Paşa kendini terör sitesi ile savundu

Paşa kendini terör sitesi ile savundu
Hakkari Çukurca'da 27 Mayıs 2009'da mayın patlaması sonucu 7 askerin şehit olmasıyla ilgili sanık tuğgeneral Zeki Es kendisini terörr ögütününün sitesi ile savundu.
Hakkari'nin Çukurca ilçesinde 27 Mayıs 2009'da el yapımı mayının patlaması sonucu 7 askerin şehit olmasıyla ilgili davanın Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi'nde görülmesine devam edildi. Sanıklardan Tuğgeneral Zeki Es, mayınları kendilerinin döşemediğini savunarak buna gerekçe olarak ise terör örgütü PKK'nın internet sitesinde örgütün eylemi kabul etmesini gösterdi. Sanık avukatlarından Hikmet İşler de PKK'nın kendi sitelerinde bu olayı yaptıklarını kabul ettiğini belirterek mayınları döşemediklerini savundu. Şehit yakınlarının avukatlarından Hayrettin Açıkgöz, terör örgütünün bir mantar patlamasını dahi propaganda amaçlı kendinin yaptığını kabul ettiğini hatırlatarak örgütün internet sitesi delil gösterilerek aklanma gayretinin kendilerini üzdüğünü vurguladı. Açıkgöz, "Lehte yada aleyhte tanıklar dururken, bilirkişinin raporu dururken terör örgütünün internet sitesinin adres gösterilmesi bizi üzüyor." dedi. Duruşmaya sanık avukatlar ve Tuğgeneral Zeki Es, Kurmay Albay Rıza Atilla Erdoğan ve Hakan Alaçam ile şehit askerlerden Deniz Demirci'nin babası Halil Demirci ile anne Raziye Demirci ve avukatlar kaldı. Tümgeneral Fahri Kır, Albay Hakan Temizkan, Albay Halil Ses ve Yarbay Mesut Yurtçu'dan oluşan bilirkişi heyeti hazır bulundu. Tuğgeneral Zeki Es, 'google earth'ten hazırladığı olay yerinin haritaları ile mahkemede bilirkişi heyetinin raporuna karşı savunma yaptı. Yılda iki defa "Bahar-yaz ve kış tertiplenmesi" yapıldığını dile getiren Es, Zap kampında 800-100 arasında teröristin bulunduğunu, Hantepe, Dağlıca ve Aktütün'e buradan saldırı yapıldığını söyledi. Yaptıkları işin mayın tarlası olmadığını savunan Es, bütün Güneydoğu'da üst bölgelerinde yapıldığını ifade etti. Aynı bölgede bir yıl sonra bir saldırının daha olduğunu ve 7 şehit verildiğini, 17'de yaralanın bulunduğunu belirten Es, bölgedeki mayınların kaldırılmaması halinde bunun olmayacağını ileri sürdü. Mayınlar konusunda personele yeterince bilgilendirme yapıldığını iddia eden Es, olay sonrası üst bölgelerdeki tuzaklar ile erken ikaz sistemlerinin kaldırıldığını ve bunun büyük bir sorumluluk olduğunu savundu. "ERLERİMİZ MEVZİDE UZUN SÜRE GÖZETLEME YAPAMIYOR" "En büyük zaafımız, erimizin çok uzun süre mevzide gözetleme yapamamasıdır." diyen Es, sızma ve silahlı saldırılara karşı aldıkları bu tedbirler dışında başka bir tedbirin bulunmadığını ileri sürdü. 1998-2004 yılları arasında terör örgütünün söz ateşkes yaptığı dönemde Octava sözleşmesinin imzalandığını dile getiren Es, Haziran 2004 yılında eylemler başlayınca bu anlaşmanın yanlışlığının anlaşıldığını iddia etti. Kafkaslar ve Ortadoğu başta olmak üzere terörün olduğu yerlerde ülkelerin bu anlaşmayı imzalamadığını savunan Es, Octava sözleşmesinin amacının ise sivilleri korumak amacıyla rast gele mayınların döşenmesinin engellenmesi olduğunu ifade etti. Gereken herşeyi yaptığına inandığını vurgulayan Es, mayınları kesinlikle kendilerinin tuzaklamadığını iddia etti. Terör örgütü PKK'nın internet sitesi 'hpg-online'da örgütün eylemi kabul ettiğini hatırlattı. Mevzuatın mayınların kullanılmasına izin verdiğini anlatan Es, buldukları mayınları ise patlama ihtimali yoksa toprağa gömdüklerini söyledi. Tuzaklarla ilgili üstlerin yeterince bilgilendirilmediği iddialarını kabul etmeyen Es, bir ara 13 Nisan'da harekat yapılacağının kesinleştiğini, koruculara para vererek bölgede terörist olup olmadığının kontrol ettirdiğini kaydetti. Tam operasyon olacakken donma olabilir tehlikesiyle iptal edildiğini dile getiren Es, 7 defa Hantepe'ye gittiğini belirtti. Bu kadar iyi koordine edilmiş başka bir operasyon olmadığını ileri süren Es, bilgilendirme yapılmadığına yönelik suçlamaların haksız ve mesnetsiz olduğunu savundu. Konulan işaretlerin uzaydan bile görüldüğünü iddia eden Es, bilirkişinin eksik araştırma yaptığını ileri sürdü. Geçici üst bölgelerinde bilgilendirme yapıldığının ıspatlanması halinde savunmasından vazgeçeceğini ve suçlamaları kabul edeceğini dile getiren Es, bilirkişinin dediklerinin yapılması halinde ise 20 klasörün hazırlanması gerektiğini belirterek "İstenirse hazırlayalım ancak gerekli değil." dedi. "OLAYIN HEYECANIYLA BİZİM OLABİLİR DENDİ" Patlama olduğunda neyin ne olduğunu bilmediklerini anlatan Es, olayın heyecanıyla "bizim olabilir" dendiğini savundu. İnternete düşen ses kayıtlarının aslının 9 dakika 46 saniye olduğunu anlatan Es, kayıtların makaslandığını ve kendilerine uygun olan 2 dakika 6 saniyelik bölümün servis edildiğini iddia etti. Bugünde olsa aynı emri yine vereceğini vurgulayan Es, doğru olanı yaptığına inandığını ve vicdanının çok rahat olduğunu savundu. 10 şehit daha verilseydi o zaman vicdanının rahat olmayacağını dile getiren Es, insanın vicdanının rahat olmasının çok daha önemli olduğunu belirtti. Mayınların üç aşağı beş yukarı kendilerine ait olmadığına dair kanaati olduğunu ifade eden Es, bilirkişi heyetinde alt üst ilişkisi bulunduğunu iddia etti. Bazılarının sicil verme yetkisi bulunduğunu ve bu durumun tarafsızlığa gölge düşürdüğünü savunan Es, kişisel yorumlara yer verilmesinin ise objektiflikten uzaklaştırdığını ileri sürdü. Raporların Hantepe'ye gitmeden hazırlanmasının eksiklik olduğunu iddia eden Es, hazırlayanların kritik noktalarda görev yapmadığını ve raporun kendi içinde çelişki ve eksiklik olduğunu savundu. Es, yeni bir bilirkişinin atanmasını ise mahkemenin takdirine bıraktı.
05 Aralık 2011 18:43
DİĞER HABERLER