TALPA, Pegasus pilotunun tutuklanmasını eleştirdi: "Binlerce pilot olumsuz etkilenecek."Türkiye Havayolları Pilotları Derneği (TALPA), Sabiha Gökçen Havalimanı’nda pistten çıkan Pegasus Havayolları uçağının kaptan pilotu Mahmut Arslan’ın tutuklanmasının ardından bir açıklama yayımladı.
TALPA Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi: “TALPA olarak, 5 Şubat 2020 tarihinde Sabiha Gökçen Havalimanı’nda meydana gelen üzücü kaza hakkında yapılmakta olan adli soruşturma kapsamında, kaptan pilotun tutuklanmasına karar verildiğini derin bir üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz. TALPA olarak, bu üzücü kazanın nedenlerinin henüz tüm açıklığıyla ortaya çıkmadığı ve ön raporun dahi yazım aşamasında olduğu bir zamanda, tüm dikkatlerin pilota yönelmesine sebep olabilecek eylem ve söylemlerden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.”
‘BİNLERCE PİLOTA TEDİRGİNLİK YAŞATACAK’
Açıklamada, uçak kazalarından sonra yapılan teknik soruşturmaların en önemli amacının, kazadan dersler çıkartarak, uçuş güvenliğini daha da mükemmelleştirecek yeni önlemler/kurallar oluşmasını sağlamak ve aynı nedenden kaynaklanabilecek kazaların önlenmesi ve uçuş emniyetinin sağlanması olduğu belirtildi.
Pilotun tek ve yegane sorumlu kişi olarak algılanmasının halen görevlerini sürdüren binlerce pilotun karar alma süreçlerinde yaptırım korkusu yaşamasına neden olacağı ve gerektiğinde anlık şekilde bağımsız karar alma/inisiyatif kullanma yeteneklerini zedeleyerek kokpitte tedirginlik yaratabileceği uyarısı yapılan açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Bu husus ülkemizin de onaylayarak kabul ettiği ICAO Annex 13’de vurgulanmaktadır. Bunun yanı sıra, soruşturma sonucunda kazanın sebeplerinin aydınlatılması ve sorumlular var ise bunların tespiti ile haklarında yasal işlem yapılması gerekliliği tartışmasızdır. Ancak; soruşturmanın erken evrelerinde pilotun, kazanın en önemli etkeni olabileceğine dair izlenim yaratan tutum, uçak kazalarının genellikle onlarca farklı eşzamanlı sebebe dayalı olabileceğini gözden kaçıracağı gibi, tutuklanma ve/veya cezalandırılma tedirginliği altındaki kişilerin beyanlarının samimiyetini de etkileyerek, kaza ile ilgili gerçek veri ve bilgilerin bir kısmının dile getirilmesini engelleyebilecektir, ki bu da Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) ve Avrupa Birliği’nin 376/2014 Sayılı Tüzük’ünde yer alan emniyet prensipleri ile uyumlu değildir.”