Özel idarelerin kaldırılması 'tıbbın hafızası'nı sahipsiz bıraktı

İl özel idarelerin kaldırılması ile başlayan süreç, bu kurumun desteği ile yürütülen yapım, onarım ve restorasyon çalışmalarını ortada bıraktı. Türkiye'de bir eşi daha olmayan ve sahip olduğu ender nitelikteki tarihi objelerle Türk tıp tarihinin hafızası niteliğindeki Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi de bu kapsamda kaderine terk edildi. Bir yıl içinde restorasyonu tamamlanarak teslim edilmesi gereken müze binası, aradan geçen 3 yıla rağmen bitirilebilmiş değil. Üstelik kapısına kilit vurulan binadaki bazı eserler elverişsiz konteynerlerde tutuluyor.

Bir dönem tartışmaları da beraberinde getiren il özel idare teşkilatının kaldırılmasının etkileri, teşkilat eliyle yürütülen çalışmaların ortada kalmasıyla yeniden gündeme geldi. 2014 yılında kapatılan İstanbul İl Genel Meclisi tarafından restorasyon işleri takip edilen Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi bu kapsamda en dikkat çeken yapılardan biri. Gönüllü bağışçılarının desteği ve eşsiz nitelikteki pek çok tıbbi objelerle kurulan müze bugün idari olarak sahipsiz kaldı. Çünkü 2012 yılında özel idareye teslim edilen binanın restorasyonu aradan geçen yaklaşık 3 yılda hala bitirilebilmiş değil. 2.derece tarihi eser olan yapının 2014 yılında başlanan çalışmalarla tamamlanıp bir yıl içinde teslim edilmesi gerekiyordu ancak özel idareler kapatılınca bütün çalışmalar ortada kaldı.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ndeki kampüsün giriş kısmında bulunan müze binasındaki çalışmalar 2012 yılının Kasım ayında başladı. Bu tarihte restorasyon için İstanbul İl Özel İdaresi'ne devredilen müzedeki çalışmalar ilk 6 ay devam etti. Özel idare teşkilatları kapatılınca müze için karanlık günler başladı. 2013 yılı Temmuz ayında boşaltılan bina İstanbul İl Özel İdaresi kapanınca yarım kalan projeler kapsamında İstanbul Valiliği'ne devredildi. Bu tarihten günümüze kadar da binada hiçbir çalışma yapılmadı.

Müzenin bu hali, hem vatandaşlar hem de uzmanları endişelendiriyor. Çünkü büyük bir bilimsel hafızanın canlı şahitliğini yapan yaklaşık 80 bin objenin nasıl korunduğu merak konusu. Alınan bilgilere göre objelerin saklanması için kullanılan konteynerlerden bazıları iklimlendirme ve güvenlik şatlarına sahip. Ancak bu şartları taşımayan konteynerlerin de bulunduğu ve bu sandıklarda bulunan eserlerin akıbetinin endişe oluşturduğu belirtildi. Üstelik konteynerde kalma süresi çoktan geçen eserler de bulunuyor.

Müzeye hatırı sayılır koleksiyonlarını bağışlayan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi (CTF) Çocuk Cerrahisi ve Çocuk Ürolojisi Bölümü'nden Prof. Dr. Cenk Büyükünal, müzenin geleceğine ilişkin endişeli olduğunu dile getirdi. Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) bilgi veren Büyükünal, Türkiye'deki en geniş ve nitelikli koleksiyonların müzede olduğunu, bu alanda müzenin Avrupa'da ilk 5-6, dünyada ise ilk 10 arasında yer alabileceğini söyledi. CTF Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Nil Sarı'nın müzenin kuruluşunda büyük emeği bulunduğunu anlatan Büyükünal, "Eşim ile birlikte 25 yıl içinde birikimini yaptığımız ve tüm dünya ülkelerinden topladığımız 'doktor-hemşire biblo ve kukla koleksiyonu'muzu bu müzeye bağışladık. Bu birikimin dünyada belki de en geniş birikimler içinde olduğunu sanıyorum. Az sayıda da olsa 80-90 yıllık parçalar da var. Son yıllarda yapılan politik hataların da katkısı ile bir hekim düşmanlığı körüklendi; görev başında doktor dövmek, öldürmek adeta teşvik gören bir davranış biçimi oldu. Bu da mesleği seçmek isteyen genç dimağları korkuttu. İste, bu korkuyu yenmek, mesleğimizi gençlere yeniden sevdirmek en önemli bağış amacımızdı. Zira biblo ve figürlerin çoğu çok sevimliydiler" dedi. Büyükünal, İÜ'nün yeni rektörünün tarihçi kimliği ile konuya eğildiğini ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ortak bir çalışma yapacağına ilişkin aldıkları haberlerin de kendilerini ümitlendirdiğini sözlerine ekledi.

'400 MİLYON LİRALIK BÜTÇESİYLE BÜYÜK İŞLER BAŞARIYORDU'

Öte yandan, kapatılan İstanbul İl Genel Meclisi'nin eski üyelerinden Ertuğrul Gülsever, il özel idareleri aracılığıyla az ekonomik güçle çok işler yapıldığını belirterek, teşkilatın kapatılmasıyla İstanbul'un ciddi kayıp yaşadığını söyledi. İstanbul İl Genel Meclisi'nin 400 milyon liralık bütçesi ile büyük işler başardığını anlatan Gülsever, "Oysa bugün İBB'nin bütçesi 12.5 milyar lira. İştirakleriyle birlikte bu rakam 30 milyar lirayı buluyor. Dolayısıyla 400 milyon lira bütçesi olan İl Genel Meclisi İstanbul'da çok büyük işler başarıyordu. Bunlardan bir tanesi eğitimdi. İstanbul her yıl binin üzerinde dersliğe ihtiyaç duyuyor. Biz her yıl 800'ün üzerinde derslik kazandırıyorduk İstanbul'a. Şimdi bu ortadan kalktı, tamamen bakanlığa geçmiş vaziyette. Şu anda 12. 5 milyar dolar bütçesi olan İBB'nin eğitim masrafı sıfır liradır. Yani hiç bir yatırım yok demektir. Aynı şekilde hastaneler, dispanserler, sağlık ocakları, aile hekimlikleri hepsinin binaları ve yatırımları İl Genel Meclisi tarafından yapılıyordu" şeklinde konuştu.

Gülsever, "Özel idarelerin bünyesinde devam eden yatırımlar, valilikler bünyesinde oluşturulan yatırımları izleme ve denetleme komisyonu adı altında 5-6 kişilik bir komisyona havale edildi. Yatırımların hangi noktada olduğu ve akıbetleri konusunda hiç bir bilgi yok. O komite kendi çabaları ile bu işi nereye kadar götürecek kimse bilemiyor" ifadelerini kullandı.

CİHAN
15 Ağustos 2015 10:41
DİĞER HABERLER