Uluslararası Para Fonu (IMF) heyetinin Ankara'da temaslarda bulunması yeni bir tartışma başlattı. Hükümet muhalefeti IMF ile "gizli toplantı" yapmakla itham ederken, Samanyoluhaber ekonomi yazarı Gölge Bankacı bambaşka bilgilere ulaştı. Meğer IMF heyetini Ankara'ya...
İşin aslı bambaşka: IMF’yi hükümet davet etti!
GÖLGE BANKACI
Habbeyi kubbe yapmakta üstlerine yok.
Hem Uluslararası Para Fonu’nu (IMF) muhtemel bir anlaşma (stand by) öncesi Türkiye’ye davet et hem de muhalefeti “gizli toplantı tertip ettiler” diye itham et!
Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti bu kadar ustaca “tuzak” kurabilir.
IMF heyetinin Ankara’da muhalefet partileri ya da özel sektör temsilcileri ile görüşmesinin gizli-saklı bir tarafı yok.
ESAS MEVZU KONUŞULMASIN DİYE….
12 Eylül’de yapılan bir toplantının 23 Eylül’de “suçüstü yakalandılar” manşetleri ile tedavüle sürülmesinin tek sebebi var: “Türkiye yeniden IMF’lik oldu” denilmesine fırsat vermemek ve sahne arkasında konuşulanların duyulmasına mani olmak.
Neymiş o sahne arkasında konuşulanlar?
IMF heyetinin bizzat AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile damadı ve Hazine Bakanı Berat Albayrak tarafından davet edildiği kulaktan kulağa dolaşıyor.
İddia o ki “Nasıl olsa kuruluş anlaşmasına göre 4’üncü madde çerçevesinde teknik bir heyet gelecek. Onlar gelmeden biz talepte bulunalım ve daha kıdemli direktörlerden birini göndersinler.” denilerek IMF’ye müracaat edilmiş.
IMF AVRUPA DİREKTÖRÜ’NÜN GELMESİ İLGİNÇ!
Bu yüzden diğer gözden geçirme (konsültasyon) ziyaretlerinin aksine bu sefer IMF Avrupa Direktörü Poul Thomsen başkanlığında bir heyet gelmiş.
Thomsen gibi direktörler, IMF namına üst seviyedeki anlaşma ve müzekereler için devreye giren isimlerdir. Mesela 2001 krizinden sonra Türkiye’ye gelen heyette dönemin IMF Avrupa Direktörü Michael Deppler vardı.
6 ARALIK 2000: Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp (sağdan 2’nci), Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel (soldan 2’nci), IMF Avrupa Direktörü Michel Deppler (sağdan 1’inci) ve Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli, krizden çıkması için Türkiye’ye verilecek kredi hakkında gazetecilere bilgi veriyor.
Deppler yalnız değildi.
IMF 1’inci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer (Daha sonra Amerikan Merkez Bankası / Fed başkan yardımcılığı görevini ifa etti) ile IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli de heyetteki diğer isimlerdi.
2001’DE DEPPLER, 2019’DA THOMSEN!
Thomsen, 18 sene sonra da olsa IMF’de Deppler’in halefi ve Türkiye’ye geldi. Yanında IMF Türkiye Masası Şefi Donal McGettigan ve IMF Türkiye Yerleşik Temsilcisi Ben Kelmason da vardı.
Dikkat ederseniz 2001 ile bugün arasında sadece isimler farklı. Unvanlar birebir aynı.
IMF’nin karar merciinde yer alan bir ismin turistik seyahat için Ankara ve İstanbul’a geldiğine kimse inanmaz. Belli ki bir hazırlık var.
Ev ödevlerinin ne olduğunu öğrenmek isteyen hükümete Thomsen şifahi tavsiyelerde bulunmuş.
Diplomatik dille kaleme alınmış raporu yayımlayarak da muhtemel bir anlaşma için genel çerçeveyi kamuoyunun dikkatine sunmuş oldular.
80 MİLYAR DOLAR KREDİ TELAFFUZ EDİLİYOR
Hazine Bakanlığı’nın IMF’den 50 ila 80 milyar Amerikan Doları arasında bir kredi talep ettiği ve böyle bir anlaşma için talep edilen kriterlerin IMF heyetine sorulduğu da belirtiliyor.
Bunun üzerine heyete başkanlık eden Thomsen şu safhada kredili bir anlaşma için yetkili olmadıklarını ifade etmiş.
İlaveten bu konuda önce hükümetin IMF Guvernörler Kurulu ile İcra Kurulu Direktörleri’ne müracaat etmesi gerektiğini nazik bir dille ifade etmiş.
Yönetimin onay ve talimatı olmadan bu konuda bir inisiyatif alamayacaklarını da aktarmış.
KDV ARTIŞI İÇİN ADIM ATILIRSA…
Hazine ile Merkez Bankası’nda konuşulanlara bakılırsa hükümet anlaşma için kolları sıvadı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yeni yasama döneminin 1 Ekim’de başlaması ile birlikte IMF’nin raporunda yer verdiği “Bütçe açığı bu şekilde devam edemez, Katma Değer Vergisi (KDV) oranlarını artırın” tavsiyesine uygun adımlar atacak.
Böylece IMF’ye “anlaşma için üzerimize düşen vazifeleri yerine getirmeye hazırız” mesajı verilecek.
Pekâlâ “IMF’ye borç verdik” yalanını yıllardır kullanan Erdoğan böyle bir anlaşmayı içine sindirebilir mi?
Hükümet eski Merkez Bankası başkanı ve İyi Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz (önde, soldan 2'nci) ile eski Hazine müsteşarı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Faik Öztrak'ın (arkada, siyah ceketli) IMF heyeti ile yaptığı görüşmeyi muhtemel IMF anlaşmasında koz olarak kullanacak.
ERDOĞAN KABUL EDER Mİ?
Erdoğan’ın da ikna edildiği, muhtemel anlaşma halinde algı için IMF ile muhalefetin gizlice görüştüğü şeklindeki algı ile kamuoyunun yönlendirileceği söylense de ben bunu çok zayıf bir ihtimal olarak görüyorum.
Erdoğan’ın IMF ile anlaşması “tek adam” rejimi ile taban tabana zıt bir hamle olur.
IMF demek Erdoğan’ın Varlık Fonu’nda dönen dolaplardan vazgeçmesi, İhale Kanunu’nda istisnaları kaldırması, Merkez Bankası başta olmak üzere ekonomik kurumlarla üst kurulları kendi haline bırakması demektir.
En azından şu ana kadar olup bitenlerden böyle bir tablo ortaya çıkıyor.
Her ne olursa olsun IMF heyeti ağır topları ile Ankara’ya geldi. Bu yeni bir durum. Ekonominin röntgenini herhalde iş olsun diye çekmediler.
Ali Babacan gibi ekonomi kurdu bir ismin AKP’den istifa edip yeni parti kuracağı şu günlerde Erdoğan’ın Saray'daki ömrünü uzatmak adına bazı siyasi lükslerinden taviz vermesi ve IMF ile anlaşma imzalaması ihtimali için kapıyı aralık bırakmakta fayda var.
----------------------------------------