"O kelepçe var ya o kelepçe; hukuka, demokrasiye aynı zamanda AK Parti’ye vurulmuştur. Kelepçe o ellerde, vicdanlarda durdukça ülke normalleşemez."
O kelepçe var ya o kelepçe; hukuka, demokrasiye aynı zamanda AK Parti’ye vurulmuştur. Kelepçe o ellerde, vicdanlarda durdukça ülke normalleşemez.
28 Şubat sürecinin ‘İslami’ kesim üzerinde travmatik etkileri oldu.
Başörtüsü yasağı, sermayenin renklere ayrılması, imam-hatiplerin ayrımcılığa tabi tutulması gibi uygulamalar geniş halk kitlesini rahatsız etti.
Bu öyle bir rahatsızlıktı ki bugünkü iktidarın sosyolojik tabanını bu kitle oluşturdu.
28 Şubat’ın 1000 yıl süreceğini söyleyen Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun temennisi 5 yılda berheva olmuştu.
Demokrasilerde olması gereken buydu.
Bugün ise dünün ‘mağdur’ları işbaşında.
Peki, şimdi ne oluyor?
Fişleme, cadı avı, ayrıştırma var mı, var...
Sermayenin rengi ya da renk tonu soruluyor mu, soruluyor...
Hukukun, anayasanın da üzerinde bir ‘kırmızı kitap’ kondu mu; kondu..
Akreditasyon, basına mali, adli baskı var mı; hem de fazlasıyla...
Ne yani o meşum süreç bitmemiş miydi? Şimdi “28 Şubat Forever” mı diyeceğiz. Yoksa herkesin 28 Şubat’ı kendine mi?
AK PARTİLİLERİN EŞLERİNDE İNFİALMazlumun kimliği sorulmaz. Başörtülü ya da başörtüsüz oluşu değil olayın vahametidir sorgulanması gereken.
Merdivenlerden sürüklenen kadın ile elleri kelepçeli kadının acısı arasında fark yoktur.
Ama o ‘başörtülü bacı’ meselesinde bir dakika durmak lazım.
Manisa’da öğrenciye burs yardımı yaptığı için elleri kelepçelenen kadınlar...
Her ağzını açtığında 28 Şubat ve başörtülülere yapılanları anlatanlar, bu manzara karşısında ne diyeceksiniz?
Bir zamanlar okula alınmayan, hatta itilip kakılan eşinize, kızınıza bu durumu nasıl anlatacaksınız?
Asker ve CHP/DSP bize yaparsa yanlış, biz başkasına yapınca müstahak mı oluyor?
Başörtülü kadınlara kelepçe görüntüsü haklı olarak infiale yol açtı.
Kendini ‘paralelle mücadele’ye adamış kalem ve siyasiler bile bu haksızlığa tepki göstermek zorunda kaldı.
Size çok net bir şey söyleyeyim. O kelepçeli görüntü AK Partililerin evlerinde, etraflarında inanılmaz öfkeye neden oldu.
Bir çoğu başörtüsü mağduriyeti yaşamış isimler o kelepçeli elli kadınlarla empati yaptı, anlamlandıramadı yaşananları.
“Oh olsun” alışkanlığında olanların ağzından bile ‘Bu kadar da olmaz’ lafları çıkmaya başladı.
Vicdanlar yaralanmıştı bir kere...
TALİMAT ÇOK YUKARDAN“Niye bunlar yaşanıyor?” diye düşündünüz mü?
Güvenlik ve yargı bürokrasisinden sonra devletin bütün birimlerinde ‘paralel’ avı sürüyor iki yıldır.
Hedef gösteren, tetiği çeken bütün ‘Avcı’lar ödüllendirilince bu bir yol oldu.
Makam kapmanın, rakibi elimine etmenin en pratik yolu ‘paralel avcılığı’ hatta ihbarcılığı.
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