Özyeğin ve Ulukaya'ya Amerikan-Türk Toplumu'ndan 'Onur Ödülü'

Amerikan-Türk Toplumu (ATS) Türk işadamları FIBA Holding Kurucusu ve Başkanı Hüznü Özyeğin ve Chobani yoğurt şirketi kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Ulukaya'ya insanlığa ve topluma yaptıkları yardımdan dolayı 'Onur Ödülü' verildi. Özyeğin ve Ulukaya'ya ödüllerini Coca Cola CEO'su Muhtar Kent takdim etti.

ABD'deki en eski Türk-Amerikan derneği olan ATS'nin yıllık gala programına çok sayıda ünlü isim katıldı. Programda, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Halit Çevik, ATS Başkanı Murat Köprülü, ATS'nin Onursal Başkanı Mica Ertegün (ATS kurucusu Ahmet Ertegün'ün eşi), Coca Cola CEO'su Muhtar Kent, ünlü Türk Doktor Mehmet Öz, ABD'nin Türkiye eski büyükelçisi Francis J. Ricciardone, dünyaca ünlü Metropolitan Sanat Müzesi Başkanı Marie Stewart gibi tanınmış isimler hazır bulundu.

Etkinliğe çok sayıda işadamı, finans ve diplomasi camiasından katılım olduğuna dikkat çeken Hüznü Özyeğin, bu tür faliyetlerin Türk-Amerikan ilişkilerinin daha da geliştirilmesi adına çok olumlu olduğunu ifade etti. Türk-ABD ilişkilerinin stratejik bakımdan çok önemli olduğunu vurgulayan Özyeğin, "Bu ülkede kendimizi anlatabilmemiz için daha çok çalışmamız gerekiyor. Amerika ile ekonomik ilişkilerimiz henüz yeterli değil ve Amerika'nın bizim en büyük ticari partnerimiz olması lazım" dedi.

Aldığı ödülün kendisi için anlamının çok büyük olduğunu belirten Özyeğin, "Bir insan yalnızca kendisi için yaşarsa bence boşuna yaşamış demektir. Başkalarına birşey verebildiğim zaman çok büyük mutluluk duyuyorum" ifadesini kullandı.

Ödül töreninde "Anneler ağlıyor; ülkenin her tarafından ateşler var." diye konuşan Chobani yoğurt şirketi kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Ulukaya, "Ben buradan bu vesile ile herkesi barışa, herkesi sevmeye çağırıyorum" ifadesini kullandı.

DOĞU VE GÜNEYDOĞU DA 67 TESİSİM VAR

Türkiye'nin kendisine çok büyük fırsatlar ve imkânlar sunduğunu anlatan Özyeğin, bunu da başkaları ile paylaşması gerektiğine inandığını vurguladı. Sosyal yardımlarının çok önemli bir kısmını Doğu ve Güney Anadolu'ya yaptığına işaret eden Özyeğin, bölgede 67 eğitim tesisinin bulunduğu ve buralarda 30 bin öğrencinin okuduğunu ifade etti.

Açtığı eğitim kurumlarında barınanların ve okuyanların kırsal kesimden gelen imkânları kısıtlı ailelerin çocukları olduğunu vurgulayan Özyeğin, kızların eğitim almalarına çok önem veren bir vakıfları olduğunu söyledi. Özyeğin Üniversitesi'ni "Hayatımın en büyük amacı, en büyük hayalimdi." diye tanımlayan ünlü işadamı, uluslararası standartlarda eğitim veren ve yalnızca Türkiye değil dünyaya kaliteli nesil yetiştiren bir eğitim kurumu olmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Özyeğin, Finansbankı 2,7 milyar dolara Yunanistan'a satmasını da, "Yaşanan ekonomik krizin benim bankayı Yunanlılara o fiyata satmamın tetiklediği yorumlarını yapanlar da oldu" şeklinde espiri konusu yaptı.

ABD'YE GELDİĞİMDE CEBİMDE 100 DOLARIM VARDI

ABD'ye ilk 1963 yılında eğitim amacı ile geldiğini hatırlatan Özyeğin, önce Oregon Eyalet Üniversitesi'nde daha sonra ise Harvard Üniversitesi'nde eğitim aldığını dile getirdi. ABD'ye ilk geldiğinde cebinde yalnızca 100 dolar olduğunu anlatan Özyeğin, bir ABD'li ailenin desteği ile ancak Harvard Üniversitesi'nde eğitim alabildiğini söyledi.

ABD'yi, "Kafaya koyar çalışırsanız herşeyi yapabileceğiniz bir ülke olarak tanımlıyorum" diyen Özyeğin, öğrencilik yıllarında da birçok Amerikalının desteğini gördüğünü ifade etti.

ABD'de yaşadığı yıllarda çok önemli tarihi olayların vuku bulduğunu aktaran Özyeğin şöyle konuştu:

"1963 yılının Ağustos ayında geldim ABD'ye. Aynı yılın Kasım ayında Başkan Kennedy (John F. Kennedy) öldürüldü. Vietnam savaşı nedeni ile talebe hareketleri başladı. Televizyonlardan Vietnam'daki harbi seyrediyorduk. Marthin Luther King'in ünlü 'Selma' yürüyüşü vardı. Yani çok dönüm noktalarını televizyonlardan izledim. Bunları Türkiye'de olsam izleyemezdim çünkü Türkiye'de o dönem televizyon yoktu çünkü. Dolayısıyla Amerikan tarihinde çok önemli şeylere şahit oldum."

