Merkez Bankası ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) reel sektörün bilançosunu çıkardı. 2009-2019 arasında reel sektörün döviz borcu ve kur riski katlanarak arttı. 2,7 trilyon liralık borç riski alarm veriyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Merkez Bankası'nın (TCMB) ortak çalışması neticesinde sektör bilançoları ilk kez idari kayıtlara dayalı olarak 2009-2019 yılları için hazırlandı.
Oluşturulan veri tabanı Türkiye'deki 1 milyon üzerindeki firmanın 11 yıllık finansal analizini ortaya koyarak, reel sektörün röntgenini çekti. Bu süreçte reel sektörün borçluluğu dikkat çekici bir biçimde büyürken, yabancı para kredilerinin toplam borçlardaki yükselen payı riskleri artırdı.
KREDİ YÜKÜ AĞIR
Reel sektörün iç ve dış borçları 2019'da 2 trilyon 764 milyar 634 milyon liraya ulaştı. Bu tutarın 1 trilyon 649 milyar 199 milyon lirasını yabancı para cinsi nakdi ve gayri nakdi kredilerden oluştu.
Türkiye'deki firmaların bilançolarına göre toplam aktif büyüklükleri ise geçen yıl 8 trilyon 591 milyar 115 milyon lira olarak hesaplandı. Firmaların tasfiye olunacak krediler toplamı ise 2018'deki 57 milyar 632 milyon lira seviyesinden 2019 sonunda 105 milyar 637 milyon liraya kadar çıktı.
Veriler, reel sektörün döviz borcu ve kur riski ile Covid-19 salgının başladığı 2020'ye girdiğini gösterdi.
Reel sektörün finansmanı konusunda en önemli kırılganlığı olan döviz borcu, bilançolardaki bozulmayı da artırdı.
Reel sektörün borçluluğu (kaldıraç oranı) 11 yılda 11,5 puan artışla yüzde 71,2'ye yükseldi.
DÖVİZ RİSKİ BÜYÜK
Sadece nakdi kredi riski 1 trilyon 932 milyar 282 milyon lirayı bulan firmaların borç riskinin yüzde 62,6'sını yabancı para cinsi krediler oluşturdu.
İmalat girdilerinin çok büyük kısmı dövizle finanse edilen reel sektörde artan girdi maliyetlerinin de etkisiyle birlikte brüt kârlılık oranları da geri çekildi. Stok ve alacak devir hızları neredeyse son 11 yıldır aynı seviyelere takıldı.
Şirketler alacaklarını yaklaşık 75-90 gün aralığında tahsil etmeye alıştılar. Ayrıca firmaların sabit kıymetlerinin aktiflere oranı 8,1 puan azalarak yüzde 42'ye geriledi.
Bilanço verileri şirketlerin makine ve teçhizata yatırım yapma eğiliminin de zayıfladığını da ortaya koydu.
2009 yılında yaklaşık 642 bin lira olan firma başına düşen borç riski, 2019 yıl sonunda 3 milyon 786 bin liraya yükseldi. Firmaların özkaynak kârlılığı yani mali rantabilitesi ise yüzde 6,8'den 10,2'ye çıkarak 2019 sonu enflasyon oranının altında kaldı.