Avrupa'nın 4'üncü, dünyanın 6'ıncı büyük turizm ülkesi konumuna yükselen Türkiye'de otelcilik sektöründe yatırımlar çeşitleniyor.
Avrupa'nın 4'üncü, dünyanın 6'ıncı büyük turizm ülkesi konumuna yükselen Türkiye'de otelcilik sektörünün, üç yıldızlı otel sayısıyla dört yıldızlı otel oranının dengelenmesi, butik ve konsept otelcilik yatırımları açısından büyük önem kazanıyor.
EVA Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık A.Ş. Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, dünya turizm sıralamasında son iki yıldır 6'ıncı sırada yer alan ve turizm gelirleri itibariyle 2012 yılına kıyasla 2013 yılında % 11, son 10 yılda ise % 133 artış gösteren turizm sektörünün Türkiye otelcilik sektörünün itici gücü olduğunu, 40 milyona dayanan yabancı turistin seyahat amaçları ve konaklama tercihlerine bağlı olarak otelcilik sektörünün doğru yatırımlara yönelmesi gerektiğini ifade ediyor. Otelcilik sektöründe yaşanan trendleri turizmde yaşanan gelişmelere bağlı olarak Türkiye genelinde gerçekleştirdikleri bir araştırmayla değerlendirdiklerini belirten Yazıcı, ortaya çıkar bulguların otelcilik sektörü için kılavuz niteliği taşıdığını kaydediyor.
Otelcilik sektörü çok yönlü bir gelişme içinde
Türkiye'de Marriott, Hochtief, Hyatt, Hilton, Kempinski, Mövenpick, Four Seasons, Barcelo, Carlson, Intercontinental, Accor, Motel One, Jumeriah, Ritz Carlton, Swiss Hotel, Sheraton, Radison Blue, Best Western, TUI, Shangri La, Raffles, WOW, Conrad, Holiday INN, Ibıs, Ramada gibi dünyanın önde gelen otelcilik firmalarının otelleri ve devam eden yatırımları bulunduğuna değinen Yazıcı, genel bir değerlendirmeyle belli bir dönem boyunca Ege ve Akdeniz sahil şeridinde kıyı turizminin öne çıktığını ve kent otelciliğinin ikinci planda tutulduğunu, ancak 2000'li yıllardan sonra yaşanan ekonomik istikrar ve artan iş hacmi nedeniyle kent otellerine yönelim olduğuna vurgu yapıyor.
Küresel krizin etkilerinin iyice azaldığı günümüzde turizm sektöründe yeni yatırımların hız kazandığını ifade eden Yazıcı, kriz döneminde gelen yabancı turist sayısında ve elde edilen turizm gelirlerinde büyük düşüşlerin yaşanmaması nedeniyle, 2005 ile 2007 yılları arasındaki üç yıllık yatırım atağının ardından, 2008 yılında durdurulan yatırımların günümüzde yeniden hız kazandığını belirtiyor. Yazıcı, 2009 yılında yürürlüğe giren yeni teşvik sisteminin özellikle Anadolu kentlerindeki turizm yatırımlarını arttırdığını ifade ediyor.
Dünya turizm trendleri dikkate alınmalı
Yaşanan yoğun rekabet nedeniyle Türkiye'de yatırımların önemli bir bölümünün mevcut otellerin renovasyonu ve genişletilmesine yöneldiğini belirten Yazıcı, ancak dünyada gelişen turizm trendlerine, Türkiye’nin turizm kapasitesine ve altyapısına bakıldığında; sürdürülebilir turizm açısından marina, kongre, sağlık, spor, golf turizmi ve kruvaziyer limanlarında eksiklikler görüldüğünü, yatırımlarda öncelik verilebilecek alanların ise bunlar olduğunun altını çiziyor. Diğer yandan Yazıcı, son dönemlerde birçok ülke ile yapılan vize anlaşmalarının tam olarak uygulamaya geçmesinin ardından, özellikle sınır illerinde otel yatırımlarının artacağı konusunda öngörüde de bulunuyor.Önümüzdeki 10 yıllık dönemi kapsayan bir zaman dilimi için Türkiye'nin turizm hedeflerinin belirlendiğini söyleyen Yazıcı, otelcilik sektörünün gerçekleştireceği yatırımlarda bu hedefleri göz önünde bulundurmasının yatırımların verimliliği bakımından büyük önemi olacağını ifade ediyor.
