Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, İstanbul'daki nüfus azalışıyla ilgili soruları yanıtlarken, güvenli dediği 24 ili açıkladı.
TÜİK geçtiğimiz günlerde İstanbul'un nüfusunun 2023 yılında 242 bin 27 kişilik azalarak 15 milyon 655 bin 924'e gerilediğini duyurmuştu. Kentin nüfusu, 2020'deki 56 bin 815 kişilik düşüşten sonra Cumhuriyet tarihinde 2. kez azalmış oldu. Bu azalış akıllara 'depremden kaçış göçü mü?' sorusunu getirdi. 6 Şubat depremlerinin ardından deprem uzmanlarının görüşleri yakından takip edilirken, Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan da İstanbul'daki nüfus azalışıyla ilgili Mynet'in sorularını yanıtladı.
İstanbul'da deprem beklemediğini yineleyen Ercan, varlıklıların göç ettiğini dar gelirlerinin ise öyle bir şansı olmadığını vurguladı. Göç edilen yerlerde öncelik olarak İzmir, Kuşadası ve Marmaris'in tercih edildiğini belirten Övgün, bu tercihlerin depremden kaçmak için doğru olmadığını söyledi.
Övgün ayrıca buralar güvenli diyerek 24 ili sıraladı. Marmara'da bir gerginlik olmadığını belirten Ercan, "99 depreminden sonra önce 3 gün sonra 3 ay sonra 3 yıl dediler yeni deprem için. Ben buna katılmadığımı 99 yılından beri söylüyorum." dedi.
Ercan'ın konuyla ilgili açıklamaları şu şekilde;
İstanbul'dan ne kadar göç olup olmadığını bilmiyorum. Ekonomik durumu iyi olanlar güneye göçüyorlar. Ama Türkiye'de depremden kaçılacak herhangi bir yer yok. İnsanların göç ederken nereyi tercih ettiklerini bilmiyorum. Genelde Marmaris Kuşadası ve İzmir'e gidiyorlar. Bu gittikleri yerler deprem bölgesi.
Yani başka bir deprem bölgesine gidiyorlar. Deprem açısından güvenli iller Artvin, Giresun, Samsun, Rize, Trabzon, Ordu, Sinop bunun yanı sıra Kastamonu, Zonguldak, Kırklareli, Edirne, Ankara, Eskişehir, Konya, Niğde, Nevşehir, Sivas, Mardin, Siirt, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kilis ,Mersin ve Isparta...
"TEK NEDENİ DEPREME BAĞLANAMAZ"
Türkiyenin depremde başlıca güvenli yerleri burası. Buralara göç ediyorlarsa bilinçli deprem için göç denilebilir. Göçler başlıca 1 numara İzmir, Kuşadası, Bodrum, Marmaris'e yapılıyor. Mersin ve Alanya da güvenli yerlerden biridir.
Bu göçün tek nedeni depreme bağlanamaz bence. İnsan için nüfusu 150 binden daha az olan yerleşim yerleri yaşanabilir olarak adlandırılabilir. Bu rakamın fazlası yerleşime uygun değildir. Göç edecek insan genellikle temiz hava yeşil doku, deniz, daha ucuzluk, sosyal ilişkilerde sıcaklık arar...
"DEPREM BAHANE"
Ben deprem bahane diye düşünüyorum. Deprem konusunda da diğer arkadaşlarım gibi düşünmüyüorum. Arkadaşlarım her an bir deprem olabilecek gibi düşünüyor. Bu halkta büyük bir kaygı yaratıyor. 99 depreminden sonra önce 3 gün sonra 3 ay sonra 3 yıl dediler yeni deprem için.
Ben buna katılmadığımı 99 yılından beri söylüyorum. Jeofizik bilimine göre Marmara gergin değil. Bilimsel veri yok bununla ilgili. Fiziksel bir veri yoksa neye göre deprem olacak diyebiliyoruz. İnsaların psikoloji bozuluyor. Bu sözü duydukça kentsel dönüşüm akıllara geliyor.
