Özgürlük ve Demokrasi Platformu Başkanı Vedat Öztürk, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 'kedi' açıklamasıyla ilgili "Kedilerle alakalı alıyorsunuz ama iki ayaklı kedilerle alakalı önlemlerin de alınması gerekiyor." dedi.
Özgürlük ve Demokrasi Platformu Başkanı Vedat Öztürk, Aksiyon İş Sendikası Konfederasyonu Genel Merkezi'nde gündeme ilişkin basın açıklaması yaptı. Bir gazetede çıkan haberle ilgili açıklamalarda bulunan Öztürk, bazı sendikaları da kullanarak sandık görevlileri ve başkanlarını teste tabi tutulduğunu söyledi. Öztürk, "Sandık başkanlarının kendi duygu düşüncesinden olmalarının temini için gayret gösteriyorlar. Ülkemizde bırakın insanlara test yapmayı, seçimin güvenirliğini nasıl sağlayacağız diye düşüneceklerine 'bunu nasıl manipüle ederiz' diye bu tarz bir gayret görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Seçimlerle alakalı bir öneride bulunmak istediklerini kaydeden Öztürk, şunları söyledi: "Bütün okullarımızda artık internet sistemi mevcut. Hatta Cumhurbaşkanı, Başbakan meydanlarda açtıkları yeri birkaç kez daha açıyorlar. Genelde de 'bu okulları yaptık, şu okulları yaptık, akıllı tahta kurduk' diyorlar. Malumunuz çuvallara oylar konuluyor, İlçe Yüksek Seçim Kurulu'na gönderiliyor. Artık 2015 Türkiye'sinde böyle bir uygulamaya gerek yok. Okullarda zaten yazılım üzerinden oylar giriliyor. Sandık başkanı okulda bu verileri, oy sonuçlarını rahatça sisteme girebilir, herkesin şahitliğinde oylar bir bir girilir. Hatta birer çıktı alınmak suretiyle de bütün parti temsilcilerine de birer tane suret verilirse hiçbir şekilde seçimde şaibe olmaz. YSK, 'biz kedilerle ilgili gerekli önlemleri aldık' diye açıklama yaptı. Kedilerle alakalı alıyorsunuz ama iki ayaklı kedilerle alakalı önlemlerin de alınması gerekiyor."
"BUGÜN SÖYLEDİĞİ ŞEYLER SUÇ TEŞKİL EDİYOR"
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın dershanelerin dönüştürülmesi ile ilgili açıklamalarını değerlendiren Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bununla alakalı ciddi haksızlıklar yapılıyor. Dershane sektöründe şu an 70 bin tane öğretmen onun yanında 30 bin civarında ara eleman diyebileceğimiz insanlar var. Bunlar dönüşüm için müracaatta bulunmuşlar ve bunlar sırf dönüşüme müsaade etmemek için eften püften konularla teftişler yapılıp bu teftişler neticesinde 'hakkınızda soruşturma olduğu sürece sizin dönüşmenize müsaade etmeyeceğiz' diyorlar. Çok komik bahanelerle. Oradaki basit, küçük hatanın kurumun dönüşmesi için önemli hususu etkilememesi gerekir. Bugün söylediği şeyler suç teşkil ediyor. 'Bazı gruplara mensup olduğunu düşündüğümüz ki bunların çoğunu herkes de biliyor' diyerek birçoğunu fişlediklerini kamuoyu önünde alenen itiraf etmiş oldu Sayın Bakan. Bununla alakalı savcıların bunu bir suç kabul ederek kendiliğinden görev alması gerekiyor. Ama gel gör ki hakimlerin tutuklandığı, savcıların içeri atıldığı bir ülkede bunu da yapacak artık yürekli savcı bulunur mu? Onu da artık toplumun basiretine havale ediyorum. Orada çocuğuna çoluğuna ekmek götüren insanlar var. Kaldı ki eğitim camiası yıllardır ülkemizdeki nesli yetiştirmiş. Şu an belki toplumda mevcut siyasi parti içerisinde dahi, üst düzeye gelmiş insanların birçoğu bu okullarda, dershanelerde eğitim almış insanlar."
"ALLAH'TAN KORKMAYANIN KUL HAKKINDAN KORKMASI DÜŞÜNÜLEMEZ"
KPSS'nin kaldırılması iddialarıyla ilgili Öztürk, şunları kaydetti: "Sivil toplumdan ses çıkmıyor. Medya kuruluşlarından ses çıkmıyor. Bu art niyetli insanlar da kendi eşini dostunu haksız bir şekilde, garibanın hakkını yiyerek, zaten Allah'tan korkmayanın kul hakkından korkması düşünülemez. Allah'tan korkmadıkları için bu kadar haksızlığa giren insanların kul hakkıyla alakalı zerre kadar tereddütleri olmadığı yaptıkları VIP torpillerle kamuoyunun önünde."
CİHAN