Ekonomist ve eski Başbakanlık danışmanlarından Nas, ekonomi heyetinin ABD'de karşılaştığı manzarayı geçmiş tecrübelerinden yola çıkarak Ankara Review sitesinde anlattı.
Eski Anavatan Partisi Genel Başkanı Nesrin Nas, Davutoğlu'nun ekonomi bakanlarıyla birlikte ABD'ye yaptığı ziyareti yazdı.
İşte o yazı
***
Erdoğan-Davutoğlu ve Gül
Erdoğan, Davutoğlu’na karşı Gül kozunu mu çıkarmak istiyor?”…”işler sarpa sarınca kurtarıcı olarak Gül’e mi başvuruluyor?”…”Üç dönem kuralı ile TBMM dışında kalacak olan AKP’liler Gül ile bir çıkış mı arıyor?…”Türkiye,güven krizini nasıl aşabilir?”… “Hem ekonomide hem dış politikada güven kaybı nasıl durdurulur?”….
Bugünün gazetelerini tararsanız birçok yazının yukarıdaki soruları cevaplama arayışı içinde olduklarını görürsünüz.
Evet ekonomide göz gözü görmüyor. Başbakan yanına uluslararası mali çevrelerin güvenini kazanmış ama Cumhurbaşkanı’ndan yediği azar sonrası hem morali bozuk hem kredibilitesi sarsılmış hem de üç dönem kuralı nedeniyle gidici gözle bakılan Bakan Ali Babacan ve ekonomi bürokrasisiyle birlikte New York’ta Goldman Sachs’ın merkezinde yatırımcıları ikna etmeye çalışıyor.
Bu manzara bana eski günleri hatırlattı. Biz de bunun gibi roadshow’lara katılır, Türkiye’nin iyi yolda olduğunu, içeride yaşanan siyasi tartışmaların ekonomiyi tehlikeye atacak bir gerginliğe ulaşmayacağını söylerdik. Tabii bu arada bildiğimiz tüm duaları okurduk. Çoğu kez dualarımız yerine ulaşmaz, güne bizi yalanlayan bir Türkiye haberi ile başlar ve yatırımcıların “anlat anlat heyecanlı oluyor” bakışları altında roadshow’u tamamlamaya çalışırdık…
Başbakan ve Bakan Babacan’ın New York ziyareti de böyle bir atmosferde gercekleşiyor. Allah kolaylık versin!
Çünkü Cumhurbaşkanı ve ekonomi baş danışmanı, New York’ta yatırımcılara dil döken Başbakanı, Türkiye’de bir anda açığa düşürüyorlar. Ve dünya mali çevrelerinin kahvelerini içmeden önce okudukları Wall Street Journal ve Financial Times gibi gazetelerde “Erdoğan ekonominin kurallarına karşı” içerikli yazılar yayınlanmasına ,Walter Russell Mead gibi Amerika’nın önemli tarihçilerinden birinin “Erdoğan’ın Evrimi- Türkiye takla atıyor” başlıklı yazı yazmasına yol açıyorlar.
İşte tam bu noktada global dünyada imajı,güvenilirliği epey sarsılmış , ekonomisinin geleceği kırılgan beşlinin en kırılganı olarak nitelendirilen ve “süper-başkanlık sistemi” dışında bir hikayesi olmayan Türkiye, “Gül ile bir çıkış olur mu?” tartışmasına başladı. Bu tartışma nereye varır, nasıl sonlanır bilmiyorum ama siyaseti kıran kırana bir savaş olarak yürütenlerin ve iktidarı bir ‘varlık-yokluk’ meselesi olarak düşünenlerin frene basma zamanları geldi geçiyor.
(...)