Özel'den Erdoğan'a 'düello' çağrısı: Eğer İmamoğlu suçlu çıkarsa siyaseti bırakıyorum

CHP lideri Özgür Özel Mersin'de yaptığı konuşmada, İmamoğlu'nun davasının TRT'de canlı yayınlanmasını isteyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir davette bulundu. Davanın ardından tüm anket şirketlerine anket yaptırılmasını isteyen Özel, İmamoğlu haksız çıkarsa kendisinin siyaseti bırakacağını duyururken, haklı çıktığı takdirde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek "Sen de bırakacak mısın?" diye sordu.
CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı ve görevden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun serbest bırakılması ve erken seçim için her hafta sonu Türkiye’nin farklı bir ilinde düzenlenen ''Millet İradesine Sahip Çıkıyor'' mitinglerinin üçüncüsü Mersin'de gerçekleştiriliyor.

Miting ilk olarak Samsun'da gerçekleştirilirken, ikinci miting ise Yozgat'ta düzenlenmiş ve iki mitinge de vatandaşlar yoğun katılım göstermişti.

CHP Genel Başkan Özgür Özel, mitingin gerçekleştiği Yenişehir Meydanı'nda vatandaşlara sesleniyor.

Özgür Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Toroslar'a yaslanan, Akdeniz ile süslenen güzel Mersin'in yiğit insanları hepiniz hoş geldiniz. Bugün Mersin'de Saraçhane'de ilk kez olan bir şey oldu. 23 Mart günü milletimizin dayanışma sandıklarına koşup Saraçhane'ye geldiği o akşamki gibi bugün de drone kalabalığın ucuna ulaşamıyor.

Mersin, tarihindeki en büyük mitinglerinden birini yapıyor. Ama biz bugün Mersin'de miting yapmaya gelmedik, eylem yapmaya geldik, sonuç almaya geldik.

'İMAMOĞLU'NA ÖZGÜRLÜK DEMEYE GELDİLER'

Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'na, belediye başkanlarımıza, belediye meclis üyelerimize, belediye bürokratlarına yapılan darbe girişiminden sonra, milli iradeye yapılan saygısızlıktan sonra milyonlar olup sokaklara taşanlar, meydanlara sığmayanlar bugün Mersin'de İmamoğlu'na özgürlük, adayımı yanımda, sandığımı karşımda istiyorum demeye geldiler.

Zulme karşı susmayan, Yenişehir Meydanı'na sığmayan Mersinlilerle birlikte bugün tarih yazmaya geldik. Mersinliler, adalet diye sesini yükseltiyor.

'HUZURU GETİRECEK OLAN EKREM İMAMOĞLU'DUR'

Mersinliler sizi yok sayan bu iktidara sesinizi duyuruyorsunuz. Buradan Mersin'e ve Türkiye'ye söylemek isteriz. 2019 öncesi Mersin'de rant kavgası vardı, gerginlik vardı. 2019'dan bu yana Mersin'e Vahap Seçer geldi. Huzur geldi, barış geldi. Türkiye'de de AK Parti gidecek CHP gelecek, huzur ve barış gelecek. O huzuru getirecek olan da Cumhurbaşkanı adayımız, Silivri'den sizleri izleyen Ekrem İmamoğlu'dur. Ona da buradan selam gönderiyoruz.

Sizi görüyor, sizi duyguyla, heyecanla izliyor. Bu millet bu ülkeyi kolay kurmadı. Bağımsızlık da cumhuriyet de kolay kazanılmadı. Çok kara kışlar gördük ama nerede tökezledik nerede düştük hep birlikte ayağa kalktık.

Kendisini milletin üzerinde görüp, bu millete istikamet dayatmak isteyenler var. Bu millet, bir kişiden ve bir partiden büyük olduğunu her gün gösteriyor. Bu millet iradesini elinden almaya çalışanları affetmez.

'BU MİLLET İRADESİNİ ELİNDEN ALMAK İSTEYENLERE SABRETMEZ'

Bu millet her şeyi affeder, yoksulluğa, sıkıntıya bile sabreder ama iradesini elinden almak isteyenlere sabretmez, onları affetmez. Bu millet sandığın değerini bilir, seçme ve seçilme hakkına her zaman sahip çıkar. Darbeler olur kimine hemen direnir, kimine biraz gecikir ama eninde sonunda iradesinin yanında darbecilerin karşısında olur. Sandık giderse, seçme hakkı giderse her şey tehlike altındadır.

Nerede sandık vardır, nerede demokrasi vardır, nerede seçme, seçilme hakkı vardır; orada huzur, barış, bolluk vardır. Onun için sandığa kim el uzatırsa, kararı ben vereceğim derse o milletin düşmanıdır. Bu millet o darbecilerin karşısındadır.

Bu millet sandığı namusu bilir, namusu gibi korur.

