Olağanüstü Hal (OHAL) Komisyonu tarafından haklarında 'ret' kararı alınan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) mağdurları duruma tepkili... KHK mağduru eğitimciler Yaşar Kaygısız ve Mazlum Çetinkaya, "Komisyon kararlarının politik olacağı belliydi." diyor. Avukat Erkan Şenses ise kamu emekçilerini 11 yıl sürecek bir hukuk mücadelesinin beklediğini söylüyor.
15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü sonrası kurulan Olağanüstü Hal (OHAL) Komisyonu bugüne kadar müracaat edenlerin yüzde 61’i hakkında kararını açıkladı.
Komisyon 71 bin 900 kişinin müracaatını reddederken, 6 bin kişiyi ise göreve iade etti. 48 bin 300 dosya ise henüz sonuçlanmadı. Komisyondan ‘ret’ kararı alanlar, üç yıl süren bekleyişlerini anlatırken, “Kararlar politik.” diyor.
Gazeteduvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre ihraç edilenlerin davalarına bakan Avukat Erkan Şenses bundan sonra atılacak hukuki adımları anlattı.
Şenses en son müracaat mercii olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içinse, “Umutluyum.” dedi.
"KOMİSYONUN OYALAMA SÜRECİ OLDUĞUNU BİLİYORDUM"
İşine geri dönebilmek için OHAL Komisyonu’na başvuran onbinlerce kişiden biri de öğretmen Yaşar Kaygısız. Üç yıl önce komisyona başvuran Kaygısız hakkında komisyon önceki haftalarda kararını açıkladı.
Komisyondan ‘ret’ kararı alan Kaygısız, “Bu kararı zaten bekliyordum.” diyor: “Bu komisyonun bir oyalama süreci olduğunu biliyordum. Aslında komisyon kararları ve kendisi başlı başına bir inceleme konusunu oluşturuyor. İnsanların hayatından koca üç yılı aldılar. İftira ile ihraç edenler kuşkusuz yaptıklarının arkasında duracaklar. Nasıl ki ihraçların siyasi ve politik bir karar olduğu ortaya çıktı, komisyon kararlarının da politik olduğu gün gibi ortada.”
"KARARI YOK HÜKMÜNDE SAYIYORUM"
Komisyonda ‘ret’ kararı alan başka bir isim ise Mazlum Çetinkaya. Çetinkaya, öğretmenlik mesleğine dönebilmek için OHAL Komisyonu’ndan çıkacak kararı bekledi.
Komisyondan ‘ret’ kararı alan Çetinkaya, “Çok olumlu sonuç alacağımı beklemiyordum” diyerek şöyle devam ediyor: “Çünkü bu komisyon hukuki bir komisyon değil siyasi bir komisyon. İstihbarat ve emniyet raporları üzerinden kararlar verdiğine inanıyorum. Bu süreçte bütün sosyal, hukuki ve yasal haklarımızdan mahrum bırakıldık. 1970’ler Almanya’sının göçmen işçilerinin kaçak çalışması gibi sağda solda ekmek parası kazanmaya çalıştık.”
Çetinkaya ihraç edilen Eğitim Sen üyeleri ile birlikte işlerine geri dönebilmek için İstanbul’un çeşitli bölgelerinde her hafta basın açıklamalarına katıldı.
KHK mağdurlarına dikkati çekmek için bu eylemlere başladıklarını söyleyen Çetinkaya, “Bu üç yıllık süreçte iki kış eylem alanlarında geçti. Yetmiş hafta, haftada dört gün Kadıköy Boğa Meydanı’nda direnişteydik. Bu konuda bir kamuoyu oluşturmaya çalıştık. OHAL Komisyonu üyelerinin birçoğu bizim terörle bağlantımızın olmadığını biliyorlardı. Ancak muhalif oluşumuz bu ret kararlarının bir başka gerekçesini oluşturdu. Bu yüzden bu komisyonun kararını ben de yok hükmünde sayıyorum. Bundan sonraki süreçte hukuki olarak mücadelemize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Kendimizden emin olduğumuz için bu süreci kazanacağız. İdeallerimize, düşüncelerimize ve ekmek paramız konusunda yolumuza devam edeceğiz.” diye konuştu.
