Giresun’da şüpheli şekilde yaşamını yitiren Rabia Naz Vatan’ın ölümünü araştıran Meclis Komisyonu, Vatan ailesinin iddialarına konu olan eski belediye başkanı Coşkun Somuncuoğlu’nun da aralarında bulunduğu tanıkları dinlemeyi sürdürüyor. Komisyon üyeleri, Eynesil’de gözaltına alınan gazeteci Canan Coşkun ve belgeselci Kazım Kızıl’ın dinlenmesini ve adli tıp raporlarının yanı sıra Rabia Naz’ın mezarının açılarak yeniden inceleme yapılmasını talep etti.
Giresun’un Eynesil ilçesinde şüpheli şekilde yaşamını yitiren 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan başta olmak üzere benzer çocuk ölümlerini araştırmak için kurulan Meclis Komisyonu, Eynesil’e yaptığı ziyaretin ardından çalışmalarına Ankara’da devam ediyor. 20 Kasım’da Meclis’te yapılan toplantıda dönemin AK Partili Belediye Başkanı Coşkun Somuncuoğlu, Rabia Naz’ın yengesi Güler Vatan, dayısı Neşet Usta ve olay günü görevli polisler dinlendi. Toplantıda komisyon üyelerinin talepleri de konuşuldu.
GAZETECİ COŞKUN VE BELGESELCİ KIZIL’IN DİNLENMESİ TALEBİ
Komisyon üyeleri Eynesil’deki araştırmaları sırasında gözaltına alınan gazeteci Canan Coşkun ile belgesel yönetmeni Kazım Kızıl’ın da komisyona çağrılıp dinlenmesini, soruşturma sürecinde savcılık tarafından takibe alınan üç kişinin kim olduğunun öğrenilmesini istedi. Ayrıca Rabia Naz’a ilişkin İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından verilen raporun Trabzon’dan gelen bilgilerle hazırlandığına dikkat çeken bir komisyon üyesi ise, “Mezar açılmak suretiyle bir inceleme yapılma imkânı varsa bunun da yapılmasını istiyorum” dedi.
İFADESİ DAHİ ALINMAYAN BELEDİYE BAŞKANI İLK KEZ DİNLENDİ
Eynesil eski AK Parti Belediye Başkanı Coşkun Somuncuoğlu, Rabia Naz Vatan’ın babası Şaban Vatan’ın bazı iddialarıyla gündemdeydi. Soruşturma kapsamında bugüne kadar ifadesine başvurulmayan Coşkun Somuncuoğlu ilk ifadesini Meclis Komisyonu’na verdi. Rabia Naz hastaneye kaldırıldıktan hemen sonra hastanede bulunması tartışma konusu olan Somuncuoğlu, müdahale odasına girmediğini, kapıda beklediğini söyledi. Somuncuoğlu’na komisyon üyeleri tarafından, “Bir çocuğunuzu bu olaydan hemen sonra evlendirip yurt dışına gönderdiğiniz konuşuluyormuş. Hangisi bu, Oğuz Han mı, Mehmet Han mı?” sorusu yöneltildi. Somuncuoğlu, “Mehmet Han. Yani olayla ne alakası var, onu anlayamadım. Ben Mehmet Han’ı bu yaz evlendirdim” dedi. Coşkun Somuncuoğlu Rabia Naz’ın ölümünün ardından yeğeninin iş yerinde toplantı yaptığı iddialarını da reddetti.
‘NE İŞİM VAR EMNİYETTE YA?’
Komisyonun, “Rabia Naz Mavi Balina oynuyordu” ifadesini neye dayanarak verdiğini sorduğu Somuncuoğlu, Rabia Naz’ın sosyal medya hesabında bu oyuna dair ibarelerin olduğunu Eynesil’de vatandaşların kendisine aktardığını söyledi ve “Ben ‘Bu da araştırılsın’ dedim. Ben ‘intihar’ yahut ‘Araba çarpmış’ gibi bir şey demedim. O, neticede, Adli Tıbbın, savcılığın, Emniyetin yapacağı araştırmanın sonucunda belli olacak” diye konuştu. “Siz daha önce Emniyete ifade için çağrılmadınız mı” sorusuna ise Somuncuoğlu, “Yok, hayır, niye çağrılacağım Emniyete, ne işim var Emniyette” yanıtını verdi.
Somuncuoğlu, AK Parti İstanbul Milletvekili Nurettin Canikli’yle ilgili, “Canikli ile yaptığınız telefon görüşmelerinin kamuoyuyla paylaşılması yönünde bir talep aldınız mı?” sorusuna ise, “Yok öyle bir şey gelmedi” yanıtı verdi.
SON GÖREN TANIK: ÇANTASINI GÖRMEDİM
Rabia Naz’ı son gören isimler arasında yer alan Eynesil eski belediye başkanının oğlu Mehmet Ali Somuncuoğlu da komisyona Rabia Naz’ı dondurma yerken gördüğünü elinde nazar boncuklu bir poşet olduğunu söyledi. Komisyon üyelerinin çantasını görüp görmediğine ilişkin soruya Somuncuoğlu, “Çantasını görmedim” yanıtını verdi.