'GELECEĞİN CUMHURBAŞKANINA DARBE GİRİŞİMİ YAPTILAR'

Dünyada iki çeşit darbe var; biri sivil bir askeri darbe. Bu ülke ikisini de gördü geçmişte ama bu dünya bugünlerde Türkiye'de olan gibisini görmedi. Geçmişte seçilmiş birisini değil, gelecek seçimin cumhurbaşkanı adayına, CHP'nin, ülkenin kurucu partisinin cumhurbaşkanı adayına, geleceğin cumhurbaşkanına darbe girişimi yaptılar. Bu darbe girişiminin karşısında on milyonlarca cesur yürek, cumhuriyetini, Atatürk'ün emanetini sandığını, demokrasisini koruyanlar vardır.

Her darbenin bir cuntası, bir başı, bir hedefi vardır. Hedef şüphesiz şahıs olarak Ekrem İmamoğlu ama esas olarak sizin iradenizdi. Bu cuntanın karargahı Beştepe'dir, Saray'dır. Silahı ele geçirdiği yargıdır; mühimmatı yalandır, iftiradır.

'ONLAR ARTIK İKTİDAR DEĞİLDİR'

Onlar artık iktidar değildir, gayrı meşru cunta yönetimidir. Milletten, sandıktan korkana iktidar denmez, olsa olsa geleceğin muhalefet partisi denir. Devlet dediğimiz, milletin evidir. Ama bu evin kapısına bugün bir avuç vesayetçi kilit vurmuştur. İçeri giren onlardır, dışarıda kalan millettir. Devletin kapıları millete kapanmıştır. Bu millet önce işgalden, sonra yokluktan sonra iradesini esir almak isteyen bu bir zümre insandan kurtulacak. Devletin kapıları da bu millete açılacaktır.

Millet Erdoğan'ı, Tayyip Bey'i istifaya çağırıyor. İstifa da bir erdemdir ama eğer istifaya gerek görmüyorsan kendine güveniyorsan sandığı getireceksin, kararı millet verecek. Var mısın? Hodri meydan. Neredeyse 40 gün oldu. Ekrem başkan, arkadaşarımız hakkında bir tek iddialarını ispat edemediler. 40 gün 40 gece yandaş basın ekranlarında yalan attı iftira attı, atmaya devam ediyor.

Dört kişiden birini bile bu kadar iftirayla ikna edememiş bir iktidarla karşı karşıyayız. Hala ortada bir iddianame yok. Baskıyla, tehditle yalancı tanıklar aranıyor. Meşe, Çınar, Ladin diye üç tane odunun attığı iftiraları doğrulatabildiler.

Ekrem İmamoğlu'na iftira at sonra direkt evine git diyen, bunu yapmazsan 10 yıl evladının yüzünü görmezsin diyenlere hukuk insanları denemez, savcı denemez, bunlar iftiracıdır. bunlara el aman demeyeceğiz, teslim olmayacağız.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A 'DÜELLO DAVETİ'

Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum. Sayın Erdoğan, eğer savcına güveniyorsan savcının arkasına geç. Ben Ekrem başkana güveniyorum, tam arkasındayım. Seni savcıların sorularını sorsun, benim başkanım canlı yayında yargılansın. Görelim bakalım kim dürüst kim iftiracı var mısınız? Buradan Sayın Erdoğan'a bütün milletin önünde bir büyük teklifte bulunuyorum. Siyaset tarihinin, siyaset tarihimizin en büyük düellosunu teklif ediyorum. Canlı yayında yargılama olacak, sonra bütün Türkiye'nin anket şirketlerinin ortalamasını alacağız. Eğer İmamoğlu'nun suçluluğuna ikna olursa siyaseti ben bırakıyorum, olmazsa sen bırakıyorsun var mısın? Hatta sana yüzde 25 de avans veriyorum. Eğer senin savcın haklı çıkarsa ben istifa edeceğim, İmamoğlu'nun haklılığı ortaya çıkarsa sen istifa edecek misin? Var mı cesaretin. Hodri meydan.

'OPERASYONU HAFTA İÇİ YAPMAYA CESARET EDEMEDİLER'

Millet deprem gündemim var, benim seçtiğimi getir yerine otursun derken yeni bir operasyona giriştiler. İBB'den üst düzey bürokratların da içinde olduğu 53 kişiyi daha gözaltına aldılar. Maksat bulamadıkları kanıtı, ikna edemedikleri yalancı şahidi, 53 yeni masum üzerinden yapmaya çalışacaklar. Piyasalar, borsa hukuk ister, güven ister. Bunun için bu operasyonu hafta içi yapmaya cesaret edemediler. Piyasalar kapandıktan sonra bir cumartesi sabahı bu operasyonu yapıyorlar ki borsa düşmesin dolar yükselmesin. Bu operasyonun içinde ahlak olsa hukuk olsa neden düşsün borsa neden bozulsun piyasalar. Hepimiz atılanın bir yalan, iftira olduğunu, Erdoğan'ın rakibinden kurtulmak için yaptığı bir kumpas olduğunu hepimiz biliyoruz.

