CHP lideri Özgür Özel, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmesinin detaylarını aktarırken sunduğu dosyanın detaylarını paylaştı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Habertürk'te katıldığı programda açıklamalarda bulundu.
Özel'in açıklamalarından öne çıkan satır başlıkları şöyle:
"MAĞDURLARIN SESİNİ DUYURACAĞIZ"
"Şüphesiz yeni dönem başladı. Bu dönem mücadelenin hem en sert verileceği dönem. Atanmayan öğretmenler, mülakat mağdurları, müfredata itiraz eden herkesi İstanbul'da Saraçhane'de mitinge davet ettik. 26 Mayıs'ta Ankara'da emeklilerle Tandoğan meydanında 10 bin lira en düşük emekli maaşımıza isyan edeceğimiz mitingi duyurduk. Bu tip mitingler düşecek. Halkın gündeminde olmayan hiçbir gündemin peşine takılmayacağız dedik. Asgari ücret hızla eriyor. Onlarla ilgili Haziran ayında bir büyük miting yapacağız. 3 büyük kitlesel miting yapılmış olacak. Bugüne kadar sesini duyuramayan insanların sesi olacağız, sesi olacağız. Ama bu mücadele sadece miting meydanında, örneğin TBMM kürsüsünde mücadele etmekle olmuyor, bunun bir de müzakere tarafı var. 31 Mart seçimlerine giderken bize demleniyor, teröristlerle işbirliği yapıyor, hain dediler, hep sustuk. Zaman zaman dost ateşi açıldı, canınız sağolsun dedik. 31 Mart akşamı saat 21.00'de TRT hiçbir şey yayınlamadı, parasıyla reklamımızı yayınlamadı. AA haberimizi kaynağında sansürledi. Gece 21.00'de "Seçim sonuçlarının lehimize gittiğini, sandıkların bırakılmaması gerektiğini, TRT'ye sürpriz olacağını" söylemiştim.
"EL SIKIŞMAYAN PARTİ LİDERLERİ OLMAZ"
Bu olaydan 3 gün sonra TRT muhabirinin Gazze'de bacağı koptu, TRT Genel Müdürü'nü aradım 'yapacak bir şeyimiz var mı' dedim. Devletin kurumu olan muhabiri yaralandığında geçmiş olsun telefonu açıyorum, TRT ile mücadelemi de veriyorum. Siyaset küslükle yapılmaz. Yumuşama lafını sevmiyorum, normalleşme. Geçen gün sayın Bahçeli'yi ziyaret ettim. 7 yıl sonra ilk temas diye gazeteler yazmış. Böyle bir şey olmaz. 22 yılda ikinci kez bir araya geldiler, dendi. Bunlar doğru değil. Müzakereyi yapacağız, isteklerimizi sıralayacağız, yerine gelirse teşekkür gelmezse tepki göstereceğiz. Gerçek demokrasilerde el sıkışmayan liderler olmaz. Kısa süreli tansiyonlar olur. Yıllar süren küslükler olmaz. AP ile CHP Genel Başkanları el sıkışmıyordu, darbeciler el ovuşturuyordu, bunu görmek lazım. CHP kiminle görüşeceğini, ne talep edeceğini bilen, uyaran, yol gösteren, gerektiğinde tenkit, gerektiğinde teşekkür eden modern siyaset uygulamak zorunda.
"DEVLETLE MİLLETİ YARIŞTIRDILAR"
Son 1 ayda devletle ilgili iki şey söyledim. Devletle millet yarışırsa millet kazanır. Bu seçimde birileri devletle milleti yarıştırdı. TRT'de ana muhalefetin reklamlarını yayınlattırmayarak, AA'da kaynağında sansür uygulayarak, kendi partilerini başarısı için kullanarak birileri devleti arkasına aldı. AK Parti'yi devletin partisi haline getirildi karşısında biz vardık. Zaman zaman yanlışlarımız oldu. Türk insanı devletini sever, ben de severim. Devletine laf söyletmez. Ama birileri devleti siyasete alet edip, millete istikamet göstermeye çalışırsa kaybeder.
"İLK ZİYARETİMİ KKTC'YE YAPTIM"
Ben 10 yaşında devlet parasız yatılı bursuyla Bornova Anadolu Lisesi'nde okudum. Annem, babam emekli öğretmen. Benim kursağıma geçen her lokma ya devletin karavanasından konmuş ya da devlet maaşından gelmiştir. Devlet geleneği başka bir şey. CHP devleti kurmuş, kurumsallaştırmış parti. Bu kurumsallığa çok emeği olmuş. Devletin bazı gelenekleri terk edilmemelidir. Seçimler bitti, kurultaydan genel başkan olarak çıktım. İlk ziyareti Kıbrıs'a yaptım. Doğrusu yaptım. Yurt dışına çıkacaksan ilk önce Kıbrıs'a. Önce Meclis Başkanı'na, Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a ve CTP'ye gittim.
"AZERBAYCAN'DAN RANDEVU İSTEDİM"
Ardından Azerbaycan'dan randevu istedim. İkinci ziyaret Azerbaycan'a yapılır. Önümüzdeki günlerde ziyaret planlıyoruz Azerbaycan'a. Sayın Aliyev milletvekilimiz kanalıyla mektubumuzu aldığını ve yakında görüşmek istediğini söylemiş. Azerbaycan'la arası kötü olan ana muhalefet partisi olmaz. Orada kusurun büyüğü bize, küçüğü Azerbaycan'a aittir. Yanlış varsa telafi etmek lazım. Üçüncüsü Bosna Hersek'e gittim. Aliya İzzetbegoviç'in mezarını ziyaret ettim. Alman sosyal demokratlarına gittim. Sosyalist Enternasyonel'in başkan yardımcısı seçildim. Ama önce Kıbrıs ve Azerbaycan. Bu devleti yönetmeye hazır parti olmanızı görmek ister millet.
"ERDOĞAN'A BİR DOSYA SUNDUM"
Ben geçmişte de partinin yetkililerinden bir tanesi olduğum için özeleştiri olarak da kabul edebilirsiniz. Benim devlet geleneği dediğim şekle yönelik değil. Ben sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığımız görüşmede, ilk kez söyleyeceğim, yaptığımız dış temaslar hakkında bilgi verdim. Filistin için sol ve sosyalist partilere yazdığım mektuplar, SPD konuşmam, Türkçeleri sayın Cumhurbaşkanına verdiğim dosyalarda var. Benim yurt dışına gitmeden önce Dışişleri'nden brifing almam lazım. O ülkeyle ilgili işbirliğimiz ne noktada, sorunlar neler? Benden ne beklersiniz? Üzerinde mutabık olmadığım konu varsa o zaman söylerim. Müştereklerde birleşiyor olmamız lazım. Kıbrıs meselesinde son geldiğimiz noktayı bilemeyiz."