Savcılık ifadelerinden yansıyan bilgilere göre, Cuma sabahı erken saatlerde yabancıların yoğun olarak yaşadığı Saint-Denis banliyösüne giden Mallet, kendi ifadesine göre, "Burada fazla insan göremeyince ve üzerindeki kıyafetin silahını yeniden doldurmasını zorlaştıracağı" düşüncesiyle, güzergah değiştirerek, anne ve babasına ait Paris'teki apartmana geri döndü. Burada sakladığı "Colt 45" marka silahını alarak yeniden yola çıktı.

Yürüyerek Kürt ve Türkler'in yoğun olarak yaşadığı Paris'in 10'uncu bölgesine gelen saldırgan, Rue d'Enghien'de Ahmet Kaya Kültür Merkezi'nin önünde durdu. Planı, yine kendi ifadesine göre, tüm cephanesini boşaltarak kanlı bir katliam gerçekleştirip, çok sayıda yabancı öldürüp, son kurşunla da intihar etmekti.

Mallet önce sokakta bir restoranın önünde ateş açtı, ardından hemen yanındaki Ahmet Kaya Kültür Merkezi'ne saldırdı, sonra da karşıdaki kuaför salonuna girdi. Silah sesleriyle irkilen salondaki müşteriler ve salon sahipleri, kırmızı montu ve elinde silahıyla saldırganın içeri girdiğini görünce arka salona kaçtı.

Ancak saldırgan arka bölüme ilerleyince yüzüne yumruk atılarak etkisiz hale getirildi. Saldırgan, polis olay yerine gelene kadar yerde yatırılarak etkisiz hale getirildi ve böylece canlı yakalandı.

Saldırıda 6 kişi zanlının kurşunlarına hedef oldu. Zanlı, Abdurrahman Kızıl, siyasi sığınmacı genç şarkıcı Mir Perwer (Mehmet Şirin Aydın) ve sığınma talebi reddedilen Fransa'daki Kürt kadın hareketi yöneticilerinden "Evin Goyi" kod adlı Emine Kara'yı öldürdü. Diğer üç kişi ise saldırıdan yaralı kurtuldu.

Olay yerine gelen polis, emekli demiryolu işçisi olan zanlının üzerinde toplam 14 mühimmat içeren 4 şarjör ve 25 kurşunluk bir kutu buldu. Emniyet, zanlının saldırıda kullandığı silahı ise üyesi olduğu atış kulübü üyelerinden birinden satın aldığını, "önceki mahkumiyetleri nedeniyle" yetkililere bildirmediğini de tespit etti.

Savcılığa ve soruşturma hakimliğine verdiği ifadesinde, "yabancılara duyduğu derin nefretin" nedenini 2016'daki bir hırsızlık olayına bağlayan zanlı, "2016'da bir hırsızlığın kurbanı olduktan sonra her zaman göçmenleri ve yabancıları öldürmek istediğini" dile getirdi.

Polis, herhangi bir örgüt ya da grupla ilişkisi olup olmadığını araştırmak için zanlının telefon görüşmelerini ve bilgisayar kayıtlarını inceledi.

Paris Savcısı Laure Beccuau, 2016'da evinin soyulmasından bu yana zanlının, "yabancılara karşı tamamen patolojik hale gelen bir nefret hissettiğini, depresif ve intihar eğilimli olduğunu ve hırsızlık olayından bu yana göçmenleri, yabancıları öldürmek istediğini" söylediğini belirtti.

Savcı, zanlının ifadesinde "tanımadığı kurbanlara saldırdığını ve IŞİD'e karşı mücadelede IŞİD militanlarını öldürmek yerine kamplarda besledikleri için Kürtler'e kızgın olduğunu söylediğini" de açıkladı.

Fransa Kürt Demokratik Konseyi sözcüsü Agit Polat, "Derneklerimizin hedef alınması terörist ve siyasi niteliktedir" derken Savcı Laure Beccuau, zanlının yaşadığı anne ve babasının evinde yapılan aramada "aşırılık yanlısı bir ideolojiyle herhangi bir bağlantı tespit edilemediğini" belirtti.

Paris anti-terör savcılığı (PNAT) bu nedenle şimdilik soruşturmayı üstlenmedi.

Soruşturma hakimliği, zanlının suçüstü yakalanması, ifadesi ve eldeki deliller ışığında, "ırk, etnik köken, ulus veya din ayrımı yaparak cinayet ve cinayete teşebbüs ile izinsiz silah edinme ve bulundurma" iddialarıyla adli soruşturma başlattı. Soruşturma hakimliği, William Mallet'nin tutuklu yargılanmasına hükmetti.

Fransız yargısında "adli soruşturma" kararı, eldeki somut deliller ışığında zanlının suçu işlediğine kanaat getirdikten sonra varılan bir aşama.

Ancak soruşturmanın ileri aşamasında, zanlının başka grup ya da örgütle bağlantısının tespit edilmesi durumunda, "terör saldırısı" olarak tanımlanması ihtimali de bulunuyor.