Son günlerde 'Cemaat, Fenerbahçe'yi ele geçirmek istiyor' paranoyasını spor yazarı Osman Şenher bugünkü köşesine taşıdı.
Osman Şenher, bügünkü köşe yazısında kendisinin 12 senedir Samanyolu Haber TV'de programa çıktığını, Cemaatin Fenerbahçe düşmanı gibi gösterilmesini yanlış olduğunu yazdı. Şenher, özellikle derbi maçlarının olduğu günlerde kanalın bayram yeri gibi olduğunu ve bütün takımlara eşit davranıldığını belirtti.
Osman Şenher, Fenerbahçe ve Galatasaray yöneticilerinin düşmanlığı bir kenara bırakıp Boğaziçi Köprüsü'ne iki takımın bayraklarını yan yana asarak dostluklarını ilan etmelerini istedi.
İşte Osman Şenher'in bügünkü köşe yazısı:
Futbolumuza “düşman” kelimesi hiç yakışmıyor. Bu bir spor mücadelesi. Kesinlikle savaş değil.
Son yaşadığımız olaylar insanların futboldan daha çok soğumasını sağladı. Önümüzdeki sezon futbola ilgi ne kadar olur onu bilemiyorum. Bu sezon yaşananlarla flaş takım Fenerbahçe oldu. Hele Galatasaray'la oynanan final maçı. Benim ailemden birçok kişi maçtaydı. Herkes savaştan çıkmış gibi sağ sağlim evlerine döndükleri için mutluydu. Kimse maçı anlatmadı. Sadece yaşadıklarının şokundaydı.
Bir düşman kelimesidir kaptırdı gidiyor. Cemaat, polis, Galatasaray vs... Fenerbahçe düşmanları! Bu düşünce tarzı bitmeli. Ben 12 senedir Samanyolu Haber'de programa çıkıyorum. Her zaman kahramanım Aziz Yıldırım olmuştur. Onu daima Fenerbahçe'ye yaptıklarından dolayı yere göğe koymam. Aynı şekilde başta Fenerbahçe'nin, Galatasaray'ın, Beşiktaş'ın ve Trabzonspor'un maçları olduğu gün bayram yeri gibidir. Bütün takımlara eşit davranırlar.
Son olayların ardından ben ve arkadaşlarım Fenerbahçe'nin şampiyonluğunun tertemiz olduğunu söylerken ve Aziz Yıldırım'ın bunlara layık olmadığını konuşurken, Metris'e kendisini ziyarete gittiğimde ben hüngür hüngür ağlarken, onun beni teskin etmesini ballandıra ballandıra anlatırken bugüne kadar “Osman Şenher sen neden Aziz Yıldırım'dan bu kadar çok bahsediyorsun” diye bir kişi ima bile etmedi.
Cemaat, Galatasaray'ı ele geçirmiş, şimdi sıra Fenerbahçe'deymiş. Böyle bir saçmalık olur mu? Bu iki kulüpte de başkanları kongre üyeleri seçiyor. Aşağı, yukarı hepsi de tanıdığımız insanlar. Dışarıdan herhangi birisinin buraya müdahale etme şansı sıfırdır, hatta mümkün değildir. Böyle yalanlar taraftarı kötü etkiliyor. Maalesef inananların sayısı da az değil. Bu tamamen spor için konuşuyorum, yalandır. Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ı hiç kimse ele geçiremez.
Gelelim polise... Polis, derbide taraftarla sıcak temas yaşanmasın diye acele edip biber gazı sıkmıştır. Bomba atılmamış olsaydı, tribündeki o insanlarla joplu sıcak temas yaşar mıydı? Orasını kestiremiyorum. Veya kale arkasındaki taraftar sahaya inmeyip tribünde durur muydu? Ben olsam biraz daha beklerdim. Çünkü gerçek anlamda çoluk çocuk, hamileler, yaşlılar gerçekten çok büyük zarar gördüler. Ama ne olursa olsun polis, Fenerbahçe düşmanı değildir. Olamaz da.
Aynı şeyler Galatasaray-Fenerbahçe bayan basketbol maçından sonra da yaşandı. Galatasaraylı taraftarlar da Abdi İpekçi'de gaz bombasına maruz kaldı. Bunda art niyet aramamak lazım. Polis asayişi sağlamakla mükellef. Bunu yaparken ufak tefek acelecilik oluyor.
Peki, benim basın mensubu, ekmeğini foto muhabirliğinden kazanan arkadaşlarım Yaşar Saygı, Vedat Danacı ve daha on arkadaşımın makinelerini kıranların vicdanı sızlamadı mı? Tepki basın mensuplarına mı gösterilmeli? Onlara vuranlar iyi Fenerbahçeli mi? Polis arabaları, itfaye, ambulans... Bunlara saldıranlar kendilerini ne zannediyor. Kesinlikle bu insanların Fenerbahçeli olduğuna inanmıyorum.
Olsa olsa o büyük camianın fedakar, cefâkâr, büyük taraftarının arasına giren provokatörlerdir. Sonuçta her şey yöneticilerin elinde. Artık kavgayı bıraksınlar. İnsanlar birbirlerini katledecekler.
Camialarda akrabalar bile kendileri ile kavga ediyorlar. Buna karşılık sokaklarda ne Galatasaray ne Fenerbahçe bayraklarını göremiyoruz. Gelin bir ilk yapın, Boğaziçi Köprüsü'ne iki takımın yöneticileri büyük bir Galatasaray ve Fenerbahçe bayrağını yan yana assınlar ve ilk adımı atsınlar.