Türkiye'de art arda patlayan bombalarda hayatını kaybedenler ve Sur,Cizre, Silopi, Nusaybin, Yüksekova, İdil gibi ilçelerde yaşanan çatışmalar ve 300'ün üzerinde şehit verilmesi gözleri çözüm sürecinde örgütün şehirlere aktardığı mühimmatla kazandığı eleman miktarına çevirdi.
KATILIM YAŞI 12'YE DÜŞTÜ
Güvenlik Uzmanı ve Emniyet eski Müdürü Davut Erdoğan, PKK'nın çözüm sürecinde ne ölçüde güçlendiğini çarpıcı rakamlarla açıkladı. Örgütün önümüzdeki dönemde şehirlerdeki güçlerini takviye etmeyi, bahar aylarında da silahlı ve kitlesel ayaklanma gerçekleştirmeyi planladığını savunan Erdoğan, örgüte katılım yaşının ilk defa 12'ye kadar düştüğünü belirtti. Bu süreçte örgüte 2 bin 500'ü çocuk olmak üzere 7 bin 500 katılım olduğunu kaydeden Erdoğan, HPG'nin Türkiye'deki silahlı unsurlarının ise 3 bine çıktığını vurguladı.
DAĞ KADROSU 20 BİN CİVARINDA
“2012'de PKK'nın Türkiye sınırları içerisindeki silahlı unsurlarının sayısı bin 500 civarında iken, bu sayı 2015 sonu itibariyle 2 bin 700-3 bin civarına yükseldi” diyen Erdoğan şöyle devam etti: “Yine bu süreçte örgütün Suriye kolu olan PYD'nin silahlı yapılanması YPG, 10 bin silahlı örgüt mensubuna ulaşmıştır. Her iki silahlı grubun (HPG ve YPG) toplamı neredeyse 20 bin civarında. Ayrıca, bu, örgütün sadece dağ kadrosunun sayısı. Şehir merkezlerinde bulunan ve silah-patlayıcı eğitimi almış unsurları bu sayıya dâhil değildir.”
60 KİŞİLİK CANLI BOMBA GRUBU
Güvenlik uzmanı Erdoğan, Irak'ın kuzeyinde Türkiye genelinde faaliyet göstermek üzere 60 kişilik “Fedai Eylemcisi” tabir edilen canlı bomba grubu oluşturulduğunu kaydetti. Bir canlı bomba grubunun Türkiye sınırından içeri girdiği, kalanlarının ise süreç içerisinde yurt içine girmesinin planlandığını vurguladı.
SALDIRGAN SÜREÇTE ÖRGÜTE KATILDI
Adana, Mersin, İzmir, Ankara, Kayseri, Diyarbakır, Antep, Batman, Kars, Erzurum, Samsun, Trabzon, Van ve İstanbul illerine gönderilmesinin planlandığını aktardı. Bu örgüt mensuplarının belirlenen şehirlerde hayatlarına devam ettikleri ve örgüt üst yapılanmasından talimat bekledikleri yönünde iddialar bulunduğunu ifade etti. 13 Mart'ta 35 sivilin hayatını kaybettiği Kızılay'daki intihar saldırısını gerçekleştirilen Seher Çağla Demir'in de 2013'te örgüte katıldığını hatırlatan Erdoğan şöyle konuştu:
“Terör örgütüne katılımlar, yoğun olarak Hakkâri, Şırnak ve Van illeri kırsalından yapıldı. Ayrıca PYD'nin kontrolünde bulunan Afrin, Kobani ve Kamışlı bölgelerinden de katılım oldu. Katılımlarda ‘Devlet burayı bize bıraktı. Çözüm süreci sonunda silahlı örgüt mensupları maaşlı güvenlik gücü olacak' propagandası en etkili faktör olmuştur.”
SİLAH SEVKİYATI HIZ KAZANDI
Erdoğan, 2015 yılı bahar aylarında ‘savaşın kırsaldan şehre taşınması' planı yapan örgütün başta bölge illeri olmak üzere metropollere patlayıcı, silah ve mühimmat sevkiyatına hız verdiğini söyledi. Bu sevkiyatın ise denetim ve kontrolden uzak Suriye sınırından kaçakçılar ve mülteciler aracılığıyla yapıldığını vurguladı. Davut Erdoğan, patlayıcıların şehirlere nasıl aktarıldığını şöyle anlattı:
“Plaka tanıma sistemlerinin bulunmadığı yollar tercih edilerek, öncü/artçı araçlarla yapılıyor. Aktarımı yapılan malzemeler şehir merkezlerine yakın, güvenlik kuvvetlerince denetimin az yapıldığı düşünülen bölgelere gömülüyor. Gömülen malzemelerin kroki ve fotoğrafları alınarak, nokta bilgileri kırsal birime iletiliyor. Nokta bilgiler, eylem için kırsal alanda eğitim almış şahıslara veriliyor. Hedeflerin keşif faaliyeti, eylemci şahıs veya öz savunma içerisinde faaliyet yürüten şahıslar tarafından yapılıyor.
ASAYİŞ TİMLERİ OLUŞTURULDU
Erdoğan örgütün, bir sonraki adım olarak kurtarılmış alanlar üzerinden bölgeyi tamamen kendi hâkimiyeti altına almayı planladığını kaydetti. “Özerkliği inşa süreci” adı altında kent meclisleri, mahkemeler, okullar, asayiş timleri oluşturulduğunu ifade etti. Erdoğan, demokratik açılım ve çözüm sürecinin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde Kürt kimliğinin bölücü terör örgütü çizgisinde siyasallaşması riskini en üst seviyeye çıkardığını dile getirdi.
Özgür Düşünce