"Oslo, Dolmabahçe, İmralı görüşmelerinin parlamentoya açıklanma zamanı geldi"

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP'nin rejim değişikliğini, özerk bölgeleri, farklı idari yapılanmayı ve eğitimde farklı dilde eğitim yapılmasını asla kabul etmeyeceğini söyledi. Bunların doğru olmadığını belirten Altay, "Biz bin yıllık kardeşliğin önümüzdeki binlerce yıl daha sürmesinden yanayız. Bununla beraber Oslo'da Dolmabahçe'de ve İmralı'da yapılan görüşmelerin en azından parlamentoya artık açıklanma zamanı gelmiştir. Neye evet, neye hayır dediğini AKP parlamentoya açıklamalı ve hesabını vermelidir. Bu hendeklerin sorumlusunun kim olduğunu, ancak Oslo, Dolmabahçe ve İmralı tutanakları açıklandığında anlayabiliriz. Parlamentodaki bütün partilerin amasız, aslasız, fakatsız teröre karşı net bir tavır almaları zamanı gelmiştir." açıklamasında bulundu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Engin Altay, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi.

AKP'nin sandıkları taşıma, köşkü Saray'a taşıma, Süleyman Şah Türbesi'ni sınıra taşıma anlayışından sonra şimdi de valilik tabelalarının kaçırılması ve bir yerlere taşınmasından neyin murat edildiğini anlamadıklarını ifade eden Altay, "Egemenlik hakkı diye bir şey var. Devlet kendi topraklarında kendi egemenliğinde saklambaç oynayamaz. Devletin şimdi yapmak istediği tam olarak budur." dedi.

Devletin itibarını, inandırıcılığını ve güvenilirliğini sarsmaya bu hükümetin hakkı olmadığını kaydeden Altay, şöyle konuştu: "Hükümetin görevi devletin itibarını yüksek tutmaktır. Bu çerçevede bölgede yaşananların zaten yıllardır süregelen AKP politikalarının doğal bir sonucu olduğunu da bir kez daha hatırlatmak isterim. CHP başından beri Kürt sorununun TBMM'de çözülmesi gerektiğinin altını defaten ve özenle çizmiştir. Kürt sorunu ne dağda çözülür ne adada çözülür, Kürt sorunu TBMM'de çözülür. Hükümetin derhal bölgedeki olup bitenlerle ilgili olarak TBMM'ye bilgi vermesi zarurettir."

YOLSUZLUĞU PARMAK ÇOĞUNLUĞU İLE AKLAYAN PARTİDEN ALACAĞIMIZ DEMOKRASİ DERSİ YOK

CHP'nin Kürt sorunun çözülmesi için TBMM'ye 27 ayrı kanun teklifi verdiğini ifade eden Altay, şöyle devam etti: "Bunların tümü AKP tarafından ellerinin tersi ile itildi. Bu verdiğimiz kanun tekliflerinin AKP tarafından hiç değilse bir kere okunmasını talep ediyoruz. Bu sorunu salt güvenlikçi bir yaklaşımla Türkiye 30 senede çözemedi. Türkiye geçmişte olağanüstü haller ve sıkıyönetimle bu sorunu çözmeye çalıştı. Olağanüstü hal bölge valileri atandı. Devlet etkinliğini daha güçlendirmek için Şırnak İl yapıldı ve vali tabelası takmak suretiyle sorunun çözüleceği zannedildi. Gelinen noktada Şırnak'a takılan vali tabelası sökülüp Cizre'ye takılmak suretiyle sorunu çözmek gibi sığ ve hayalperest bir anlayış ve yaklaşım görüyoruz. Hendekler AKP'nin Türkiye'deki bölgeye yönelik Kürt sorununa yönelik olumsuz ve yanlış politikalarının bir ürünüdür. Bu gün oradaki hendeklerin sorumlusu terör örgütleri kadar AKP'nin o bölgeye bu soruna yönelik politikasızlığının ve tutarsızlığının ikircikli politikalarının bir ürünüdür."

CHP olarak rejim değişikliğinin, devletten bağımsız özerkliği, özerk bölgeleri, doğal kaynakların yerel yönetimlere devrini, farklı idari yapılanmayı, eğitimde farklı dilde eğitim yapılmasını asla kabul etmeyeceklerini anlatan Altay, "bunlar doğru değildir. Biz bin yıllık kardeşliğin önümüzdeki binlerce yıl daha sürmesinden yanayız. Bununla beraber Oslo'da Dolmabahçe'de ve İmralı'da yapılan görüşmelerin en azından parlamentoya artık açıklanma zamanı gelmiştir. Neye evet neye hayır dediği AKP parlamentoya açıklamalı ve hesabını vermelidir. Bu hendeklerin sorumlusunun kim olduğun hep birlikte ancak Oslo Dolmabahçe ve İmralı tutanakları açıklandığında anlayabiliriz. Tüm partilerin parlamentodaki bütün partilerin amasız, aslasız, fakatsız teröre karşı net bir tavır almaların zamanı gelmiştir." Açıklamasında bulundu.

Demokrasilerde kuvvetler ayrılığının olduğunu hatırlatan Altay, "Kuvvetler ayrılığı çalışıyorsa, temel hak ve özgürlükler ön planda ise ve demokrasinin bir tepki ve protesto rejimi olduğu devletin en tepesindeki insan tarafından kabul edilip benimsenmişse o ülkede demokrasiden söz edebiliriz. Demokrasinin bir tepki ve protesto rejimi olduğunu farkında bile olmayan insanlarda partiden, AKP'den onun yönetiminden CHP'nin alacağı demokrasi dersi olamaz. 17-25 Aralık yolsuzluk, rüşvet, nüfus suiistimali suçları ile ilgili soruşturma ile ilgili dört bakanı el kaldırarak aklayan Kabe'den örtü getirilse örtülemeyecek tarihi bir yolsuzluğu parmak çoğunluğu ile aklayan bir partiden alacağımız demokrasi dersi nezaket dersi yoktur."CIHAN CİHAN
20 Ocak 2016 16:13
DİĞER HABERLER