Aktütün saldırısı sonrası bir kısım medya tarafından linç edilmeye çalışılan Org.Babaoğlu olayının perde arkasını Yıldıray Oğur yazdı.
Türkiye’de Golfün Kısa Tarihi
En baştan söyleyeyim. Amacım 1895’te İstanbul’da Constantinople Golf Club’ın kurulmasıyla başlayan golf sporunun 113 yıllık Türkiye macerasını anlatmak değil. Ama bir gün Türkiye’de golfün bu uzun tarihini yazacak olan biri çıkarsa onu “2008 yılı ekim ayında nasıl oldu da golf Türkiye’de manşetlere kadar çıktı” şaşkınlığından kurtarmak.
İşte ben size 2008 yılının 3-11 Ekim tarihleri arasındaki mini golf tarihimizi anlatacağım.
Her şey 3 ekim günü Anadolu Ajansı’nın tüm abonelerine geçtiği şu haberle başladı:
Antalya Belek’te 3 ve 4 ekim tarihlerinde bir golf turnuvası düzenleniyordu. Turnuvaya katılanlar arasında bazı holding yöneticileriyle birlikte Hava Kuvvetleri Komutanı Aydoğan Babaoğlu ve muhtemel halefi Harp Akademileri Komutanı Hasan Aksay da vardı.
Milliyet editörleri 4 ekim günkü gazetede golf oynayan Hava Kuvvetleri Komutanı haberiyle Kandil’e hava operasyonu haberini yan yana kullandı.
4 ekim cumartesi günü sabah saatlerinde ise Genelkurmay’dan Aktütün’e saldırı, 15 şehit açıklaması geldi.
6 ekim günü Vakit gazetesi Babaoğlu’nun tüm Türkiye’nin acı haberle sarsıldığı 4 ekim günü akşam saatlerine kadar golf oynamayı sürdürdüğüne dair bir haber yaptı ve AA’nın 3 ekim günkü golf oynayan paşa fotoğraflarını haberinde kullandı.
Aynı gün Vakit’in haberini kendi muhabirlerine doğrulatan ve habere yeni unsurlar ekleyen Taraf, 7 ekim günü “Bari cenazeye de kalsaydın paşa” manşetiyle çıktı. Aynı gün Vakit de kendi haberini geliştirerek manşetine taşıdı.
İşte her şey bundan sonra başladı.
Vakit’in ilk haberinin üstünden iki gün geçmişti. Kimseden ses çıkmamıştı.
Ta ki 8 ekim gününe kadar.
Atış serbest komutu Ertuğrul Özkök’ten geldi. “Golf sahasından harekât yönetilmez paşam” başlıklı yazısında Özkök “Sanmayın ki, bu sadece marjinal gazetelerin tepkisidir. Bize de bunu anlatamazsınız” diyordu.
Ertesi günden itibaren sürpriz isimler artarda yazılar yazıp Hava Kuvvetleri Komutanı’nı sert sözlerle eleştirmeye başladı.
Açıkça Ergenekon’u savunan gazeteler, Yılmaz Özdil gibi “askerdir ne yapsa yeridir”ci köşeciler, CHP, MHP gibi haki renkli partiler eleştiri sırasına girdi.
Herkes birbirinden cesaret alıyordu, perde yırtılmıştı ya da başka bir şey olmuştu.
Bu arada Fatih Altaylı’ya Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde yapımı süren milyon dolarlık golf sahaları ile ilgili bilgiler “sızdı”, bu tepkileri iyice köpürttü.
Evet, paşa çok hatalıydı. İster askerci ister demokrat kim olursa olsun vicdanları sızlatan bir vurdumduymazlıktı bu. Bütün Türkiye’nin şehit haberleriyle sarsıldığı saatlerde bir paşanın bu haberleri hiç duymamış olması ya da duyup da golfe devam etmiş olma ihtimali kabul edilemezdi. Diyelim ki golf sahasında ceptelefonu yasak, ceza nedeni. Peki, bu dört yıldızlı paşaya bu haberi en azından televizyondan duyup iletecek bir yaveri, genel sekreteri falan da mı yoktu? Genelkurmay İnsansız Hava Aracı görüntüleriyle Aktütün saldırısını izlerken Hava Kuvvetleri Komutanı’na hiç mi ihtiyaç duymamıştı.
