Osmanlı torunundan Erdoğan'a eleştiri

BugünTV’de yayınlanan Erkam Tufanla Analiz programına konuk olan Abdulhamit Han’ın torunu Adile Osmanoğlu önemli açıklamalarda bulundu.

Gezi Eylemleri esnasında Taksim’e giden ve kendisini ‘Çapulcu Prenses’ olarak tarif eden Adile Osmanoğlu, Erdoğan'la ilgili şok bir iddiada bulundu. Osmanoğlu, ‘Tayyip Erdoğan’a yakın bir isim beni tehdit etti’ dedi.

Adile Osmanoğlu, "Bu kişi büyük ihtimalle Tayyip Erdoğan’a çok yakın yani o konulara fazla girmeyin, bu konular sizin bildiğinizden çok daha derin dedi . Tamam dedim, bilmiyorum, ben zaten o niyetle de gitmedim. Hatta ben kendimden de meraktan gittim, ama birden bire benim kafamda bazı şeyler değişti, şöyle değişti, güvendiğim ve çok saydığım Sn. Erdoğan Bey’e o dönemlerde birden bire bir şey oldum, yani rahatsız oldum, yani ben bir demokrasi ülkede yaşıyorsam istersem çapulcu  olarak oraya giderim veyahut Adile Nami Osmanoğlu aslında , giderim, bakarım, incelerim.Telefondaki kişiye mesajınızı gayet iyi aldım dedim, eğer bana bir şey olursa dedim ki gülerek artık siz de beni hapishanede ziyaret edersiniz, yani ne diyeyim."
Erkam Tufan : Korktunuz mu?

Yoo, korkmadım, sonuçta ben şöyle bir şey düşündüm, eğer böyle bir hata yapılırsa yani farz edelim, bir Osmanoğlu hanedanından bir böyle bir noktaya getirilirse bir şeyler için ehh Türkiye biraz daha düşünür diye düşündüm.

‘Hükümet için Osmanlının ölüsü makbul’

Erkam Tufan: Peki tanıştınız mı Erdoğanla?

Evet tanıştım, hatta bir tane tablo hediye ettim,

Erkam Tufan : Nerede?

Sultan Abdülhamit’in bir resmini yapmıştım.

Erkam Tufan : Yani katıldığınız AKP mitinginde mi?

Evet, götürdüm, iki defa gittim mitinge, bir tanesinde bir tablo hediye ettim,

Ondan sonra ben dedim ki o halde yani bir sevinir, bir teşekkür yani ne bileyim ben bir şey, ondan sonra bunu neden, yani herkes benim yerimde olsaydı, yakınlaşma ve dostluğu üzerinde gitmek ister, gayet normal, sözde Osmanoğulları sayıyorum, seviyorum, ama bir bakıyorum ki aslında hiç de öyle değil,

Erkam Tufan : Nasıl değil?

Yok, değil.

Erkam Tufan: İşte babanızın cenazesine gelmiş

Zaten ben bir şey dikkatimi çekti, Erkam Bey. Mesela bizim ailenin ne zaman birisi ölüyor. Valla, ölüleri makbul, belki de ben öldüğüm zaman Türkiye’de o zaman belki arkamdan düşünecek.

Bilmiyorum, çünkü bazen herşey normal değil, öbür tarafta mesela Abdülhamit Han’ın verasetnamesi açılmıyor onun için bazı şeyler yürümüyor, öbür tarafta bir bekliyor ki mesela biz onları, hakikaten yani ben artık şey oldum yani bunu anlatırken yani tenkit etmek için değil anlamak için.

‘Ya benimlesin benim istediğimi yaparsın, ya da benim değilsin yok olursun, o mu? O düşünce mi acaba?’

Erkam Tufan : Hükümet , Erdoğan nezdinde hanedana yeterli ilgi göstermiyor, bu mu?

Bence gösterilmiyor, istedikleri gibi mesela Fatih sultan Mehmet kutlamaları oluyor, yurt dışından gelen bazı aile mensupları geliyor. Fakat Adile Nami Osmanoğlu hem  mitinge gitmiş hem hediyesini yapan hem yakınlığı gösteren hem AK partiye üye olan bir şahsı oraya çağırmıyor bile çağırmıyor.

Hani ben o zaman düşünürüm, derim ki yani bu nasıl bir sevgi ee ben yakınım birden bire tüm kapılar kapanıyor neden kapanıyor? Ben de onu anlamaya çalışıyorum , o zaman yani öyle bir şey var ki ya benimlesin benim istediğimi yaparsın, ya da benim değilsin yok olursun, o mu? O düşünce mi acaba?

***
‘Osmanlıcanın zoraki olmasına taraftar değilim, benim için mezar taşından daha önemli şeyler var’

Avrupa’da Fransızca yanında Latince belli bir zamanda öğreniliyor. Mesela bazı konularda biliyorsunuz hukuk için, bazı konularda için Latince dersi ihtiyacı var. Mesela doktora içinde aynı şekilde. Onun için mesela bu lisanları bir şekilde ek olarak yardımcı olarak verilebilir. Yani buna seçmeli derler. Ama benim fikrim zoraki olmasına taraftar değilim . Bugün benim çocuğumu zorlan veya zoraki bu dersi yani afedersiniz 12 yaşına kadar ve ondan sonraki hayatınız içerisinde o mesleki hayatınız içinde bunu kullanabilirsiniz diye düşünüyorum. Ama -ha mezar taşı demişti de-sadece mezar taşı yani benim için mezar taşından daha önemli şeyler var. Yani o da önemli ama arşivlere girebilmek için tarihin biraz belki eksik noktalarını incelemek için fakat bunu önce yapabilmek için alt yapı lazım.

Yani herkes bir şeyler söylüyor, bu Osmanlı Tarihini bir şekilde sahiplenmek istiyor. Ve değiştirmek istiyor.

Yani benimle beraber isen her şey iyi, ama benimle beraber değilsen dikkatli olman gerektiğini. Peki bu böyle bir şey ise o zaman buna demokrasi demek biraz zordur.

ErkamTufan: Dedeleri sarayda yaşamış biri olarak Ak Saray hakkında düşüncenizi alayım

Devletin parası evet ama bugün Türkiye’nin en zor bazı şeyler varken yani dışardan misafirlerimiz bilmem ne şu, bilmem ne bu belki de o yanlış bir timing yanlış bir zaman belki.

Erkam Tufan : İtibardan tasarruf olmaz dedi, Cumhurbaşkanı Erdoğan

Valla ben o zaman ne demeliyim. Biz de bugüne kadar tasarruf yapa yapa ama itibarımızı kaybetmedik.

‘Osmanlı hanedanı olarak tasarruf yapıyoruz ama itibarımızı kaybetmedik’

Erkam Tufan: Osmanlı hanedanı olarak mı?

Evet, tasarruf yapıyoruz her gün. Ama yine de itibarımızı kaybetmedik. Çünkü neden? Bir şey var. Yani başkaları bugün mesela Avrupa, dünya kendi şeylerine bile dikkat edin, koruma yok, Başbakanlıklarda bilmem böyle bir koruma yok, yani varsa ancak ancak mesela önemli heyetler geldiği zaman. Yani bu kadar ooo bu kadar şaşalı bir şey yok yani.

11 Aralık 2014 12:00
DİĞER HABERLER