İktidar kanadının gündeme aldığı ve sosyal medyanın kötü amaçlarla kullanılmasını önlemek için yapılması planlanan düzenlemeyi eleştiren CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, "Doğru haberin bile yargılatıldığı, sansür, otosansürün yaygınlaştığı bir dönemde, muğlak ifadelerle yeni suçlar üretmek yeni mağduriyetler doğuracaktı.r” ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel'den iktidar kanadının gündeme aldığı ve sosyal medyanın kötü amaçlarla kullanılmasını önlemek için yapılması planlanan düzenlemeye yeni bir eleştiri geldi.
Evrensel'de yer alan habere göre CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, AKP ve MHP tarafından "Dezenformasyonla mücadele" adı altında hazırlanan ve hapis cezası getiren "Sosyal medya yasası" hakkında açıklama yaptı.
Yasa teklifiyle TCK'ye "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu ekleniyor. Buna göre "halk arasında endişe, korku veya panik meydana getirmek saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapisle" cezalandırılacak. Kişinin gerçek kimliğini gizlemesi veya "bir örgütün faaliyeti çerçevesinde" bunu yapması halinde ceza yarı oranında artırılacak.
Teklife göre ayrıca internet haber sitelerinin beyannameleri Cumhuriyet Başsavcılıkları yerine Basın İlan Kurumuna verilecek. Verilen süre içerisinde eksikliklerin giderilmemesi ya da gerçeğe aykırı bilgilerin düzeltilmemesi halinde haber sitesi vasfı kazanılmaması tespiti şartı düzenlenecek. Bu kararla internet haber sitesi vasfını kazanamayan haber sitesi, "süreli yayın" kapsamının dışında bırakılmış olacak. Ayrıca internet haber siteleri, yayımladıkları içerikleri iki yıl süre ile muhafaza etmek zorunda olacak. İçeriğin yayından çıkarılması ile erişimin engellenmesi durumlarında düzeltme ve cevap metni bir hafta süre ile yayımlanacak.
ÖZEL: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE YENİ DARBE
Yasanın basın ve ifade özgürlüğü bakımından ciddi sakıncalar içerdiğini söyleyen Özel, "Halen iktidarda hakikatle bağını tamamen koparmış bir ittifak bulunmaktadır. İktidarda hakikatle bağını koparmış bir ittifak olunca gerçeğin tanımını, gerçeğe aykırı bilginin tanımını kimin yaptığı önem kazanmaktadır. Söylenmemiş bir sözden darbe paranoyası, hukuka uygun ifadelerden ‘tehdit’ çıkaran bir siyasi iktidarın elinde 'gerçek' tanımının anlamını yitireceği ve siyasi iktidarın güdümünde şekil değiştireceği aşikardır. Doğru haberin bile yargılatıldığı, sansür, otosansürün yaygınlaştığı bir dönemde, muğlak ifadelerle yeni suçlar üretmek, basın özgürlüğüne yeni darbe vuracak, yeni mağduriyetler doğuracaktır” dedi.