Taziyeye gittiğinde, “Bu bir düşme değil, trafik kazası” cümlesini kurup kurmadığı sorulan Somuncuoğlu, “Hayır, böyle bir şey kullanmadım” dedi. Olayın ardından yaşadıklarını, “Olayda ben götürmüş atmışım diye suçlandık. Son gören ve ben evin kapısına bırakmışım diye suçlandım, o kadar” sözleriyle anlatan Somuncuoğlu yakın oldukları Vatan ailesiyle bu iddiaların ardından görüşmediklerini belirtti.
SİYAH DOBLO ARAÇ: ‘ANAHTARINI VEREYİM İNCELE’ DEDİM
Eski belediye başkanının yeğeni Bilgehan Somuncuoğlu, Şaban Vatan’ın gündeme getirdiği ve araştırılmasını istediği siyah Doblo aracın ustasına ait olduğunu söyledi. Olaydan aylar sonra trafik kazasının gündeme geldiğini belirten Bilgehan Somuncuoğlu, iddiaları duymasının ardından Şaban Vatan ile görüştüğünü, Vatan’ın kendisine şu cümleleri kurduğunu iddia etti:
“ ‘Ya ben araba kullanan herkesten şüpheleniyorum. Eşimin şoförlüğü bilse ondan da şüphelenirim. Bu araba çarpması. Düşme olamaz. Düşme olursa intihar oluyor. İntihar olursa olay bize dayanıyor’ dedi Şaban Vatan. ‘İddia ettiğin siyah Doblo için savcılıktan karar çıkarmayı beklemeye gerek yok, anahtarını vereyim sana, git incele’ dedim. Telefonumu vereyim, hani teknoloji var -kimle o gün beni aramışlar, öyle iddia ediyormuşsun falan- git telefonumu da incele. Böyle de bir görüşme oldu Şaban’la aramızda, başka da bir şey olmadı.”
‘MÜŞTERİLERİMİZ AZALDI’
Oto yıkamacı Alper Nalbant’ın komisyonun toplantısına çağrılmasına rağmen neden katılmadığını bilip bilmediğinin sorulduğu Bilgehan Somuncuoğlu şunları söyledi:
“Ben bu olayla ilgili adı geçene selam vermeye korkar oldum. Bizim olayla uzaktan, yakından hiçbir alakamız olmadan öyle senaryolar okuyorum ki, hiçbir polise merhaba diyemiyoruz. Biz polisi, hâkimi, savcıyı satın almışız, ben Nurettin Canikli’nin kasasıymışım… Bayiliğimizi iptal ettiler, iş yerimize gelen müşterilerimizde düşüş oldu. Hani bir an önce çıkar bu işin ne olduğu ortaya da inşallah rahat ederiz.”
‘ÇAMAŞIR ASARKEN DÜŞTÜ DEDİM’
Komisyon Rabia Naz’ın bulunmasının ardından ilk olay yerine giden tanıklardan Rabia Naz’ın yengesi Güler Vatan’ı da dinledi. Güler Vatan, Rabia Naz’la ilgili olayı komşularından duyduğunu belirterek, “Ev işi yapardı kızımız, çamaşır asarken düştü dedim, öyle düşündüm ilk aşağıya inmeden. Sonra aşağıya indim, baktım, yatıyor. Şermin abla, buna ne olmuş kızım sana, ne oldu? diye bağırmaya başladım” dedi. Olaydan önce düşme sesi duyup duymadığı sorulan Güler Vatan, “duymadım” yanıtını verdi.
Olaydan 6 ay sonra olay yerinde ifade verdiğini belirten Güler Vatan ifade değiştirmediğini de söyledi. Metruk ev diye tarif edilen yerde araba kazası olması durumunda işlek bir yol olduğu için çevredekilerin göreceğini düşündüğünü söyleyen Güler Vatan ilk izleniminin birisinin Rabia Naz’ı alıp oraya bıraktığı şeklinde olduğunu söyledi. Güler Vatan, Rabia Naz’ı ilk gördüğünde ayağında bir damla dışında kan olmadığını da birçok kez tekrarladı.
‘BİLGİSAYARINDAN BİR ŞEY ÇIKMADI’
Rabia Naz’ın ölümünün ardından Vatan ailesinin evinin önünde ve çevresinde incelemelerde bulunan polis memuru Kutlay Sevinç de komisyonda konuşan isimler arasında yer aldı. Evdeki arama sırasında Rabia Naz’ın günlüğüne rastlamadıklarını ifade eden polis memuru Sevinç, “Hatta bilgisayarlarına falan baktık, aklımıza ilk önce o Mavi Balina konusu vardı, televizyonlara çıkıyor, onlara baktık, geçmişe dönük baktık. Onlarda herhangi bir şey çıkmadı” dedi.
