Dünyanın gözü Rusya-Ukrayna savaşına çevrilmişken, Rusya Devlet Başkanı Putin Astana'dan dikkat çeken mesajlar verdi. Samanyoluhaber.com yazarlarından Arif Asalıoğlu, son durumu ve Putin'in öne çıkan mesajlarını köşesine taşıdı.
Astana’da düzenlenen Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) liderler zirvesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Batı’ya sert mesajlar gönderdiği bir platforma dönüştü. Bunun yanında diğer KGAÖ üye ülkelere bir güç gösterisi şeklinde de algılandı diyebiliriz. Putin’in açıklamaları, bir taraftan Ukrayna’ya Batı desteğinin arttığı, bir taraftan da tutumların karmaşıklaştığı bir dönemde, Moskova’nın çatışma sürecinde hem istihbarat hem de lojistik üstünlüğe sahip olduğunu vurgulama amacı taşıyor. Aynı zamanda Rusya’nın Ukrayna savaşındaki stratejik duruşunun kararlılıkla sürdüğünü ve Batı’nın Ukrayna’ya desteğinin maliyetli ve sınırlı olduğunu ima ediyor.
KGAÖ zirvesinde, üye ülkeler arasında güvenlik işbirliği ve bölgesel tehditlere karşı ortak stratejiler ele alınıyor. Putin’in konuşmasında vurguladığı füze üretimi konusu, Rusya’nın yalnızca Ukrayna değil, aynı zamanda NATO’ya yönelik stratejik caydırıcılık kapasitesini artırma çabalarının bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Putin’in NATO’ya karşı askeri üretim üstünlüğü iddiası, Moskova’nın caydırıcılık politikasının bir parçası.
Füze sistemlerindeki bu üretim artışı, hem çatışma alanında hem de uluslararası arenada Rusya’nın elini güçlendirmeyi hedefliyor.
KGAÖ zirvesinde Putin, yaptığı açıklamaların büyük bir kısmını Ukrayna’ya ve Batı ile gerilimli konulara ayırdı: Kiev’e sağlanan modern Batı silahlarının cephedeki durumu değiştiremeyeceği ve Rus ordusunun savaşma azmini etkileyemeyeceği; Rus ordusunda farklı etnik ve dini gruplardan askerlerin bulunduğu; Rusya’nın yeni geliştirdiği Oreshnik orta menzilli balistik füzesinin seri üretimine başladığı ve Oreshnik’in Ukrayna’daki stratejik hedeflere yönelik saldırılarda kullanılmaya başlandığı; Ukrayna’ya Batılı ülkeler tarafından sağlanan modern silahların çatışma alanında anlamlı bir değişiklik oluşturmadığı ve Rusya’da füze sistemlerinin üretimi, tüm NATO ülkelerinin toplam üretim kapasitesinin 10 katı olduğu gibi mesaj dolu gerilimi artırıcı ifadeler kullandı.
Önemli bir detay olarak Putin, Rusya’nın Kiev’deki karar alma merkezlerine yönelik saldırılar gerçekleştirme seçeneğini göz ardı etmediklerini de söyledi. Bu açıklama, Ukrayna’ya Batı tarafından sağlanan modern silah sistemlerine ve uzun menzilli füzelere yanıt olarak daha sert askeri önlemler alınabileceğinin işareti olarak değerlendirildi. Bütün olarak ise, Ukrayna savaşında Rusya’nın kararlılığını ve ordunun savaş kabiliyetine olan güvenini vurguluyor. Rusya’nın hem konvansiyonel hem de yeni nesil silahlarla savaşı sürdürme kapasitesine sahip olduğunu gösterme amacını güdüyor. Bu söylemler hem iç kamuoyuna moral vermek hem de uluslararası topluma güçlü bir duruş sergilemek için stratejik mesajlar içeriyor.
Rusya-Kazakistan işbirliği ve bölgesel konular
Bunun dışında, KGAÖ zirvesinde Rusya-Kazakistan işbirliği ve bölgesel konular ele alındı. Kazakistan’da inşa edilmesi planlanan ilk nükleer santralin, Rusya’nın desteğiyle hayata geçirilmesi değerlendiriliyor.
Kazakistan dünya uranyum üretiminin yaklaşık %43'ünü karşılıyor ancak kendi nükleer reaktörü yok. Bu potansiyel çok sayıda ülkenin ilgisini çektiği gibi Rusya için de önemli. Çarşamba günü Rosatom'un Kazakistan ile yeni büyük ölçekli projeleri görüştüğü söylendi.