HUKUKİ YOL HARİTASI NASIL OLACAK?
Hukukçu Erkan Şenses, komisyondan ‘ret’ kararı alanlarla ilgili atılacak hukuki adımları anlatırken, “Ret kararı tebliğ edilen kamu emekçileri tebliğden itibaren 60 gün içinde Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenen Ankara İdare Mahkemelerinde son görev yaptıkları kurum veya kuruluş aleyhine iptal davası açabilirler.” dedi.
İdare mahkemesinden de olumsuz sonuç alınırsa ne yapılacak? Şenses bu soruyu şöyle cevaplıyor: “Bu davalarda mahkemeler dar bir KHK yorumuyla yürütmenin durdurulması taleplerini incelememektedir. Ancak duruşmalı inceleme talebinde bulunmak mümkün. Ankara İdare Mahkemesi’nden ret kararı çıkması halinde ihraç edilmiş kamu emekçileri karara karşı Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne istinaf başvurusunda bulunup oradan da ret almaları durumunda Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunmaları gerekiyor.”
Danıştay’ın da temyiz müracaatını reddetmesi halinde KHK mağdurlarına bu sefer Anayasa Mahkemesi (AYM) yolu görünüyor. Şenses, AYM safahatını şöyle anlatıyor: “Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruda kabul edilemezlik kararı veya ihlal edilmediğine kararı verirse bu durumda da ilgili kamu emekçisinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunması gerekiyor."
Bu yollardan birinin tüketilmeden AİHM’ye gidilmesi halinde AİHM’nin iç hukuk yollarını tüketme kuralına uyulmadığı gerekçesiyle dosyayı reddetmesini kuvvetle muhtemel olduğunu belirten Şenses, "Bugün OHAL Komisyonu’ndan başvurunun reddi kararı alan bir kamu emekçisini iç hukukta idare mahkemesi, bölge idare mahkemesi, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi yolunu tüketmesi halinde en az 6 yıl sürecek bir hukuk mücadelesi bekliyor. AİHM’de de bir başvurunun en az 5 yıl içinde sonuçlandığı düşünüldüğünde 11 yıl sürecek bir hukuk mücadelesi kamu emekçilerini bekliyor.” dedi.
"AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ'NDEN UMUTLUYUM"
Şenses açıklamasına şöyle devam etti: “Bir kimse örgüt üyesi ise zaten kamuda görev yapamıyor. Ancak ‘terör örgütleriyle iltisaklı-irtibatlı olma’ düzenlemesi 15 Temmuz 2016 tarihinden sonra çıkarılan OHAL, KHK ile getirilmiştir. Bu tarihten önce mevzuatta terör örgütleriyle iltisaklı-irtibatlı olma konusunda bir hukuki metin mevcut değildi. Hukukta evrensel kural getirilen dikkat edilecek olan, hele cezai sonuçlar doğuracaksa bir düzenlemenin düzenleme tarihinden önceki fiillere uygulanmaması gerektiğidir."
Şenses, "terör örgütleriyle iltisaklı-irtibatlı olma" düzenlemesi kamu görevinden çıkarılan kamu emekçileri açısından erişilemez ve öngörülemez bir mevzuata dayanılarak uygulandığını vurguladı.
Şenses, "Zira bir kimseye atılı fiillerin iltisak-irtibat olarak kabul edilerek o kişinin kamu görevinden çıkarılması bir ceza olup Anayasa’nın 38’nci Maddesi’nde koruma altına alınan suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği o kuralın getirildiği tarihten sonraki fiillere uygulanması gereklidir.” diye konuştu.
"İHRAÇLAR USÛLEN AYKIRIYDI"
OHAL Komisyonu’ndan ‘ret’ kararı alanların iç hukukta şanslarının düşük olduğunu kaydeden Şenses, bunun sebebini de şöyle açıklıyor: “Yargı ve yürütme arasındaki sorunlu ilişki, Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun yapısı gibi çeşitli etmenlerin rolü büyük bu tahminimde. İç hukukta sonuç alamayan ihraç edilmiş kamu emekçilerinin usul bakımından ihraçlar hukuka aykırı olduğundan iç hukukta sonuç alamazsa AİHM’den sonuç alabileceği konusunda umutlu olduğumu ifade etmem gerekir.”