Hükümetin turizm sezonunu yılın tüm mevsimlerine yaymak amacıyla tematik bir yaklaşım ve turizm koridorları geliştirdiğini, ardından çalışmaları yürütmeye başladığını kaydeden Yazıcı, küresel ve bölgesel ölçekte başta İstanbul olmak üzere İzmir, Antalya ve Ankara'nın turizmin geliştirileceği şehirler olacağını belirtiyor. Yazıcı ayrıca, birçok şehrin kültürel ve tarihsel geçmişi nedeniyle destekleneceğini, doğal sıcak su kaynakları olan şehirlerin ise sağlık ve termal turizm illeri olarak desteklenmesinin öngörüldüğünü ifade ediyor. Turizm faaliyetlerinin Türkiye'nin iç bölgelerine, turizm sezonunun ise tüm yıla yayılması amacıyla 9 tematik bölge turizm koridoru belirlendiğini kaydeden Yazıcı, plan doğrultusunda 2023 yılında 60 milyon turist ağırlama hedefi olduğuna vurgu yapıyor.
Otelcilikte Akdeniz ilk sırada
Türkiye’de otellerin yoğunlaştığı bölgelerin sırasıyla Akdeniz, Ege ve İstanbul olduğuna değinen Yazıcı, otel, oda ve yatak sayısı itibariyle Akdeniz bölgesinin ilk sırada yer aldığını, bunun tek nedeninin deniz turizminin yüksek hacminden kaynaklandığını belirtiyor.2012 yılı sonu itibariyle Bakanlıkça verilen turizm işletme belgeli otel sayısının 2.870, yatak sayısının 336.447 olduğunu ifade eden Yazıcı, gelecek senelerde bu sayıya 960 otel ve 126.592 yatak sayısının daha ekleneceğini belirtiyor. Yazıcı, yıllara bakıldığında yatırımların 2005 yılından sonra 1000'li rakamların altına düştüğü de dikkat çekiyor.
Bakanlıkça en son açıklanan rakamlara göre 2012 sonu itibariyle Türkiye’de otel kategorisinde en çok 3 yıldızlı otel bulunduğunu, ancak önümüzdeki yatırımlara bakıldığında 3 yıldızlı otel sayısına hemen hemen eşit sayıda 4 yıldızlı otellerin devreye girmesinin beklendiğini söyleyen Yazıcı, bununla birlikte özel tesislerin dikkat çekici fazlalığının yakın vadedeki yatırım ibresinin butik otellere kayacağının göstergesi olduğunu ve Türkiye otelcilik sektörüne çeşitliliğin geldiğini belirtiyor.
EVA Gayrimenkul Değerleme'nin gerçekleştirdiği araştırmanın, Türkiye'nin turizm sektöründe yaşanan gelişmeleri ve kozları doğru analiz eden yatırımcıların kazançlı çıkacağını ortaya koyduğunu belirten Yazıcı, doğru stratejik kararın en çok yatırım yapılan bölgeye yatırım yapmak olmadığını, önemli olan yaklaşımın turizm faktörlerini bünyesinde toplayan, kozmopolitliğe açık ve ziyaretçiler için cazip ve çekici bölgeleri keşfetmek olduğunun altını çiziyor.
Alternatif turizm türlerinin de çok iyi analiz edilmesi gerektiğini ifade eden Yazıcı, özellikle son yıllarda konsept ve butik otellere talepte yoğun bir artış yaşandığına dikkat çekiyor. Alternatif turizm türlerinin mutlaka iyi analiz edilmesi ve farklılığın talep göreceğinin unutulmaması gerektiğini hatırlatan Yazıcı, Türkiye’de turizmin kıyı bölgeler ve İstanbul ağırlıklı olduğunu, bu bölgelere yatırım yapmayı düşünenlerin öncelikle mutlaka talebi değerlendirmeleri, fizibilite ve piyasa koşullarına dikkat etmeleri gerektiğini de sözlerine ekliyor.
www.emlaksergisi.com