Putin, iki ülke arasında enerji ve uzay alanında geleneksel işbirliğinin oluştuğunu belirterek, "Enerji kaynaklarımızın Kazakistan üzerinden üçüncü ülkelere taşınması konusunda çok büyük projelerimiz olabilir." dedi. Kazakistan’ın ilk nükleer enerji santralinin inşasında yer alabileceklerini kaydeden Putin, "Dünyanın en büyük ham uranyum üreticisi olan Kazakistan için bu sektör yeni değil. Kazakistan nükleer enerji alanındaki projelerini hayata geçirirse, o zaman elbette her müşteri gibi kendisi için en kabul edilebilir teknolojileri ve finansal planları seçme hakkına sahiptir. Nihai karar her zaman müşteriye aittir. Ama bu konuda işbirliğimizin çok mümkün olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Bunun yanında önemli bir konu olarak, Hazar Boru Hattı Konsorsiyumu aracılığıyla Kazakistan’dan üçüncü ülkelere petrol ihracat hacminin artırılması gündemde. İki ülke arasındaki ticaretin %80’inden fazlası artık ulusal para birimleriyle gerçekleşiyor. Kazakistan ile enerji ve ticaret işbirliği Moskova’nın ekonomik dayanışma politikalarının bir parçası olarak ön plana çıkıyor.
Rus lider KGAÖ üyelerine ve Rusya müttefiklerine gerektiğinde yeterli askeri desteği sağlayabileceklerini vurguladı. Ancak ABD’nin Rusya’ya yönelik eylemlerine karşı KGAÖ ülkelerinden doğrudan yardım beklenmediğini de ifade etti. Ermenistan’ın KGAÖ toplantılarına katılmaması, Karabağ sorunuyla ilişkili iç meselelerle açıklandı. Erivan’ın örgüt içindeki işbirliğine dönüşünün kendi kararına bağlı olduğu belirtilmiş olsa bile Moskova-Erivan hattında soğuk ilişkilerin olduğu bütün üyeler tarafından iyi biliniyor. KGAÖ zirvesi, Rusya’nın hem bölgesel liderlik iddiasını hem de uluslararası arenadaki konumunu sağlamlaştırmayı amaçladığını açıkça gösteriyor.
“Nükleer güç olmasına izin vermeyeceğiz”
KGAÖ zirvesinde, Rus lider Ukrayna’daki durum hakkında genel bazı yaklaşımları ortaya koydu. “Rusya, Ukrayna’nın nükleer silah edinmesine izin vermeyecek ve bu tür bir gelişme olursa “tüm imha araçlarını” kullanacak” dedi. Ukrayna’nın bağımsız olarak nükleer silah geliştirme kapasitesine sahip olmadığını belirten Putin, bu tür bir girişimin yalnızca dış destekle mümkün olabileceğine dikkat çekti. Ancak, Ukrayna’nın “kirli bomba” olarak bilinen radyoaktif malzemelerden oluşan bir silah üretebileceği ihtimalini dile getirdi. Putin, bu tür bir gelişmenin nükleer silahların yayılmasını önleme anlaşmalarının ihlali anlamına geleceğini ve Rusya’nın buna kesinlikle göz yummayacağını ifade etti.
Ayrıca Rus ordusunun cephe hattında ilerlediğini belirten Putin, insansız hava araçlarının (İHA) geliştirilmesine öncelik verileceğini kaydetti. İHA’lar için özel bir askeri sınıflandırma oluşturulması da planlanıyor. Putin’in açıklamaları, Ukrayna’daki savaşın tırmandığı ve uluslararası toplumu nükleer silahların kullanım riskiyle karşı karşıya bıraktığı bir dönemde geldi. “Potansiyel bir düşmanın cephaneliğindeki silah sistemlerinin sayısını, depolardaki mevcut miktarlarını, bunların yerlerini, Ukrayna’ya gönderilen ve gönderilmesi planlanan silahları biliyoruz,” dedi.
Sonuç olarak Astana’da gerçekleşen Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) zirvesinde, güncellenen nükleer doktrin üstü kapalı öne çıkmış oldu. Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Şoygu, zirvede yaptığı açıklamada, Rusya’nın güncellenen nükleer doktrininin KGAÖ müttefikleri için de geçerli olduğunu vurguladı. Nükleer silahların olası devri veya üretimi konusundaki tartışmalar, zirvede dikkatle takip edildi. Yeni silah sistemi Oreşnik’in gücüne dair açıklamalar dikkat çekti. Ayrıca Kırgızistan ve Tacikistan arasında sınır anlaşmazlıklarında mesafe alındığı kaydedildi. Zirve çok yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleşti. Kazak lider Tokayev, Astana’da olağanüstü güvenlik önlemleri aldı. Putin'in Kazakistan'ın başkenti Astana'ya gelişi sırasında bulunduğu uçağa Kazak Hava Kuvvetleri'ne ait Su-30SM savaş uçakları eşlik etti.