Evet, ama bir komutan ilk kez hata yapmış değildi. Eleştirilerin nedeni sadece sızlayan vicdanlar olamazdı. Bugüne kadar neler neler olmuştu da o vicdanlar bir türlü sızlamamıştı.
7 ekim günü Taraf’ın ve Vakit’in golfçü paşa manşetlerini okuyanları bunun yeni bir 2. Cumhuriyetçi, dinci, soroscu, fethullahçı saldırı olmadığı konusunda ikna eden bir bilgi, istihbarat, atış serbest icazeti gelmiş olmalıydı.
İşte bu atış serbest icazeti kimden geldi anlamak için arşivlere bakmak yeterli.
İlk olarak 6 Ağustos 2007 tarihli Sabah’a bakalım.
Göreve yeni atanan Babaoğlu’nun memleketi Samsun’a gitmiş Sabah ve ablası Turanca Oğuz ile konuşmuş. Haber onun anlattıkları üzerine kurulu. Haberde Turanca Oğuz’un bir de fotoğrafı var. Tahmininiz doğru: Turanca Hanım türbanlı. Ben olsam başörtülü derdim ama anlayın diye söylüyorum. Yani devletin sevmediği şekilde başını bağlamış.. Sabah da haberi herhalde bu fotoğrafı basabilmek için yapmış.
Sonra Nazlı Ilıcak köşesine taşımış bu resmi. Bir süre tartışılmış.
Herhalde Babaoğlu’nun yanına eksi koyulmuş.
Bir yıl sonra yeniden gündeme geldi Babaoğlu’nun adı. Tarih 18 Temmuz 2008
Akşam gazetesinin manşetinde Ankara temsilcisi İsmail Küçükkaya imzasıyla çok önemli bir haber var. “6’sı kurmay, 20 muvazzaf subaya Ergenekon sorgusu.” Haber şu: 2005 yılında MİT, Hava Kuvvetleri içindeki Ergenekon uzantılarıyla ilgili bir rapor hazırlayıp Genelkurmay’a gönderiyor. Zamanın Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök de bu raporu dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Faruk Cömert’e iletiyor. Bu raporda Ergenekoncu subayların adları var. Rapor Hava Kuvvetleri içinde dolaşıp duruyor. Üç yıl hiçbir şey yapılmıyor. Bu rapor Ergenekon soruşturmasında İşçi Partisi’nden çıkıyor. Biz Karargâh Evleri diye haberlerini okuduk. Üç yıl sonra soruşturma iznini kim mi veriyor. Yine tahminleriniz doğru yeni komutan Aydoğan Babaoğlu. Küçükkaya haberinin devamında Zekeriya Öz ile Hava Kuvvetleri Askerî Savcılığı arasındaki işbirliğini, soruşturma kapsamında bir kurmay subayın tutuklandığını da yazdı.
Bu Ergenekoncu paşaları hapiste ziyaret eden Genelkurmay çizgisine ne kadar uyumlu bir tavırdı bilemiyoruz.
Bildiğimiz Ergenekon haberlerini görmezden gelen, militan Kemalist gazetelerimizden Vatan’ın 10 Ekim 2008 günü sürmanşetinden golfçü paşa Babaoğlu’nu istifaya çağırdığı.
Ve 10 ekim günü.
Türkiye’de golfe ilginin aniden kesildiği gün.
11 ekim günkü Doğan Grubu gazeteleri golf oynamaktan sıkılıvermiş birden.
Peki, Vatan’ın istifa sürmanşetiyle çıktığı 10 ekim cuma günü sabah erkenden ne mi oldu?
Tahminleriniz hep tutuyor. Sizce?
YILDIRAY OĞUR-TARAF