'MESELE YOLSUZLUK DEĞİL'

İSKİ buna itiraz etti ve İSKİ Genel Müdürü, buna en temelden itiraz eden kişi olarak Ekrem Başkan'a ziyarette bulundu ve bilgi notlarını sundu. TOKİ'ye inşaatlara ilişkin yıkım kararını yolladı. Bu sabah, 40 gün önceki operasyonda adı olmayan İSKİ'nin genel müdürü, genel müdür yardımcısı ve imar daire yardımcısı şafak baskınıyla gözaltına alındı. Mesele yolsuzluk değil Kanal İstanbul'suzluk. Kanal İstanbul yoksa Erdoğan yok, onun için saldırıyor arkadaşlarımıza.

Milletin iradesine ve İstanbul'un rantına çökmek istiyorlar. Ekrem başkan içerdeyken Arap kanallarındaki reklamlara Erdoğan başrolde çıktı.

'İSTANBUL'A DA BU MİLLETE DE DOST DEĞİLSİN'

AKOM'un baş koltuğuna İstanbullular Ekrem Başkanı oturttular. Depreme yönelik çalışmaları yürütecek olan da İstanbul'u depremden koruyacak olan da Ekrem Başkan ve arkadaşlarımızdır. Bu arkadaşlarımızı içeri atmak, depreme karşı İstanbul'u hazırlıksız bırakmaktır. Erdoğan'a sesleniyorum. Ne yapıyorsun sen? Bu vakitte yılan sokmaz adamı. Deprem kapıdayken sen bu uzmanları topluyorsan İstanbul'a da bu millete de dost değilsin.

Ankara'da dün 30 gencimizi gözaltına aldılar. İstanbul'da 2 bin genci gözaltına almışlardı. 40'ın üzerinde evladımız Türkiye genelinde tutuklu. Gençlerimizin ayrı ayrı alınlarından öpüyoruz. İyi ki varlar iyi ki direniyorlar.

'EN YÜKSEK İKİNCİ FAİZ TÜRKİYE'DE'

Bu darbeciler dolar rezervlerimizi yaktılar. Tam 52 milyar dolarımızı yaktılar. Faiz güya düşecekti yüzde 46'ya çıktı. Dünyanın en yüksek ikinci faizi Türkiye'de.

2 Trilyon Lira ile ne yapılabilirdi? Tüm çiftçilerin banka borcu 1 Trilyon TL. Yani tüm borcu ödeyip, bütün çiftçilere 412 bin TL de para verebilirdiniz. Her emekliye 30 bin TL olarak maaş verebilirdiniz. İşçiye, çiftçiye, emekliye para bulamayan bu iktidar, iktidardan gitmekten korktuğu için sizin iradenizden korktuğu için 52 milyar doları yaktı.

'DARBE İÇİN YAKTIK DESENE'

Biz kötü yönetmeye değil iyi yönetmeye para harcayacağız. Darbenin ekonomik ayağı Mehmet Şimşek'tir. Milletin parasını bu darbe için yaktık desene. Eskiden kurtulduk dediği IMF Başkanının kapısında, ABD Maliye Bakanının kapısında. Diyor ki ABD Maliye Bakanı, 'İran'a karşı Türkiye yanımızda olacak' diyor. Adam sana görev vermiş, para karşılığı istikamet vermiş Şimşek de diyor ki yapay zeka konuştuk.

'19 MART DARBESİ İÇİN TRUMP'TAN İCAZET ALINDI'

19 Mart darbesi ABD'nin desteğiyle yapılmıştır. Trump'tan icazet alınmıştır. 19 Mart darbesine susulması karşısılığında Kıbrıs davasından vazgeçilmiş, KKTC yalnızlaştırılmıştır. Türkiye'deki haksızlıklara ve hukuksuzluklara susulması karşılığında Trump'ın Gazzelileri tehcir planı gündeme gelmiştir. Biz hem Kıbrıs Barış Harekatı'nı yapan Bülent Ecevit'in partisi olarak, hem Yaser Arafat'ın dostu olarak hem de Filistin'e gidip savaşan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yol arkadaşları olarak Kıbrıs'ı kim satarsa satsın Kıbrıs'ın yanındayız.

'ZİRAAT BANKASI ÇİFTÇİYE HACİZ YAPMAKLA MEŞGULDÜR'

Erdoğan, zirai donu küçümsedi oysa fındıktan narenciyeye tüm üreticilerin arkasında durulması gerekmektedir. Afet yaşanan tüm bölgelerde zarara uğrayan çiftçilerin giderleri devlet tarafından ödenmeli ve prim yükü çiftçinin sırtından alınmalıdır. Ziraat Bankası'na olan çiftçinin faiz borcu silinmelidir. Ama Ziraat Bankası, çiftçiye haciz yapmakla meşguldür.
26 Nisan 2025 15:33
DİĞER HABERLER