İNCELEMEYE DAİR ELEŞTİRİ YAPAN POLİSİN GÖREV YERİ DEĞİŞTİRİLDİ
Rabia Naz’ın çantasının bulunmasından önce çatıya çıktığını ve çantanın dikkatini çekmediğini ifade eden Sevinç ilk çıktığında karanlık olduğunu, bu yüzden göremeyebileceğini komisyon üyelerine söyledi. Olaydan bir süre sonra görev yerinin değiştirildiğini söyleyen polis memuru Sevinç, araştırma sürecinde titiz olunmadığını söylediğini, bunun da amirlerine iletilmiş olabileceğini aktardı. Olayın ardından yaptığı eleştirilere dair ise Sevinç, “Yani biz bakkal dükkânı değildik, tüzel kişi değiliz biz. Sonuçta benim bir karakol amirim var, üstüm var, onun üstünde bir ilçe emniyet amirim var. Yani bunlar hiç ortalıkta yok, bunların ifadesinin alındığını hiç görmedik ve her zaman diyorum, yine söylüyorum. Eğer ortada bir ölüm olayı varsa… Ki örneğin bireysel olarak kendime diyorum, eğer bu olayda ben suçluysam bunun cezası önce ihraçtır, sonra hapis cezasıdır. Ama bize 12, 13’üncü soruşturmadan sonra –ha bire soruşturma açılıyor- boş, boş, boş, en son bize kınama cezası verildi. Ya, ölüm cezasının karşılığı kınama cezası olamaz” dedi.
TANIK KÜÇÜKAL İLK İFADESİNDE RABİA NAZ’IN SÜRÜNDÜĞÜNÜ ANLATMAMIŞ
Olay yerinde görevli polislerden Ruhi Kalkan ilk incelemelerini trafik kazası üzerine yaptıklarını, Rabia Naz’ın ölümden sonra savcının, “Siz trafik kazası diyorsunuz ama yüksekten düşmeye benziyor” sözünün ardından Vatan ailesinin yaşadığı apartmanı muhafaza altına aldıklarını aktardı. Rabia Naz’ı ilk bulan Mürsel Küçükal’ın karakola götürüldüğünü ve çok tedirgin olduğu bilgisinin kendisine aktarıldığını ifade eden polis memuru Kalkan, Küçükal’ın ne düşme sesini ne de Rabia Naz’ın süründüğünü ilk ifadesinde belirtmediğini anlattı.
Ambulanstaki görüntü kayıtlarının alınmadığını söyleyen polis memuru Kalkan, olayın ardından binanın yanındaki yeşillik alanda yaptığı incelemelerde 20 santimetrelik ezilme gördüğünü söyledi.
POLİS MEMURU KALKAN RABİA NAZ’IN ÇANTASINDA NOT BULDUĞUNU SÖYLEDİ
Rabia Naz’ın çantasını olaydan 10-15 gün sonra karakolda incelediğinde bir A4 kağıdı bulduğunu, ders notu olarak tarif ettiği kağıdın arkasında kurşun kalemle yazılmış bazı ifadeleri komisyon üyelerine aktaran polis memuru Kalkan, “O notu savcıya da götürdüm ‘Birkaç tane hap içeceksin. Ölmekten bu kadar mı korkuyorsun? Annem kızar’ gibi cümleler yazılı” dedi.
Komisyonun, “Kendi yazısı olduğunu nasıl biliyorsunuz?” sorusuna ise polis memuru, “Kendi yazısı demiyorum. Sadece el yazısıyla yazılmış bir not diyorum, kendi yazısı demiyorum. ‘Savcım, bu, Rabia’nın çantasındaki yazıyı –kendi el yazısı örnekleri de var yeteri kadar- ister kendisi yazsın ister başkası yazsın ister bir incelemeye gönderin, kendisinin yazıp yazmadığını tespit edelim’ dedim” yanıtını verdi.
RABİA NAZ’IN DAYISI: BİZİM ABLAMIZI GÖRMEMİZ YASAKTI
Rabia Naz’ın çantasını çatıda bulan üç kişiden biri olan dayısı Neşet Usta komisyona Şaban Vatan’ın gündeme getirdiği iddialara katılmadığını söyledi. “Şüpheli bir şey sezdin mi” diye sorulan Usta, Rabia Naz’ın yengesini kastederek şunları anlattı:
“Görele Savcılığına verdiğim ifade de Güler Vatan’dan bahsetmiştim, çanta bulunduğu zaman o da yukarı çıkmıştı ‘Bu çanta burada değildi; burada olsaydı ben de görürdüm, bu çanta buraya sonradan bırakıldı’ diye bir ifadesi var, çanta ilk bulunduğu an böyle bir ifadesi vardı. O bana biraz hissiyat olarak yapmacık geldi. Sanki oraya bırakıldı da biliyor da bütün şüpheleri üstünden atmak için ‘Bu, burada değildi; bu, burada yoktu; bu, buraya sonradan bırakıldı’ der gibi bir ifade. Yani öyle bir sezinleme sadece.”