Erdoğan’ın masasındaki anket

Yola 400 milletvekili hedefiyle çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne oldu da birdenbire ‘koalisyon’ların ne kadar kötü bir şey olduğunu anlatmaya başladı?
Başbakan Ahmet Davutoğlu yüzde 55 oy almaktan bahsetmiyor muydu?  Ekrana hangi AK Parti’li çıksa yüzde 50 oy garantiymiş edasında konuşmuyor muydu?

Öyleyse nedir bu ‘koalisyon’ lafları, kriz günlerini hatırlatma çabaları?
Bunlar boşuna söylenmiş sözler değil. İktidar partisi ilk kez sandık kaygısı yaşamaya başladı.
Cumhurbaşkanı ile Merkez Bankası arasında başlayan polemikten sonra başlayan bir düşüş var.
Çarşıya pazara yansıyan fiyat artışını, dövizin yükselişini halk etkili bir şekilde hissetmeye başladı.
Milletvekili aday listeleri ‘pozitif’ bir etki yapmadı. Başkanlık Sistemi’ne verilen destek parti oylarının altında.

GÜNDEMI MUHALEFET BELIRLEDI  
13 yıldır yaşanmayan bir şey daha oldu. Kamuoyu AK Parti’nin vaatlerinden çok CHP’nin programını, HDP’yi konuşmaya başladı. Gündemi muhalefetin belirlediğini de gördük!
Hadi Mehmet Şimşek, “Kaynağı göstersin CHP’ye oy veririm” diyerek siyasi acemilik yaptı diyelim. Siyaset ustası Erdoğan’ın ‘koalisyon’u telaffuz etmesi öylesine söylenmiş bir söz değil! Erdoğan bilinçli ve ustaca söylüyor bu sözleri. Nedenine gelince…

Bütün bunlar hep o anket yüzünden!
Erdoğan’ın önüne giden bir anket var ki bütün hesapları altüst edecek sonuçlar çıkmış.
AK Parti yüzde 39-40 bandına inmiş. 2009’dan sonra ilk kez düşüş görülmüş. Daha da önemlisi HDP barajı aşıyor ve MHP yükselişte.
Yaklaşık 1 aylık mazisi olan bir anket bu. Daha sonra başka anketler de yapıldı. Koşullar iktidar açısından daha iyiye mi gidiyor? Hayır!
Öyle olsa partinin en güvendiği 2 firmanın anket sonuçları kamuoyuyla paylaşılırdı.
AK Parti’de beklenti, “40’ı gördük ama kararsızların dönüşüyle 45’i buluruz” şeklinde olsa da bunun bir garantisi yok.
İktidar partisinde yüzde 42-43’lük bir oran sıkça konuşuluyor ki benim de aklıma yatan oran bu. Bunun anlamı ya kılpayı iktidar çoğunluğu ya da koalisyon. 400’ü bırakın, 330 milletvekili bile hayal!
Yani anlayacağınız ‘Usta’ durup dururken ‘koalisyon’ demiş değil!

Koalisyon değil yeni seçim
Eğer sandıktan tahmin edildiği gibi bir sonuç çıkarsa bizi koalisyon mu bekliyor?
Bunun o kadar kolay olmayacağını düşünüyorum.
Bu sonuçlar bizi koalisyona değil yeni bir seçime götürür

İktidarın alternatifi görülen CHP-MHP koalisyonu için gerekli 276 milletvekili sayısına iki partinin ulaşması zor.
HDP’yi üçünü ortak olarak almazlar. HDP ile AK Parti de koalisyon düşünmez.
O zaman AK Parti ile CHP ya da MHP’li seçenekler kalıyor ki o da o kadar kolay değil.
O zaman ne olur?
Demirel’in dediği gibi “Memleket hükümetsiz kalmaz” ama…
Seçimden  sonra Meclis en yaşlı üyesi sıfatıyla Deniz Baykal’ın başkanlığında toplanır.
Meclis prosedürü tamamlandıktan sonra  Cumhurbaşkanı Erdoğan  bir ismi hükümeti kurmakla  görevlendirir.

2 hükümet modeli: Azınlık, Milli Mutabakat
Yetkiyi alacak isimler 45 gün içerisinde hükümeti kurmak ve güvenoyu almak zorunda.
İşin zorluğu burada.  Diyelim Davutoğlu’na yetki verildi. CHP, MHP koalisyona yanaşmazsa ne olacak?
O zaman başka bir isim hükümet kurma çalışmasına girişecek. Geçmiş yıllardaki gibi olsa CHP, MHP sırayla şansını dener. Ama Erdoğan, başka bir AK Partiliye de bu görevi verebilir.
45 günde güvenoyu alacak hükümet kurulamazsa Cumhurbaşkanı ülkeyi seçime götürebiliyor.
Bu durumda ağustos ayında yeniden sandık görülüyor.
O durumda güvenoyu almasa dahi AK Parti azınlık hükümeti ülkeyi seçime götürebilir.
Bir diğer ihtimal ise belki HDP’nin de içinde yer alacağı  ‘Milli Mutabakat Hükümeti’
Koalisyon hesapları 3 bilinmeyenli denklem gibi. Nereden baksanız çözümü zor.

AK Parti’nin seçimden birinci çıkacağı kesin ama iktidar garantisi yok.
Sandık tek başına iktidara imkân tanımazsa top muhalefetin ayağına geliyor.
Siz muhalefet olsanız koalisyonu mu tercih edersiniz yoksa  düşüş trendine girmiş rakibinizle yeniden sandıkta yarışmayı mı?
Bence ikincisi.

Koalisyona zor dememin gerekçesi de bu zaten

MEYDAN GAZETESİ