Zeytinburnu'nda bir işhanında meydana gelen patlamayla ilgili arama kurtarma faaliyetleri sona erdi.
Dün bulunan cesetle birlikte ölü sayısı 21'e yükseldi, 6 yaralının ise durumu ciddiyetini koruyor.
Kimliği tespit edilen cenazeler toprağa verilmek üzere Adli Tıp Kurumu'ndan alınarak memleketlerine götürülürken, cesetleri teşhis için gelenler zor anlar yaşadı. Yakınlarının yaşadığı ümidiyle Adli Tıp'a gelen aileler morgdan gözyaşlarıyla ayrıldı. Teşhis için sıra bekleyen cenaze sahiplerinin anlattığı hikâyeler ise yürekleri yaktı: 21 yaşında ölen Hasan Akhun'un tek hayali üniversitede okumaktı. Sigortasız olarak çalıştığı işten kazandığı paralarla dershaneye gidecekti. İlk patlamanın ardından yaralıları kurtarmak isterken meydana gelen ikinci patlamayla betonların altında kaldı. Tıpkı geride 3 küçük çocuğu yetim bırakan Aslan Doğan gibi. 46 yaşındaki Halit Alkan ise patlamayla yerle bir olan hanın çaycısıydı. Cansız bedenini enkaz altından kardeşi Ferhat çıkardı. Zübeyir Bal, 400 YTL maaşla sigortasız çalıştığı işyerine masraf olmasın diye yürüyerek gidiyordu. Gülhan Çabuk ise hamile kaldığında doktorlar 'ölüm riski var' dediler. Buna rağmen bebeğini doğurdu. Patlamadan geriye gözü yaşlı eş ve 3 yaşında bir çocuk bıraktı.
Adli Tıp'taki drama yürekler dayanmadı
İstanbul Davutpaşa'da 21 kişinin öldüğü, 100'den fazla kişinin yaralandığı havai fişek faciasının ardından Adli Tıp'ın önü büyük bir drama sahne oldu. Yakınlarının haber alamayan aileler, küçük bir umutla sabahın erken saatlerinden itibaren Adli Tıp'a akın etti. Dua ederek içeriye giren hemen herkes, feryatlar içerisinde dışarıya çıktı. Teşhise gelen ailelerin Türkçe ve Kürtçe ağıtları yürekleri dağladı. Kimi babasının, kimi kocasının, kimi de evlatlarının cenazesini görünce gözyaşlarına boğuldu. 19 yaşındaki Heybetullah Güleç'in çok sayıda yakını, içeriden çıkan baba Filit Güleç'e sarılarak gözyaşı döktü ve Kürtçe ağıtlar yaktı. Aslan Doğan'ın 5 yaşındaki oğlu Ogün ile 4 yaşındaki kızı Birgül de annelerinin koynunda ağladı. Kimliği tespit edilmiş cenazeler ailelerince ya memleketlerine götürüldü ya da İstanbul'da baba ocağında defnedildi. Cenaze sahiplerinin söyledikleri, çarpıcı bir gerçeği daha ortaya çıkardı. Ölenlerin büyük bir kısmı, ilk patlamada yaralananlara yardım etmek için koşuşturanlardı. İhmaller zincirine dikkat çeken birçok aile, defin işlemlerinden sonra sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. Hasan Akhun'un amcası Mehmet Ata Akhun, defin işleminin ardından sorumlularla yüz yüze gelmek istediğini kaydetti. Akhun, bir hafta içinde cumhuriyet başsavcılığına suçluların tespiti için başvuruda bulunacaklarını dile getirdi.
'Masraf olmasın' diye işe her gün yaya giderdi
İstanbul'da toprağa verilen Zübeyir Bal'ın, işyerinde sigortasız çalıştığı ve aylık 400 YTL maaş aldığı öğrenildi. Bal, masraf olmaması için her gün Bağcılar'dan işyerinin bulunduğu Davutpaşa'daki atölyeye kadar yürüyordu. Ağır bronşit hastalığı geçirmesine rağmen parasızlıktan hastaneye gidememişti. Arkadaşlarının 'işten ayrıl' demesine karşılık 'Ne yapalım, benim ailem var' diyordu.