"DEMOKRASİ YİNE KENDİSİNİ GÖSTERİR"

Gala programını ABD'deki Türklerin birlik gösterisi olarak yorumlayan Chobani COE'su Hamdi Ulukaya, Türkiye'de ve çevresinde çok önemli gelişmelerin yaşandığını dile getirdi. Mülteciler sorununa dikkat çeken Ulukaya, şahsının ve şirketinin bu konuda çok hassas olduğunu ifade etti. "Hepimiz uzakta olsak da kalbimiz Türkiye için çarpıyor" diyen Ulukaya, "Acıları ile çok üzülüyoruz; sevinçleri ile, güzel habarleri ile de çok çok seviniyoruz" dedi.

Son dönemlerde Türikiye'de çok acıların yaşandığını belirten Ulukaya şunları aktardı:

"Anneler ağlıyor, ülkenin her tarafında ateşler var. Ben buradan bu vesile ile herkesi barışa, herkesi sevmeye çağırıyorum. Çocuklarımızın geleceğini şimdiden düşünmemiz lazım… Seçim halkımıza hayırlı uğurlu olsun. İnşallah selametle, güzellikle geçer. Demokrasi kendisini yine gösterir ve bunun üstesinden gelerek barışımızı, birlikteliğimizi sağlayarak ileri gideceğiz."

Türkiye'nin insan potansiyeli olarak çok değerli kazanımları olduğunu aktaran Ulukaya, özellikle girişimcilik ve eğitim alanlarında olduğuna işaret etti.

Mültecilere karşı duyarlı olmasını 'Anadolulu insanı olmakla' yorumlayana Ulukaya, "Biz acıların çok yaşandığı coğrafyadan geliyoruz. Ateş etrafımızda, yanı başımızda. Çocukların, kadınların, insanların yüzlerine bakıyorsunuz, nasıl duyarsız olabilirsiniz?" diye sordu.

Zenginliğin, teknolojinin bu kadar ileri olduğu ve çok olduğu bir dönemde çocukların acı çekmesinin kabul edilebilir birşey olmadığını belirten Ulukaya, "Akşamları evimize gidip çocuklarımızın, eşimizin yüzüne bakıp rahat uyumak istiyorsak paramız varsa vereceğiz. Vaktimiz varsa vereceğiz. Sesimiz varsa vereceğiz. Bunların en az birisini yapmak zorundayız." dedi.

Küresel dünyanın artık çok küçüldüğünü vurgulayan ünlü işadamı şunları dile getirdi:

"Dünyanın bir yerinde acı varken artık diğer yerinde mutluluk olmuyor. Mutluluk olacaksa hep birlikte mutlu olacağız. Acı varsa da her beraber paylaşacağız. Ben çok umutluyum; her kötü birşey de güzel şeyler çıkar. Biz kötü şeyler gördük, vahşet gördük yanıbaşımızda."

Türkiye'nin milyonlarca mülteciye kucak açmasından övgüyle bahseden Ulukaya, Anadolu insanının göstermiş olduğu misafirperverliğin dünyaya çok güzel örnek olduğunu söyledi. Kendisinin büyüdüğü Erzincan'a bağlı köyünden anılarını da paylaşan Ulukaya, fazla birşeylerinin olmadığını ama çevrelerinde Alevisi, Kürdü, Türkü, Ermenisi ile hep iyi insanların olduğunu söyledi. Hem Türkiye'nin hem de ABD'nin kendisine çok imkânlar sunduğunu belirten Ulukaya, ABD'ye ilk geldiğinde de cebinde yalnızca 3 bin doları olduğunu dile getirdi.

MUHTAR KENT: ÖZYEĞİN DE ULUKAYA'DA BU ÖDÜLLERİ HAK ETTİ

Coca Cola CEO'su Muhtar Kent, Onur Ödülü'nün Özyeğin ve Ulukaya'ya verilmesinin çok isabetli olduğunu belirterek her ikisinin de bunu hak ettiklerini söyledi. Özyeğin ile Ulukaya'nın ABD ve Türkiye adına çok önemli işler yaptığını aktaran Kent, iki işadamının yalnızca istihdam sağlamakla kalmadıklarını, ihtiyaç sahiplerine yaptıkları yardımlarla da topluma örnek olduklarını vurguladı.

Türk-ABD ilişkilerinin 1950'den bu zamana giderek güçlendiğini belirten Kent, "Her zamanki gibi önemli engeller var. Bu hiçbir zaman ilişkilerin kalıcı şekilde zedelenmesine izin vermiyor. Sorunlara her zaman çözümler bulunuyor." dedi.

Hem Özyeğin hem de Ulukaya'nın ABD-Türkiye arasında ilişkilerin gelişmesine olumlu katkılar sağladığını anlatan Kent, "Ben de tabi senelerce bu ilişkilerin gelişmesinde hem sosyal, hem iktisadi, hem politik hem de bireysel anlamda emek sarf etmişimdir." dedi.

Gala programının açılış konuşmasını yapan ATS Başkanı Murat Köprülü, rahmetli Ahmet Ertegün tarafından kurulan derneğin amacının iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirmek olduğunu vurguladı. Her yıl düzenledikleri gala programları ile Türk-Amerikan ilişkilerine sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda katkı yapmak istediklerinin altını çizen Köprülü, Ulukaya ile Özyeğin'e ödül vermekten de gurur duyduklarını söyledi.

Gala programında Chicago merkezli 'Ottoman Artworks' firması, ATS yararına sergi açıp geleneksel Türk Sanat'ına ait eserleri müzayede ile sanat severlere ulaştırdı. Müzayedede Gülbün Ünver Mesara ile Mamure Öz'ün eserleri yer aldı. CİHAN
07 Ekim 2015 12:50
DİĞER HABERLER