İstanbul'da kentsel dönüşüm için 300 milyar dolar gerek bu para yok. Yapılanın adı da yapısal dönüşümdür. Parası olan binasını yıkıp kendi yapısını yapıyor. İnsaat maaliyetleri şu anda 1 e 100 oranında arttı. Metrekaresi 1000 liradan 25 30 bin liraya çıktı. Müteahhitler artan maliyetlerden dolayı katkı payı istediler. Varlıklı aileler bu paraları verebiliyor.
EMEKLİ VURGUSU
İstanbul'un depremde etkilenecek semtleri emeklilierin oturduğu yerler. Kendileriyl birlikte yapıda eskimiş. Emekli maaşları düşük oldukları için ne kentsel dönüşüm yapıyorlar ne de yapılarını değiştirebiliyorlar. Ya da Fikirtepede olduğu gibi kentsel öteleme oluyor. O da müteahhitlerin çok ucuz fiyata daireyi kapatmasıyla oluyor.
O parayı alanlar daire alamayacakları için kentin çeperlerine göç ediyorlar. Bu kez oralara 25 30 katlı yapılar yapıyorlar. O da kentsel bozuşuma neden oluyor. O yapılaşmada trafik artar, yollar yetmez, altyapı yetmez. Fikirtepe de durum böyledir.
"DEPREM BİLİMCİLERİN SÖZLERİ KIŞKIRTIYOR"
Bunların hepsinde deprem bahane. Deprem bilimcilerinin bu sözleri de bu olayı kışkırtıyor. Sulukule'nin, Tozkoparan'ın elden çıkması, Dolapdere'de yaşanan olaylar bu şekilde gelişiyor. Dar gelirlilerin elindeki evler yatırımcıların eline geçiyor, bahanesi ise deprem. Bunun üzerinde büyük bir vurgun var. Yatırımcı sürekli lüks yapılar yaparak gelirlerini katlıyor. Sonra da orman alanlarına saldırıyor.
İstanbul'a yukarıdan baktığınızda Fatih ormanı ne Kuzey ormanlarının delik deşik edildiğini görürsünüz. İstanbul deprem olmadan büyük bir felakete doğru gidiyor. Bu da deprem kandırmacası. Ben 2045'e kadar deprem beklemiyorum. Bilimsel doğrultuda görüşümü belirtiyorum. Deprem uzmanları yaptıkları açıklamalarla kullanılıyor.
"PARAN NE KADAR AZSA..."
Türkiye'nin deprem yaşanan her iline gittim. Deprem dar gelirlilerin oturduğu kötü yerler yada emeklilerin oturduğu eski yerlerde daha çok göçüğe neden oluyor. Kahramanmaraş'a gidin Yeni mahalleler dimdik ayakta. Göçük altından beyaz yakalılar veya varlıklılar çıkmıyor. Paran ne kadar azsa deprem sana o kadar yakındır. Şu an çadırda kalanlar da olduğu gibi. 6 Şubat'tan sonra yaklaşık 3 milyon insan yerini terk etti. İstanbul'da da böyle olacak.
İSTANBUL'DA EN ÇOK ETKİLENECEK YERLER
En çok Avrupa yakası etkilenir yüzde 65 oranında. Anadolu yakası nispeten daha güvenli. Bunun yanı sıra Anadolu yakası daha yeni ve daha güvenli. Avrupa'da özellikle Fatih'ten başlayın Eminönü'yü içine alır, Zeytinburnu, Bakırköy, Küçükçekmece, Gültepe, Şişli'nin arka tarafları başta bu kesimler olmak üzere en çok etkilenecek yerler burası. Buralarda çaresizler oturmaktadır. Bir ev 50 yıldan daha yaşlıysa o ev yaşlı sınıfına girer ve çok sorunları vardır. Yersel sorunu varsa yüzde 65 depremde yıkılır. Yapısal sorunu varsa yüzde 35 depremde yıkılır.