Fransız ekonomi dergisi Capital, Türk Lirası krizinin dünya ekonomi ve piyasalarındaki etkilerini analiz etti. Makalede, krizin domino etkisi oluşturabileceği aktarıldı. TL krizinin kısa vadede çözülmeyeceği, çünkü bağımsız olmadığı düşünülen Merkez Bankası'nın gerekli önlemleri almadığı vurgusu yapıldı.
Fransa’da yayınlanan Capital dergisi, gelişmekte olan ülkelerden Güney Afrika ve Brezilya paralarının da krizden etkilenerek domino etkisiyle yıkılabileceğini, TL krizinin kısa vadede çözülmeyeceğini, zira bağımsız olmadığı düşünülen Merkez Bankası’nın gerekli önlemleri almadığına vurgu yaptı.
Türkiye krizinin üzerinden iki hafta geçmesinin ardından, krizin dünya ve Avrupa ekonomilerine etkilerini inceleyen Capital, “Türk lirası etrafında yaşanan ekonomik kriz, gelişmekte olan pek çok ülkede türbülansa yol açtı. Korkulardaki artış, piyasalarda güçlü bir etki oluşturan derin bir krizi tetikleyebilir” uyarısında bulundu.
‘TL KRİZİ, TÜRKİYE SINIRLARINI AŞTI’
Krizin etkilerinin Türkiye’nin sınırlarını aşması nedeniyle tüm dünyada dikkatle izlendiğine dikkat çeken Capital, Avrupa bankacılık stoklarının yanısıra, bazı gelişmekte olan ülkelerinin para birimlerinin de, uluslararası yatırımcıların topluca çekilmesi nedeniyle domino etkisinden zarar gördüğünü dile getirdi.
‘GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN PARA BİRİMLERİ DEĞER KAYBETTİ’
Capital’e açıklama yapan Bank Postale Portföy Yönetimi Stratejisti Stephane Deo, “Türkiye krizinin başlangıcından bu yana, krizden pek çok ülke etkilendi. Kriz, gelişmekte olan ülke para birimlerinin referans para birimi dolara karşı hareketleri üzerinde oldukça güçlü bir etki yarattı. Ekonomileri en kırılgan olan gelişmekte olan ülkelerin para birimleri değer kaybetti” dedi.
‘DÜŞÜŞ DALGASI, HAREKETİN ULAŞTIĞI DORUK NOKTASI’
Stratejist Stephane Deo, “Gelişmekte olan ülkelerin para birimleri üzerindeki aşağı yönlü baskı oldukça yaygın, çünkü Türkiye’deki kargaşa karşısında, birçok yatırımcı ortaya çıkan fonların hem tahvilleri, hem de hisselerini sattılar. Böylece, sadece Türk piyasasından değil, diğer gelişmekte olan ülkelerin varlıklarından da ayrıldılar. Bu genelleşen düşüş dalgası, bir kaç çeyrek dönemdir yerleşen bir hareketin ulaştığı doruk noktasıdır” diye konuştu.
Stephane Deo, ocak ayı başından, temmuz ayı sonuna kadar olan dönemde, yani krizin patlak vermesinden hemen önce, TL’nin dolar karşısında zaten yüzde 30 oranında değer kaybettiğinin altını çiziyor ve özellikle 2018’in ikinci çeyreğinde, Güney Afrika randı, Malezya ringiti ile Hint ve Endonezya rupilerinin baskı altına girdiğini kaydediyor. Deo, “FED’in kademeli olarak faiz oranını artırmasıyla, gelişmekte olan ülkelerde dolar yükseldi. Bu ülkelerin paraları, merkez bankalarının savunma amaçlı faiz oranlarını artırmasına rağmen, ciddi anlamda darbe yedi” dedi.
‘TÜRKİYE, İLK DÜŞEN ÜLKELERDEN BİRİ’
Capital’e göre, ABD Merkez Bankası tarafından üflenen karşı rüzgarlara rağmen, ekonomisi kırılgan gelişmekte olan ülkelerin sorunları bir anda arttı. Türkiye, dış ticaretindeki dengesizlikler ve cari açık nedeniyle bu ülkeler arasında en önde yer alıyordu. Türkiye’nin cari hesap bakiyesi ağır açık veriyor. Üstelik ülkenin Merkez Bankası son derece gevşek. Ocak ayında, yüzde 12,98’lik bir enflasyona, yani yüzde —5 reel faiz oranına rağmen, merkez bankasının kısa vadeli faiz oranı yüzde 8 idi. Capital’e göre, bu şartlarda, ‘Türkiye’nin ilk düşen ülkelerden birisi olması’ şaşırtıcı olmadı.
‘KATAR’IN YARDIMINA RAĞMEN KRİZ SÜRECEK’
Uzman Stephane Deo, TL’deki hareketliliğin bir süre kalıcı olacağını ve kısa vadede krizin yarattığı türbülansın giderilemeyeceği öngörüsünde bulunuyor:
“Birincisi bir döviz krizi patladığı zaman, söz konusu ülkenin Merkez Bankası, parasını korumak için, kısa vadeli faiz oranlarını artırmalı. Ama burada durum öyle olmadı. Türk Merkez Bankası, yatırımcıların ‘Merkez Bankası Erdoğan’a bağımlı’ kaygısından uzaklaşmak için gereken adımları atmıyor. Erdoğan, her ne pahasına olursa olsun, büyüme rakamlarının düşmemesi için faiz oranlarını artırmaya yanaşmıyor. Üstelik böylesine ciddi bir para krizi durumunda bir borç aracı ya da IMF yoluyla ekonomiye nakit akışını sağlamak gerekir. Katar’ın 15 milyar dolarlık yardımına rağmen, Türk ekonomisindeki kriz bitmekten çok uzak.”
‘GÜNEY AFRİKA VE BREZİLYA SIRADA, RUSYA DİRENÇLİ’
Capital Dergisi, krizin bundan sonra etkileyeceği diğer ülkelerin analizini de yaparak, ekonomileri Türkiye’den daha güçlü olsa da, yatırımcıların korku sonrası çekilmesi nedeniyle, Güney Afrika ve Brezilya’nın domino etkisiyle düşebilecek ülkeler olduğunu yazdı. Ekonomi piyasalarının Endonezya ve Filipinleri de yakından izlediği belirtilen analizde, bu iki ülkenin ödemeler dengesinin son derece kırılgan olduğu vurgulandı. Türk ekonomisinde yaşanan türbülansın Ruble’yi de etkilediği ancak, petrol ihracatı ve geniş döviz rezervleri sayesinde, Rus ekonomisinin daha dirençli olduğu belirtildi.