Patlamada, acının sembolü haline gelen fotoğrafıyla bütün Türkiye ve dünyanın tanıdığı Döne Kuvvet’in (71) gözyaşları dinmiyor.
Hatay’ın Suriye sınırındaki Reyhanlı ilçesinde patlayıcı yüklü iki ayrı aracın on dakika arayla infilak ettirilmesi sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı 46’ya yükseldi. 26’sı ağır 51 yaralının tedavisi sürüyor. Ölenlerin kimlikleri belirlenirken, Adli Tıp Kurumu’ndan ailelerine teslim edilen cenazeler toprağa verildi. Yakınlarını kaybedenlerin acısı ise yürekleri burktu.
Patlamada, acının sembolü haline gelen fotoğrafıyla bütün Türkiye ve dünyanın tanıdığı Döne Kuvvet’in (71) gözyaşları dinmiyor. Zaman'da yer alan habere
göre, Kızı Nadire ile Karaman Ermenek’ten 2 gün önce annesiyle ziyaretine gelen 1,5 yaşındaki torunu Fatma Nur Erboz’u toprağa veren Döne ninenin evinden ağıtlar yükseldi: “Yavrularım boşu boşuna gittiler. Kucak kucağa yandı, kül oldu yavrularım. Kolları koptu, onları topladım. Kolları yumuşacıktı torunumun.” Acılı baba Astsubay Hakkı Beyazıt Erboz da “Kızımı elime aldığımda bir tutam kızarmış et parçası vardı.” diye gözyaşı döktü.
Döne Kuvvet'i bütün Türkiye, Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki patlamada enkazın içinde kollarını açmış feryat eden fotoğrafı ile tanıdı. Kızının ve küçük torununun ceset parçalarını yerden toplayan Döne Kuvvet'in feryatları ise yürekleri burktu. Belediye binasına yüz metre mesafedeki evlerinden patlamayla birlikte olay yerine koşan Döne Kuvvet, ağıtlar yakarak olay anını şöyle anlatıyor: “Kızım Nadire, belediyenin yakınında bir hediyelik eşya dükkânında çalışıyordu. Öğle yemeği için eve gelmişti. Sonra tekrar işine gitmek için hazırlandı. Küçücük torunum Fatma Nur, ‘Teyzecik beni de götür' diye yalvardı. Annesi Kübra ile birlikte torunumun başına kırmızı kurdeleyi bağladık. Sonra giyinip kuşanıp teyzesi ile gittiler. Teyzesi aldı kucağına onu. Biraz sonra gümbür etti. Yer gök inledi. Hemen dışarı fırladım, peşlerinden gittim. Kızımla torunumun cesetlerini gördüm. Birbirlerine sarılıp gittiler. Yavrularım kucak kucağa gittiler. Ceset parçalarını, kollarını topladım. Yumuşacık kolları vardı. Her yerde parçalanmış cesetler vardı. Patlamanın olduğu yerde sular fışkırıyordu. Arabalar parçalanmıştı.” Döne nine, "Bu zalimliği bir daha bize gösterme." diye Allah'a yalvarırken, gözyaşları içerisinde, “Savaş etmedik. Biz kime ne yaptık? Ne ettim yavrum? Ateşler yandı. Boşu boşuna gitti yavrularım.” diyor.
Acılı baba Astsubay Hakkı Beyazıt Erboz da eşi Kübra'yı saldırıdan iki gün önce Reyhanlı'ya gönderdiğini ifade ediyor. 1 buçuk yaşındaki kızının arkasından gözyaşı döken Erboz, "Çok sevimliydi. Mavi mavi gözleri, sarı saçları vardı. Yürümeye başlamıştı. Yeni yeni kelimeler söylüyordu. Evlilik yıldönümünde onu kaybettik." ifadelerini kullanıyor. Karaman'ın Ermenek ilçesinde görev yapan ve olayı duyar duymaz Reyhanlı'ya gelen Hakkı Erboz, eşi ve diğer çocuğu Murat Efe'nin de dükkâna gideceğini ancak eşi oyalanınca patlamadan kurtulduklarını anlatıyor. Terörün amacının gerginlik çıkararak halkın huzurunu bozmak olduğunu kaydeden acılı baba, “Daha önce Kars'ta, Hakkâri Yüksekova'da olay yeri incelemede görev yaptım. Terörün gerçek yüzüyle 16 yıldır beraberim ancak yavrumu ve baldızımı bir terör saldırısında kaybetmenin acısı çok farklı. Yıllarca terörle mücadele ettim. Yavrumu teyzesinin kucağında memleketimde kaybettim. Teyzesi kızıma sarılmış ve birlikte can vermişler. Kızımı elime aldığımda bir tutam kızarmış et parçası vardı. Dayanmak çok zordu. Bu, çok acı bir durum. Allah'ın takdiri bu şekildeymiş.” ifadelerini kullanıyor.
Küçük Fatma Nur'un annesi Kübra Erboz da annesi Döne Kuvvet'e sarılarak ağıtlar yakıyor. Ayakta durmakta ve konuşmakta zorlanan Kübra Erboz, annesine seslenerek, “Şehit oldular annem. Küçücük kızım teyzesine sarılıp öldü. Hiç günahları yoktu. Bacımın, yavrumun günahı yoktu. Kahrolsunlar.” diye taziye evinde feryat ediyor.