''1966 yılından beri Doğu Kültürü ve özellikle Hindistan üzerine yoğunlaşarak Gandhi hareketini inceleyen Ribakov, Türkiye’nin sosyal gelişmelerini de takip etmiş ve sivil toplum kuruluşlarıyla yakın çalışmalarda bulunmuştu.''
Oryantalist Rus aydın Ribakov’un ardından
ARİF ASALIOĞLU | samanyoluhaber.com
Dünyaca ünlü Doğu araştırmaları uzmanı, büyük düşünür ve Rusya Bilimler Akademisi’nin önemli bilim adamı Rostislav Ribakov hayatını kaybetti.
81 yaşındayken geçtiğimiz Ağustos ayında hayata gözlerini yuman Ribakov, 1994-2009 yılları arasında Rusya Bilimler Akademisi Doğu Araştırmaları Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.
Hindistan, Pakistan ve Bangladeş gibi Asya ülkeleri üzerine kapsamlı akademik çalışmaları bulunan akademisyen, ilim dünyasına onlarca kitap ve yüzlerce değerli makaleler bıraktı. Kültür tarihi sorunları, kültürler arası etkileşimler ve sivil toplum kuruluşlarının önemi üzerine çarpıcı tezleri bulunmaktadır.
1966 yılından beri Doğu Kültürü ve özellikle Hindistan üzerine yoğunlaşarak Gandhi hareketini inceleyen Ribakov, Türkiye’nin sosyal gelişmelerini de takip etmiş ve sivil toplum kuruluşlarıyla yakın çalışmalarda bulunmuştu.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) İstanbul’da faaliyetlerine devam ederken bir çok kez Rusya adına etkinliklerine katılmış, yapılan çalışmaların önemini belirtmek için “GYV, Avrasya’nın Kartviziti” tabirini kullanmıştı.
“GYV sayesinde diyalog kavramı şu anda bir tür parola haline gelmiştir. İnsanlar, günümüzün problemlerinin diyalog yoluyla çözülebileceğini anlamaya başlıyorlar.’’ sözleriyle günümüzde sosyal problemlerin çözümünde diyalog vurgusu yapmıştı.
"GELECEKTEN ÇOK ÜMİTLİYİM’’
Ünlü şarkiyatçı Ribakov, 2015 yılı baharında Cihan Haber Ajansı'na verdiği bir röportajında "Birey, toplum ve devlet olarak sorunlarımız sürüyor ve biz artık üstesinden gelemiyorsak, yapılacak tek şey var: Yeniden düşünmek, yeniden öğrenmek, yeni yollar aramak... Ama asla sorunlara teslim olmamak... Düşünürken büyük düşünmek, yerel ile evrenseli birlikte kapsayıcı bir ufukla düşünmek. Düşüncenin soyut cazibesine kapılmadan, rasyonelliğini, uygulanabilirliğini, insana ulaşabilirliğini de düşünmek... Bulanlar hep arayanlar arasından çıkar. Aramayanlar için, ne yazık ki söylenecek pozitif bir cümle yok..." ifadelerini kullanmıştı.
Hindistan'a bağımsızlığını kazandıran efsanevi lider Mahatma Gandi ve Fethullah Gülen arasında dünyanın en zor sorunlarını ölüm, kan ya da nefret olmadan çözme anlamında benzerlik olduğunu belirten Ribakov, "Gandi milyonlardan oluşan ordulara öncülük ediyordu. Bunlar kansız, barış orduları. Gülen ise başka bir alanda duruyor. Bunlar eğitimciler. Yeni bir nesil yetişiyor. Almanya’da, Japonya’da, Hindistan'da, Bulgaristan'da ya da dünyanın farklı ülkelerinde. Türkiye fanatiği olsun ısrarında değiller. Başka millet ve dinden insanlarla birlikte yaşayabilme kültürü var. İyiliği ve kötülüğü ayırt edebiliyor. Çalmıyor, öldürmüyor ve savaşmıyor. 21'inci yüzyılda yeni bir insan modeli ortaya çıkıyor." şeklinde konuştu.
FETHULLAH GÜLEN BİR BAHÇIVAN
Ribakov, "en az Gandi kadar bir halk önderi" dediği Fethullah Gülen ile Gandi karşılaştırmaları yapmıştı.