Annesine, 'asker olmak istiyorum' diyordu
Üniversite hayaliyle yaşayan Hasan Akhun (21), 4 ay önce patlamanın yaşandığı işhanının karşısındaki kozmetikçide işe başlamıştı. İlk patlamada yaralıların olduğunu duyan Akhun, yardım için işhanına girmişti. Akhun'un iki kardeşi daha vardı. Anne Nafile Akhun, oğlunun, "Anne asker olmak istiyorum. Bu kadar şehit yeter. ÖSS'yi kazanamazsam asker olacağım." dediğini kaydetti.
Enkazdan kurtardığı ceset, ağabeyi çıktı
Halit Alkan, 46 yaşındaydı. Patlamanın olduğu gün her zamanki gibi sabah erken evden çıkarak kardeşiyle işlettiği çay ocağını açtı. İlk patlamanın ardından yan binaya yardım için geçen Alkan'ın cansız bedenini enkaz altından kardeşi Ferhat çıkardı. Ferhat Alkan, ağabeyinin cesedini belki yaşama döner ümidiyle hastaneye kaldırmıştı. Halit Alkan'ın biri 4, diğeri 10 yaşında iki çocuğu vardı.
Ardında gözü yaşlı 5 evlat ve eşini bıraktı
Kazım Nişli (47) yaşındaydı. Uzun zamandan beri yıkama atölyesini işletiyordu. 4,5 yıl önce buraya taşınan Nişli, arkasında gözü yaşlı 5 yetim bıraktı. İki çocuğu evli olan Nişli'nin diğer çocukları liseye gidiyordu. Yanında çalışan İlhan Nişli ise ağır yaralananlardan. Haseki Hastanesi'nde yatan İlhan Nişl,i babasının öldüğünden habersiz. Metin Erdoğan da (39) ardında gözü yaşlı 4 yetim bıraktı.
Kaçmak yerine yardımı seçince hayatını kaybetti
Aslan Doğan, ikisi kız 3 çocuk sahibiydi. 6 aylık yeni evladının heyecanını yaşayan Doğan'ın 4 yaşındaki kızı Birgül ve 5 yaşındaki oğlu Ogün, annelerine sarılarak babalarının arkasından gözyaşı döktü. Doğan, ilk patlamanın ardından kaçmak yerine yaralanan arkadaşlarına yardım için üst kata çıktığı sırada ikinci patlamada hayatını kaybetti. 26 yaşındaki Orhan Soday'ın da iki çocuğu vardı.
Ölüm riskine rağmen çocuk dünyaya getirdi
Patlamada hayatını kaybeden Gülhan Çubuk ise arkasında 3 yaşında bir çocuk bıraktı. Çocuğuna hamile kaldıktan sonra Çapa'da böbrek yetmezliği tedavisi gören anne Çubuk'un ölme riskine rağmen çocuğunu doğurduğu ve patlamanın olduğu binada bir firmada teknik ressam olarak çalıştığı ifade edildi. Gülhan Çubuk'u teşhis ettikten sonra dışarıya çıkan yakınları gözyaşlarına boğuldu.
Maytap fabrikası için bin 200 prosedür bulunuyor
Silah ve kurusıkı tabancaların düğün ve törenlerde kullanılmasının yasaklanmasından sonra havai fişek gösterilerinde artış yaşandı. Bu durum yatırımcının ilgisini çekti. Adanalı işadamı Cemil Eryürek de yasal yoldan havai fişek üretimi için İspanyol ortaklarıyla girişimde bulundu. Yaklaşık 1,5 yıl önce Osmaniye'de 7,5 milyon YTL'lik üretim tesisi kurmak isteyen Eryürek gibi Çankırı'da da iki işadamı, bürokrasinin talep ettiği bin 200 ayrı prosedürü henüz yerine getiremedi. Durum böyle olunca kent merkezlerinde küçük atölyelerde kayıt dışı üretim yapılmasının önüne geçilemiyor. Üretim tesisi, depo gibi birimlerin ağırlık ve miktarına göre en az yerleşim birimlerinden 500 metre uzaklıkta olması gerektiğine dikkati çeken Silah Sanayicileri ve İşadamları Derneği (SİSİAD) Genel Başkanı Eryürek, "Biz talimatlara rağmen birçok prosedürü yerine getiremedik." dedi.
ZAMAN