Perinçek mutlu, ya AK Partililer?

Perinçek mutlu, ya AK Partililer?
Zaman Gazetesi yazarı Bülent Korucu, 'Hayatımın en mutlu dönemlerindeyim' diyen Doğu Perinçek ile ilgili Ak Partililere dikkat çeken bir soru sordu.

Ergenekon ve darbe davalarının sanıklarından Doğu Perinçek verdiği bir ropörtajda "Hayatımın en mutlu dönemlerindeyim diyebilirim. Türkiye'nin geleceğine güvenle bakıyorum. Birçok karamsar var Türkiye'de. Hiç karamsar bir süreçte değiliz." ifadelerini kullanmıştı. Zaman Gazetesi yazarı Bülent Korucu, AK Partiler kendileriyle aynı çizgiye/mevziye geldiğini memnuniyetle anlatan Doğu Perinçek ile aynı mutluluğu paylaşıyor mu? şeklinde sordu. 

İşte Bülent Korucu'nun dikkat çeken o yazısı: 

Ergenekon ve darbe davalarının kıdemli sanıklarından Doğu Perinçek, hayatının en mutlu günlerini yaşıyor.

Hayır, ben söylemiyorum, Gazeteciler.com internet sitesine verdiği beyanattaki ifadesi. Başka mülakatlarda ve her fırsatta mutluluğunun kaynağını da paylaşıyor. AK Parti'nin kendileriyle aynı çizgiye/mevziye geldiğini memnuniyetle anlatıyor. Bu mutluluğu yeni mevzi arkadaşları AK Partililer paylaşıyor mu? Asıl soru bu.


İktidar partisi sıralarında oturup en fazla ses çıkaran grup, yani paralı askerler takımının benzer duygular yaşadığı muhakkak. Yakın zamana kadar bu siyasi hareketi ‘başı ezilmesi gereken böcek' gibi görenlerden söz etmiyorum. Onlar zaten belli. Normal medya düzeninde üçüncü sınıf mevkide yolculuk etmesi sürpriz sayılacak isimler yüksek maaşlı ve afili koltuklarda oturuyor. Doğal ve ‘duygusal' olarak Perinçek çizgisinin yadırganmayışına seviniyorlar. Kendi durumları sırıtmıyor böylece. Siyasi koltukları işgal edenler için de durum farklı değil. Olağanüstü şartlar sayesinde hak etmedikleri makamlara geldiler. Konumlarını sürdürmeleri olağanüstü halin devamına bağlı.

AK Parti içindeki ana kitle ise hayretler içinde olan biteni anlamaya çalışıyor. En büyük düşman olarak gördükleri zihniyetle el ele tutuşmaktan haz almıyorlar. Kulaklarına fısıldanan ‘köprüyü geçene kadar…' tesellisine inanmakta zorlanıyorlar. Perinçek'in tavırlarından ve açıklamalarından işkilleniyorlar. Onun pervasız açıklamalarından ürküyorlar. Perinçek, damarlarına bilhassa basarcasına bütün cemaatlerle hesaplaşma planlarından bahsediyor. Oysa partinin ana kitlesinden cemaat veya tarikat bağı olmayan azınlıktadır. Ayrıca gücün, dolayısıyla projenin gerçek sahibi pozlarında dolaşıyor olması tereddütleri artırıyor. İki tutum da temelsiz olsa belki umursamayabilirler. Ancak Perinçekgillerin cemaat ve tarikat kavramına karşıtlığının geçici olmayıp köklü geçmişi bulunduğu biliniyor. Darbe davaları sürecinde devletin bazı birimlerine hiç dokunulmamış olması da AK Partililerin zihnindeki soru işaretini büyütüyor.

Perinçek'in ‘Polis ve yargıda AKP'nin ekibi yok, oralara vatansever insanlar geliyor' açıklamaları da rahatsızlık kaynağı. İktidar partisi hem kendini aşağılanmış hissediyor hem de Perinçek'in sözlerinin çok yabana atılır olmadığının farkında.

Darbe davalarının beraatle sonuçlanması karşısında AK Partililerin ikircikli yaklaşımı sürüyor. Yukarıdan dayatılan yeni koalisyonu bozmamak için fazla ses çıkarılmıyor. Ama ‘Darbeler ve darbecilerle çarpışarak bugünlere geldik' efelenmesinin havası atılamıyor artık. Hasbelkader sorulduğunda cevap verilemiyor. Eski bakan ve Başbakanlık müsteşarı Ömer Dinçer'in söz arasına sıkıştırdığı “Ergenekon ve Balyoz'da verilen beraatler adil değil” türünden cümleler kakofonide kayboluyor. Onlar da zaten ileride kullanmak üzere ‘biz demiştik' izi bırakıyor.

Ortak düşman etkisiz hale getirildiğinde büyük hesaplaşma kaçınılmaz olacak. AK Partililer çözüm sürecinde PKK'dan yedikleri kazığın benzerinin kendilerini beklediğinden endişeli. Perinçekgillerin şu anda bir yerlerde hendek kazdıklarından şüpheleniyorlar. O hendeklere karşı sürecekleri TSK gibi bir silahları da olmayacak.

05 Şubat 2016 10:58
DİĞER HABERLER