Ramazan'ın bize öğrettikleri

Uyanabilir miyim, uyanamaz mıyım telaşıyla uykusuz kaldığımız sahur geceleri... İşten çıkınca yakalandığımız uzun trafik kuyruğunun ardından eve gelip son dakikada hazırlanan iftar sofraları... Oruç aç, ardından koştur koştur camide teravihe yetiş derken, bir Ramazan ayını daha geride bırakmanın hüznünü yaşıyoruz. Bu tatlı heyecanları tekrar yaşamak için bir yıl beklememiz gerekiyor şimdi. Bunca koşuşturmacanın arasında elbette Ramazan ayının bize kattıkları yadsınamaz bir gerçek. Neler mi mesela? İşte onlardan bazıları.

Video: Arşiv

Teravih o kadar da uzun değilmiş

20 rekat... Dile kolay... Günde sadece 5 vakit namaz kılmaya alışık olan bünye nasıl kılsın, değil mi?

Eeee haksız değil tabii 8 rekat teravih kılıp görevini yerine getirdiğini düşünenler!

Yapmayın Allah aşkına, normal zamanda günde toplam 40 rekat kıldığımızı ne çabuk unuttunuz.

Tek fark Ramazan ayında ardı ardına tek nefeste kılmamız.

Hem sadece bu ayda alabileceğiniz sevapları da düşündüğünüzde, kabul edin, teravih o kadar da uzun değilmiş.

5 saat uyku yetiyormuş

Sahura kalkamama korkusuyla gece 3'e kadar ayakta kalmak mecburiyetinde olanlardansanız, üstüne bir de ertesi gün işe gitmek için erkenden kalkmanız gerekti ise, Ramazan boyunca siz de uykusuz kalanlar dansınız öyleyse.

Ama kabul edin hiç zorlanmadınız.

Arada şikayet etseniz bile aslında çok da verimli oldu.

Gece 3'e kadar yapmanız gerekenleri halletme imkanı buldunuz.

İş saatinde yemeğe vakit ayırmadığınız için yapmanız gerekenleri zamanında halledip ofisten daha erken ayrıldınız.

Yemeksiz de oluyormuş

17 saat yemeden içmeden kesildik.

Bir deri bir kemik kaldık. Vah vah...

Ne zor günlerdi değil mi?

Sanki o sahurda, iftarda tıka basa yemek yiyen biz değildik.

Hadi hadi kabul edin arkadaşlar, yemek yemeden de oluyormuş.

Fena mı oldu, fazla kilolardan da kurtulduk.

Ya sevaplar? Sadece 17 saat yemek yeme; uykun bile ibadet, neredeyse attığın adıma bire bin sevap.