"Gülen, yeni bir kültür, yeni bir insan yetiştiren bahçıvandır. Çünkü diğer liderler Mahatma Gandi de dahil olmak üzere devrim ve ihtilal yaparak bir şeyler değiştirmişler. Bunlar daha çok grevler, sokak gösterileri, kitlesel katılımlı miting, çatışma vs yollarla yapmışlardı. Gülen ise çok farklı bir yolla değişim yapıyor. Eğitimle yavaşça ve sabırla tüm insanlara hizmet veriyor. İyiliğin tohumunu atıyor ve yetişmesini bekliyor. Bazen meyvesini ve çiçeklerini görememe gibi bir durum bile var bu işte. Bazen ise çiçekler yetişiyor ve herkes istifade ediyor. Bahçıvan kendisi konuşmaz, çiçek bahçesi onun adına konuşur."
"Fethullah Gülen bir bahçıvan. Ben o bahçede yetişen insanların simalarından çok etkilendim. Diyalog, hoşgörü ve eğitim anlayışları ile manevi kriz yaşayan dünyamıza ilaç olmaya adaylar. Gelecekten çok ümitliyim. Ben görmesem de gelecek kuşaklar o güzel günleri görecekler. Bu yolu Gülen Hareketi açacak."
Gülen'in temiz simalı, etik değerlerle donatılmış çağdaş dünya nesli yetiştirdiğini ifade eden Ribakov, "Ben Gülen'in Kur'an ve İslamiyet'le olan bağlantısına bakmıyorum. Beni en çok onun arkasından giden insanları ilgilendiriyor. Barış içinde yaşamak için yeni bir nesil yetiştirmek gerekiyor. İnsanı eğitmek ve ona nasıl öğreneceğini öğretmek. Günümüzde bilgiye bilgisayarda ulaşmak mümkün. Ancak iyilik ve kötülüğü göstermek ve etik değerleri kazanmak kolay değil. Gülen bizim aklımıza gelmeyen bir şeyi uygulamaya koydu. Çağdaş dünya insanı yetiştiriyor. Bu, çatışmalarla yorulan dünyada bir ışık..." değerlendirmesinde bulundu.
İYİLERİN ZORLUKLARLA MÜCADALESİ
Prof. Rostislav Ribakov, dünyanın en önemli barış ödülleri arasında gösterilen Gandi-King-Ikeda Barış Ödülü'nün Fethullah Gülen'e verilmesini çok anlamlı bulduğunu da söylemişti.
Tarih boyunca her zaman iyilerin zorluklarla karşılaştığını, karanlıklar içinde yakılan ışıkların her zaman söndürülmek istendiğini belirten Rus akademisyen, Gülen'e karşı yapılan saldırıların da bunların devamı olduğunu söyledi.
Gülen'in iktidarı ele geçireceği yönündeki iddiaları saçma bulan Ribakov, "Bence bu iddialar Gülen'i değil, onun hakkında konuşanları tarif ediyor. Dünyada Gandi'nin varisleri var. Öncelikle Martin Luther King zencilere önderlik yaptı. Gana'da Kwame Nkrumah vardı. Güney Afrika'da Nelson Mandela umut oldu. Bence Gülen bu zincirin halkalarından. Belki Gülen politikacı olmaması sebebiyle ayrılıyor. Gülen'in hayal ettiği dünyada, onun felsefesinde yetiştirdiği insanlarda savaşa yer yok. Gülen'de ele geçirme değil, iletişim kurma çabası var. Gülen insanlara sınırlar ötesi iletişim kurulduğu bir dünyada yaşamayı öğretiyor." cevabını verdi.
TERÖRE KARŞI BARIŞ ELÇİSİ
Gülen'in terörle suçlanmasına sert tepki gösteren Ribakov, "Gülen Müslümanlar arasında Beslan terör saldırısına ilk tepki gösterendi. Ben o anda Beslan'daydım. Her zaman teröre karşı duran bir isim. Gülen barış elçisi. 'Müslüman terörist olamaz, terörist de Müslüman olamaz' sözü ona ait. Birileri suçlamak istiyor ve suçluyor. Suçlamanın en kötüsü ne olabilir? Terör. Başka ne ile suçlayacaklar? Kumar mı oynuyor diyecekler? Zina mı yapıyor diyecekler? Terör daha ciddi olduğu için onu tercih ediyorlar." eleştirisini getirmişti.
Hiçbir delil sunmadan etkili olan bir kişiyi suçlamalarının tek amacının ona lekelemek olduğunu belirten Ribakov şu tespitlerde bulundu: "Bu tür suçlamaların aksi ispatlanamıyor, nasıl ispatlayacaksınız? Olmayan bir şey... Bu istifhamı oluşturup bırakıyorlar. Artık toplum o bakış açısıyla yaklaşıyor."
13 Ağustos günü Moskova’nın Balaşiha mezarlığı anma salonunda gerçekleştirilen bir törenle, öğrencilerinden, akademik çevre ve dostlarından oluşan kalabalık bir topluluk, çiçeklerle Ribakov’a son vedalarını yaptılar.