Referandumdan önce “AKP, CHP, MHP ve Vatan Partisi’nin katılacağı bir Millî Seferberlik Hükümeti, ABD’nin hükümeti devirme girişimini önler. Bu eninde sonunda olacaktır. Bu konuda girişimde bulunma sorumluluğu iktidar partisindedir” diyerek AKP’ye işbirliği öneren Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Erdoğan-Bahçeli ittifakıyla bu hayali suya düşünce Tek Adam rejimi eleştirileri eşliğinde “hayır” çağrısı yapmıştı.

Bahçeli de Erdoğan’a desteğini anlatmaya çalışırken “Doğu Perinçek ile hayırcı yoldaşları ile Recep Tayyip Erdoğan arasında seçim yapacaksak Sayın Erdoğan deriz” demişti.

Perinçek, gayri meşru referandumun ardından protestolar her geçen gün artarken ve AKP meşruiyet krizinde çıkış yolu ararken, referandumun iptali çağrılarında yine fırsat kollamaya başladı. Aydınlık gazetesine yaptığı açıklamada YSK’nin mühürsüz pusulaları geçerli saymasının kanuna aykırı olduğunu söyleyen Perinçek, peşi sıra görev talebi cümlelerini sıraladı:

16 Nisan’daki süreç arkamızda kaldı, önümüze bakmamız lazım. Atlantik ötesinden gelen tertiplerle yüz yüze geldik. Buna dikkat etmemiz lazım. 15 Temmuz’da, PKK’yla mücadelede, Fırat Kalkanı’nda bir olduğumuz gibi bir olmamız lazım.

Fakat “Seçim sonuçlarını tanımıyoruz” gibi ifadeler çok yanlış. Sokağa çağrılar, Batı’nın kışkırtmalarıyla yapılıyor ama kimse sokağa dökülmez. PKK’nın çağrılarına kimse itibar etmeyecektir. Milletimiz 19 Mayıs’ta, 23 Nisan haklı eylemleri için meydanlara çıkar. Oralarda zaten hep birlikteyiz. Bu seçim bir demokrasi mücadelesiydi. Geçti, arkada kaldı.

Referandumdan önce HDP ile “hayır” cephesinde durmakta sakınca görmezken, şaibeli sonuçlar sonrası Erdoğan’ın “hayır”cılara yönelik suçlamalarına sarılan Perinçek, “PKK ve F... ile yan yana durmayız” nakaratını yineleyerek de Erdoğan’dan farklı bir söylem üretme kapasitesinin olmadığını da gösterdi.

Perinçek, 2013’te Gezi olayları sırasında da eylemciler için “başıbozuklar” demişti.