"Patates, soğan, güle güle Erdoğan"

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener kayıp 128 milyar dolar üzerinden AKP'ye ve AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yüklendi. "128 milyar doları açıklayacağız diye, 128 ayrı masal anlatıyorlar" ifadelerini kullanan Akşener "Patates, soğan. Güle güle Erdoğan" dedi.
"128 milyar dolar nerede?" tartışmaları üzerine AKP'ye yüklenen Akeşener, "128 milyar dolarlık rezerv kayıp, kayıpların peşine düşenler için adalet kayıp, milletin derdine düşenler için demokrasi kayıp, milletimiz için hak, hukuk kayıp, gençlerimizin umudu kayıp, e tabi haliyle 128 milyarı kaybeden  powerpoint sunumlarının efendisi damat bakan da kayıp. Ülkemizde birileri bir şeyler sürekli kayboluyor" ifadelerini kullandı.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Büyük illüzyonist Sayın Erdoğan'ın becerikli ellerinde memleket adeta bir kayıplar ülkesi oldu. Sipariş edildiği söylenen aşılar kayıp, gri pasaportla yurt dışına gönderilen belediye görevlileri kayıp, Ege'de adalar, Mısır'da Rabia kayıp; uçan ekonomi masalları anlatılırken 128 milyar dolarlık rezerv kayıp, kayıpların peşine düşenler için adalet kayıp, milletin derdine düşenler için demokrasi kayıp, milletimiz için hak, hukuk kayıp, gençlerimizin umudu kayıp, e tabi haliyle 128 milyarı kaybeden powerpoint sunumlarının efendisi damat bakan da kayıp. Ülkemizde birileri bir şeyler sürekli kayboluyor.

...128 milyar doları açıklayacağız diye 128 ayrı masal anlatıyorlar, masal dinliyoruz. Peki sonuç? Sonuç ortada. Milletimizin alın teri döviz rezervimiz birilerinin cebine girmiş. Allah korusun bugün başımıza bir şey gelse cep delikli cepken delik. 2001 krizinde bile MB döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Bugün eksi 31 milyar dolar. 61 milyar dolar. İşte size ekonomi dehası Sayın Erdoğan ve beş maaşlı danışmanlarının Türkiye’yi getirdiği nokta. Aziz milletim siz iktidarın meseleyi Agatha Christie romanına çevirme gayretine bakmayın. Ben size kayıp 128 milyar doların ardındaki gizemi kısaca özetleyeyim. Ekonominin İnek Şabanı ile badi Ekrem’i el ele verip döviz kurunu baskılamak için Hazine’deki dövizi sattı. Üstelik bu pandemi döneminde olmadı.  Daha 2019 martındaki yerel seçimlerin öncesinde dövizin yükselişini durdurmak gibi siyasi bir amaçla satmaya başladılar. Bir puan Faiz artırmamak için sattılar da sattılar. Şimdi de çıkıp bilançoda eksilen bir şey yok diyorlar Kasadaki dolarları sattınız karşılığında Türk lirası veya Türk lirası cinsinden tahvil aldın. Bir yandan da kredi ve swaplarla borçlandığınız dövizleri ölü fiyatına sattınız bir de utanmadan bunu savunuyorsunuz. Böyle cahillik olabilir mi?  Kendi dolarını satıp bunu swapla geri alıp kasana koyunca hiçbir şey değişmemiş mi oluyor? Swaplardan kaynaklanan yükümlülükleri bilanço içinde değil dışında gösterince bunun bir borç olduğu gerçeğini ortadan kaldırmış mı oluyorsunuz? Eğer gerçekten de kaybolan bir şey yoksa o 128 milyar doları yerine koyun da hep birlikte görelim.

Tüm bu yalan rüzgârın içinde iktidarın sorulmasını istemediği bir aşka soru var. Milletin Hazinesindeki dövizi ortalama 6.20 liradan satan bu iktidar bugün 8.1 lira olan döviz kuru dolayısıyla kimin veya kimlerin cebine 250 milyar lira koydu? Temel soru budur.

"GÜLE GÜLE ERDOĞAN"

Sayın Erdoğan dün 2001 krizinde birkaç milyar dolar için dövizi sattınız ülkeyi soydunuz diye yeri göğü inletiyordun, bugün kaybolan 128 milyar doların hesabı sorulmayacak mı zannediyorsun? Millet soruyor millet sen de çıkıp cevap vereceksin, bu beceriksizliğin hesabını vereceksin. Yapma yok. İşi ona buna havale edip kenara çekilemezsin. Gece yarısı baskınlarıyla pankart indirip milletin ağzına tıkayamazsın. Ana muhalefet partisi genel başkanına fezleke düzenleyerek bu meseleyi kapatamazsın. Çünkü faiz sebep enflasyon sonuç deyip abuk sabuk bir teori uydurup milletin parasını çar çur eden sensin. Aynı bir vatandaşımızın geçenlerde söylediği gibi 'patates soğan güle güle Erdoğan.'

Pandemi döneminde el üstünde tutmamız gereken bir sağlık çalışanımızın düşürüldüğü bu duruma nasıl sessiz kalalım. Pandemi sürecinde yoğun çalışma şartlarında çocuğu olan 4b'lilerin çoğu sağlık çalışanı oldukları için çocuklarına bakıcı olamadılar. Aralarında evine kamera taktırıp kapıyı da dışarıdan kilitleyip çocuklarını da Allaha emanet edip göreve gidenler var. Bu insanlara yazık değil mi. Böyle umursamazlık olur mu? Allah aşkına çoluğunuz çocuğunuz yok mu sizin. Yazıklar olsun size! Bugün kürsüde 4b'li kardeşlerimizin çilesini konuşacağız. Buradan iktidara seslenmek istiyorum, gelin söz verdiğiniz gibi 4b'lilerin kadro sorununu çözün."



21 Nisan 2021 11:42
DİĞER HABERLER