PKK'nın CHP'li Hüseyin Aygün'ü kaçırmaya 1 ay önce karar verdiği öğrenildi.
'Bahoz' kod adlı Fehman Hüseyin'in talimatıyla harekete geçen teröristler, kamuoyundan tepki gelince Aygün'ü bir üst komitede sorgulamadan serbest bıraktı.
CHP'li vekile 'partiden ayrıl' telkininde bulunan örgütün, istifa kararını zamana bırakmasını istediği ortaya çıktı.
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ü kaçırdıktan 48 saat sonra serbest bırakan PKK'nın, Aygün'ün istifasını beklediği öğrenildi. Hüseyin Aygün'ün, terör örgütü mensuplarınca Ovacık-Tunceli yolunda geçen pazar günü kaçırıldıktan 48 saat sonra bırakılmasıyla ilgili bilgiler netleşmeye başladı. Aygün'ün, kaçırılması kararının 1 ay önce alındığı öğrenildi. Talimatın 'Bahoz' kod adlı Fehman Hüseyin tarafından sözde HPG Dersim Ana Saha Komutanı 'Seyithan' kod adlı teröriste iletildiği, kaçırma eyleminin sözde Dersim sorumlusu 'Mahir' kod adlı İbrahim Çoban'a bağlı grup tarafından planlanıp, icra edildiği ortaya çıktı.
KANDİL'E GÖTÜRMEYİ DÜŞÜNMEDİLER
Aygün'ü kaçıran PKK'nın CHP'li vekili Kandil'e götürmek için bir planlama yapmadığı belirlendi.
PKK'nın kaçırdığı zaman Kandil'e götüreceği kişileri süratle bölge dışına çıkardığı ancak Aygün'ün aynı mıntıkada ve 5 kilometrekarelik bir alanda tutulduğu belirlendi. Aygün'ün kaçırılmasına 1 ay önce Merkez Komite toplantısında karar verildiği öğrenildi. Dersim'den sorumlu isim olarak merkez komitede yer alan Fehman Hüseyin'i izleme, istihbarat toplama, kaçırma ve serbest bırakma aşamalarının başından sonuna kadar Dersim sorumlusu 'Mahir' kod adlı İbrahim Çoban'a bağlı ekiplerce gerçekleştirildiği tespit edildi. Aygün serbest bırakıldıktan sonra, "Kaçırdıktan sonra yaklaşık 6-7 saat yürüttüler ve bir dere boyuna geldik. Serbest bırakıldığımana kadar dere kıyısında bekledik" demişti.
KAMUOYU TEPKİSİ VAZGEÇİRDİ
Aygün'ün kaçırıldıktan sonra Dersim'deki üst komite tarafından sorgulanması için hazırlık yapıldığı öğrenilirken, eylemin amacına ulaştığı kararına varılması ve kamuoyundan gelen tepkiler üzerine bırakılması kararının alındığı öğrenildi. Örgütün, kamuoyunda meydana gelen tepkiler üzerine, "Birkaç gün alıkoymayı" tasarladığı Aygün'ü erken bıraktığı tespit edildi.
CHP'Yİ BIRAK BASKISI YAPTILAR
PKK'nın kaçırdığı kişileri sorguladıktan sonra çeşitli cezalara çarptırdığı ve bazı zorunlu yaptırımlara maruz bıraktığı öğrenildi.
Daha önce kaçırdığı siyasilerin elinden istifa mektubu alan örgütün, istifa için söz aldığı Hüseyin Aygün'ün kararını ise zamana bırakmasını istediği ortaya çıktı. Aygün serbest bırakıldıktan sonra "Bağımsız siyaset yapmamı istediler. Bundan memnun kalacaklarını söylediler. Bu kararı silahların gölgesinde değil, sadece özgür bir şekilde verebileceğimi söyledim" demişti.
PKK'nın sözcüsü gibiydi
CHP'li Hüseyin Aygün'ün bırakıldıktan sonra yaptığı açıklamalara partililerden gelen tepkilerin dozu arttı. Eski milletvekillerinden Mengü, Aygün'ün açıklamasının PKK propagandasına dönüştüğünü, Korkmaz ise adeta terör örgütünün sözcüsü gibi davrandığını söyledi.
CHP Manisa eski Milletvekili Şahin Mengü,
"Hüseyin Aygün'ün yaptığı konuşma insani falan değil, tamamen bilerek ya da bilmeyerek PKK terör örgütünün propagandası şekline dönüşmüştür. Herkes bunun bir propaganda haline dönüştüğünü biliyor. Olay o kadar net. Onun o söylemleri dünyanın hiçbir yerinde terör örgütünden kardeşlerimiz diye bahsetmemiştir. Öpme olayı farklı bir olay sizi biri öpmek isterse onu engelleyemeyebilirsiniz ama orada bir şeyler oldu ama ne olduğunu bilmiyoruz. Olay sonunda Aygün'ün açıklaması tamamen PKK propagandasına dönmüştür" dedi.
CHP İstanbul eski Milletvekili Prof. Dr. Esfender Korkmaz ise "Başbakan ve Kılıçdaroğlu yanlış yaptı ve Hüseyin Aygün de devam ettirdi. Aygün, Şeyh Sait isyanı, Dersim isyanını mahkemeye vermiş tazminat davası açmıştı. Kılıçdaroğlu'nun hemşehrisidir. Bugün PKK militanları öldürülüyor. Yarın da Türkiye'ye bu konularda mı davalar açılacak.
