"Cumhurbaşkanı Erdoğan bitmek bilmeyen, her gün daha bir tazyikle fışkıran 'öfke siyaseti' sayesinde, aynı öfkeyi kopyalamayı iş zanneden kitleleri birbirine düşme noktasına getirmeyi başardı."
Böyle olur. Ülkenin içini kangren gibi kemiren meseleler on yıllar boyu 'çiviye çekiç' metotlarıyla kabartılır, siyasetçiye güven iyice dibe vurursa, her türlü magandalık, holiganlık, lumpenlik geçerli akçe olur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bitmek bilmeyen, her gün daha bir tazyikle fışkıran 'öfke siyaseti' sayesinde, aynı öfkeyi kopyalamayı iş zanneden kitleleri birbirine düşme noktasına getirmeyi başardı.
AKP'ye iyi niyetle içeride dışarıda güven kredisi açmış olan herkes demokratikleşmenin son istasyona götürüleceğini, bu sayede bir zihniyet devriminin, bir üst seviyeye kitlesel bilinç yükselişinin canlı tanığı olacaklarını umuyordu.
Kredi tükeneli çok oldu.
Bir üste bilinç sıçraması şimdi içinden cifeler, irinler, balgamlar, cerahatler fışkıran bir bilinçaltı patlamasına dönüştü.
Medyanın vicdanla, akılla çoktan vedalaşmış; ruhunu en ucuzcu müşteriye kiralamış, satılmış kısmı bu pisliğin ana nehir yatağıdır şimdi.
Bu hale gelindiyse baş sorumlusu, AKP'nin bir zamanlar toplumu dönüştürücü olan misyonunu unutturmayı başaran Erdoğan'dır.
Bu acı gerçek kendisinin asla yakasını bırakmayacaktır.
Demokrasiye inanmış olanların ahını alan, bu ülkede mağdurların ahını almış sayılır.
Yaralı vicdanlarda hesaplar asla kapanmayacak, sorumlu asla kendisini saklayamayacaktır.
(...)