Beşiktaş bu sezon başında Gaziantepspor'dan Tabata ve İsmail Köybaşı'yı transfer ederek Gaziantepspor kasasına katkıda bulundu.
Bu takımdan oyuncu transfer etme geleneğini devam ettirdi. Beşiktaş'ın ilk onbirinde Gaziantepspor'dan gelen tam 5 oyucu vardı. Tabata, İ.Toraman, İ.Üzülmez, İ.Köybaşı ve Ekrem Dağ. Yani Beşiktaş takımının yarısı Gaziantepspor'dan. Beşiktaş Gaziantepspor için tam bir finans kaynağı. Beşiktaş'tan sadece para değil, aynı zaman da puanlar almayı başaran bir takım. Güzel bir ticaret değil mi?
Maça takım olarak mükemmel hazırlandığını, oynadığı güzel futbol ile puanları hak eden taraf Gaziantepspor'du. İyi bir savunma anlayışı ile rakibine oynayacak alan ve zaman bırakmayan Gaziantep Spor, kaptığı toplarla hızlı hücumlar yaparak Beşiktaş takımına zor anlar yaşattı. Beşiktaş'a karşı bu anlayışı sahaya yansıtan Anadolu takımları Beşiktaş'tan puan ve puanları almayı başardılar. Kayseri, Gençlerbirliği, İ.B.B ve Diyarbakırspor gibi. Zaten Gaziantep Spor İstanbul'da ki ilk maçta da bu şekil oynayıp Beşiktaş'tan puanı kapmıştı. Beşiktaş takımının böyle oynayan takımlara karşı maçı lehine çevirecek çözümler üretememiş olması çok garip. İyi kapanıp kontra atak üretebilen takımlara karşı 3.bölgede baskı kurarak rakip takımın pas yapmasını ve topu ileriye taşımasını engellemek gerekir. Oyuna bu karakterde oynayabilecek oyuncular tercih edilmeli. Beşiktaş'ta ise tercih edilen oyun anlayışı ve oyuncular genelde baktığınızda kontra atağa dayalı. Sezon başından beri de Beşiktaş'ın oynadığı sistem de bu zaten. Az gol atıp az gol yiyen takım olmasının nedeni de budur. Katı savunmayı açmak içinde ceza sahasının dışından şutlar ve duran top taktiğinin olması şart. Ama bunların hiç birini Beşiktaş takımında görmek mümkün değil.
Gaziantepspor Olcan ve İvan De Sauza ile sol kanadı hem mükemmel savundular hem de o kanattan etkili ataklar yaptılar. Gaziantepspor'un tehlikeli atakları bu kanattan geldi. Özellikle Olcan bu kanattan yaptığı ortalar ile takımının 3 puan kazanmasında büyük rol oynadı. Beşiktaş sol kanattan İ.Üzülmez ve İ.Köybaşı ile ataklar üretmeye çalışsa da İsmail'in kötü gününde olması ve karşılarında oynayan Cenk ve Murat Ceylan'ın o kanadı iyi savunmaları neticesinde başarılı olamadılar. Kanatlardan ataklar üretemeyen Beşiktaş umudunu Tabata'nın ceza sahasına göndereceği isabetli paslara bağlamıştı. İlk yarıda bu şekilde birkaç pozisyon buldu ama golü getirecek cinsten değildi. Buna karşılık Gaziantepspor'un ilk yarıda atılan bir golün dışında Julio Cesar ile farkı artıracak pozisyonlar bulmasına rağmen Rüştü'nün de kalesinde devleşmesi sonucunda soyunma odasına 1-0'a razı bir şekilde gitmesine neden oldu.
Beşiktaş ikinci yarıya İsmail'in yerine Yusuf'u alarak başladı. Bu yarıda da savunmadan çıkmakta zorlanan Beşiktaş, uzun ve yüksek toplarla çıkmak zorunda kaldı. Bu topları indirmekte ve tutmakta başarılı olamadı. Dönen topları da genelde Gaziantep'li oyuncular aldı. Kaptıkları bu toplarla hızlı hücumlar yaparak Beşiktaş defansını zor durumda bırakmaya devam ettiler. Topla oynama ve pas yüzdesinin oranlarına bakıldığında Beşiktaş'ın üstünlüğü ortada. Ama Beşiktaş kapanan Gazintep takımına karşı hep yana oynamak zorunda kaldı. Dikine oynadığı zamanlarda da sahayı iyi parselleyen rakip takım oyuncularına kaptırdı. Fink ve Ernst ile topu bir türlü forvete taşıyamayan Beşiktaş ilk tehlikeli atağını 72.dakika da Nobre ile buldu. Bu oyuncunu kötü vuruşu Beşiktaş'ın maça ortak olmasını engelledi. Kaçan bu golden sonra Beşiktaş, kalesinde inanılmaz pozisyonlar vermeye başladı. Günün en çok gol kaçıran ve en iyilerinden Julio Cesar'ın cömert vuruşları olmasa fark 3 veya 4 olabilirdi. Bu oyuncu bu pozisyonları gole çevirse günün diğer başarılı ismi Olcan ile beraber gelecek sene Beşiktaş'a transferini şimdiden bitirmişti. Belki de pazarlık başlamıştır bile. Ne dersiniz?
Hasan ÖZER