Hüseyin Aygün'ün danışıklı mı danışıksız mı gittiği değil önemli olan PKK konusunda sempatilerini ve sorunlarını dile getirmesi adeta PKK'nın sözcüsü gibi davranmasıdır. Zimmî olarak sözcüsü gibi davranmıştır. Bu Türkiye'nin bütünlüğüne büyük darbe vurmaktadır" diye konuştu.
PARTİ SÖZCÜSÜ SAVUNMAYA ÇALIŞTI
CHP sözcüsü Haluk Koç CNN Türk yayınında o açıklamaları böyle değerlendirdi ve yargısız infaz yapılmamalı mesajını verdi.
"Koç, Aygün'ün eleştirecek yönleri var. Tıpa tıp örtüşmüyoruz. Ama hemen serbest kaldıktan sonra iki kelime söyledikten sonra bir yargıya varmak yanlış olur. Bu konuda önyargıyla söylenmiş bir şey varsa o gereği yapılır o arkadaşta gereğini yapar" dedi. Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ise Aygün'ün partinin kurumsal kimliğini temsil etmediğini ve açıklamalarının kendisini bağladığını söyledi.
'Arkadaşlar'dan davacı oldu iddiası
PKK'lı teröristler tarafından kaçırıldıktan sonra serbest bırakılan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, kaçırılmasına ilişkin soruşturma kapsamında savcıya "müşteki" sıfatıyla ifade verdi. Aygün, ifadesinde "İki gün boyunca beni silah zoruyla kaçırıp alıkoyan, özgürlük ve güvenliğime tehdit oluşturan PKK mensuplarından davacı ve şikayetçiyim" dedi.
Tunceli Adliye Sarayı'nda Cumhuriyet Savcısı Osman Altınkaya'ya 4 sayfalık ifade veren Aygün, teröristlerce alıkonulması olayına ilişkin bilgiler aktardı. Kendisini kaçıranlardan şikayetçi olan Aygün, sadece bir teröristi 'Azad' kod adlı PKK'lıya benzettiğini kaydetti.
'KAHVEDE ÖNÜME BİLDİRİ KONDU'
Aygün, savcılık ifadesinde, olay günü ilk olarak Ovacıkta seçmenleriyle buluştuğu kahvede önüne AK Parti ve CHP'de siyaset yapanların tehdit edildiği bir bildiri konulduğunu söyledi.
Ovacık'tan Tunceli istikametine saat 18.15 sıralarında hareket ettikten yaklaşık 5 dakika sonra da yolda 'canı pahasına' önlerine atlayan bir kişi tarafından durdurulmak istendiklerini fakat yola devam ettiklerini kaydeden Aygün, bu kez başka bir araçla takip edildiklerini ve 15 dakika sonra da Yoncalı yol ayrımında yol ortasında duran bu araçtan inen ve 25-29 yaşlarında iki teröristin silah doğrultarak araçlarını durdurduğunu anlattı. Araçtan yalnızca kendisinin indiğini, 'Azad' kod adlı teröristin ise 'Biz PKK'lıyız, sizi almaya geldik' dediğini kaydeden Aygün, teröristin silahını gazeteci Kadir Merkit'e doğrulttuğu için arkadaşların can güvenliğini sağlamak adına çok fazla bir direnişte bulunamadını söyledi.
EYLEM EMRİ SEYİHTAN KOD ADLI TERÖRİSTTEN
Bir müddet yürüdükten sonra yol kenarında duran ve plakasını alamadığı bir araçla Hozat yönüne devam ettiklerini, araçtaki bir kişinin daha önce önlerine atlayan şahıs olduğunu düşündüğünü, herhangi belirleyici bir özelliği bulunmayan bir vadiye girdiklerini ve
"Azad" kod adlı teröristin erzak getireceğini söyleyerek yanlarından ayrıldığını anlatan Aygün, "Yanımda kalan 'Brüsk' kod adlı PKK'lı ise sabaha kadar uyudu. Ben hiç uyumadım" dedi.
Daha sonra Azad kod adlı teröristin erzak getirdiğini, hep birlikte kahvaltı yaptıklarını 14 Ağustos'ta sabaha karşı 4 teröristin daha bulundukları yere geldiğini, kendisine eylemin tamamen propaganda amaçlı olduğunun ve Dersim sözde sorumlusu Seyithan kod adlı teröristin talimatıyla yaptığının ve kendisinin ana karargahta Seyithan kod adlı teröristin yanına götüreceğinin söylendiğini kaydetti.
'TEPKİLER OLMASA KANDİL'E GÖTÜRÜRLERDİ'
Teröristlerin kendi aralarında konuşurken "Bahoz Erdal"la görüştüklerini ifade eden Aygün, "Bahoz'un, benim hiçbir şekilde zarar görmemem gerektiği talimatını verdiğini duydum" dedi. Daha sonra, teröristlerin kendisini serbest bıraktığını ancak bu kişilerin nereye gittiğini bilmediğini kaydeden Aygün, 2 saat yürüdükten sonra önce kendisini tanıyan bir vatandaşın aracına sonra da yoldan geçen bir pikaba binerek Torunoba Jandarma Karakolu'na gittiğini belirtti.
Aygün, "Anladığım kadarıyla Seyithan'ın talimatıyla siyasi propaganda maksadıyla kaçırıldığımı düşünüyorum. Hatta Bahoz ile irtibat kurulmasaydı, Seyithan ile görüştürüldükten sonra
Kandil'e götürülebileceğimi de düşünüyordum. Fakat kaçırılmam üzerine oluşan tepkiler nedeniyle örgütün geri adım atmak zorunda kaldığını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.