânı sağlayacaktır.
(...)
3’ü birden bugün ‘yüzde 3’ mücadelesi veriyor. Eğer siyasette kalıcı olacaklarsa o kritik eşiği aşmaları önemli. Hazine yardımı, yeni dönemde hallaç pamuğuna dönmesi beklenen siyasi arenada onlara hareket alanı, atılım yapma imkânı sağlayacaktır.
Bu 3 parti nevzuhur, sıradan parti değil. Bir geleneğe, davaya yaslanan hareketler. Sempati alanları oy oranlarının ötesinde olan hareketler.
DP, bütün sağ partilerin anası. Menderes’in, Demirel’in partisi. Dün ‘seçim bildirgeleri’ni açıkladılar. Adaylarına ve katılımcılarına baktığımda yaşı 50’nin üzerinde insanlar topluluğunu gördüm. Oysa liderleri siyasetin en genç genel başkanı olan Gültekin Uysal.
Saadet, Erbakan Hoca’nın partisi. Yarım asırlık bir siyasi geleneğe sahip. Hoca’nın talebeleri ‘Milli Görüş’ gömleğini çıkarıp yakaladıkları iktidarı 13 yıldır sürdürüyor. Gömleği üstünde taşımakta ısrar eden Saadet, iktidarın bir ucundan tutabilirdi. AK Parti sadece 2 kişilik kota verince anlaşamadılar. SP, şimdi tabanını AK Parti’ye kaptırmamak hatta oradan oy alma uğraşı veriyor.
BBP, 7 Haziran’da SP çatısı altında seçime girmiş ve beklentinin hayli altında (yüzde 2.1) oy alınmıştı. Bu oyun yüzde kaçının kime ait olduğu meçhul. ‘2 Mustafa’ bu sefer seçime ayrı giriyor. BBP hem AK Parti hem de MHP’ye karşı taban mücadelesi veriyor. AK Parti’nin eli SP kadar BBP’nin de içinde. ‘Muhsin Başkan’ın bayrağını yere düşürmemek için direniyor Mustafa Destici.
KRİTİK SAYILAR
Bu 3 parti binde 2 de yüzde 2de alsalar birkaç yüz oyla sandalye sayısının el değiştirdiği bazı illerde sonuca etki edebilirler.
Bunu herkesten iyi bilen AKP özellikle Saadet Partisi seçmenini ablukaya almaya başladı.
Seçimden önce AK Parti’nin bu partilerin tamamını ‘şemsiyesi’ altına alabileceği konuşuldu.
Eğer bu 3 partinin liderleri isteselerdi iktidarın kanatları altında yer bulabilirlerdi.
Zor olanı seçtiler. ‘Diğer’ kategorisinden yarışa girmeyi tercih ettiler.
Belki sesleri fazla duyulmuyor ama 3 isme dikkatle bakın…
Çözüm süreci, yolsuzluk, hukuksuzluk ve dış politikaya iktidardan farklı pencereden bakıyorlar.
Mustafa Kamalak’ın nezaket ve zarafeti malumdur. Fakat, konu ‘çözüm süreci’ ve ‘hukuk’ olunca kükrüyor.
Mustafa Destici ‘çözülme süreci’ dediği süreç konusunda yıllarca uyardı iktidarı. 7 Haziran öncesi kadar konuşulmayan ‘yolsuzluk’lar konusunu gündemden düşürmemeye kararlı görünüyor.
Gültekin Uysal’ın demokrasi mücadelesini anlatırken entelektüel birikimine, iktidar eleştirisinde ateşli hitabetine tanık oluyorsunuz.