Süleyman  Bağ arkadaşımız anlatmaya devam ediyor:

Kültürel Zirveler ve Dinlerarası Diyalog Programın birçok bölümü diyaloğa odaklanıyor. Yazar ve çevirmen Dr. Arhan Kardaş, Kur’an’ı Kant’ın fikirleriyle ilişkilendiriyor. Hristiyanlar ve Müslümanlar için ortak masa sohbetleri ve “3 KADIN, 3 DİN, 1 KONU” adlı podcast gibi özel bölümler, inanç ve barış üzerine derinlemesine konuşmaları teşvik ediyor. Kiliselerde yapılan sergiler, kitap fuarları ve konferanslar, MKW’nin dinler arası işbirliğine olan açıklığını vurguluyor.

Ortak Bir Amaç

Berlin Müslüman Kültür Haftası, çeşitliliğin bir zenginlik olarak yaşanabileceğini gösteren etkileyici bir örnek. İnsanları bir araya getiriyor, düşünmeye teşvik ediyor ve kalıcı izler bırakıyor. Levent Kılıçoğlu, deneyimlerini şu sözlerle özetliyor:

“MKW, kendi bakış açımızın ötesine geçmenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. 2025’teki MKW’yi şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum!”

Etkinliklerimiz, farklı kültürel ve dini geçmişe sahip insanlarla diyalog kurma fırsatı sunuyor. İlham verici paneller, heyecan verici atölyeler, sanatsal performanslar ve çok daha fazlası sizleri bekliyor. Birlikte köprüler inşa etmek ve diyaloğu teşvik etmek istiyoruz – şehrimizde açık, çeşitli ve dayanışmacı bir yaşam için.

İslam sanatı, dinin günlük yaşamdaki rolü veya güncel toplumsal konular hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız – Müslüman Kültür Haftası 2025 herkes için bir şeyler sunuyor. Tüm etkinlikler, kökeni veya inancı ne olursa olsun, herkese açıktır.

Gelip birlikte yeni bakış açıları keşfedin ve şehir toplumundaki birlikteliği güçlendirelim. Katılımınızı ve diyalog için vereceğiniz sesi dört gözle bekliyoruz!

Daha fazla bilgi ve ayrıntılı program için: www.mkw-berlin.de

MKW 2025: Diyalog Yoluyla Barış

Berlin’de Müslüman kültürünün çeşitliliğini, zenginliğini ve dinamizmini keşfedin!

“Diyalog Yoluyla Barış” mottosuyla sizi Müslüman Kültür Haftası 2025’e içtenlikle davet ediyoruz.

26 Eylül – 5 Ekim 2025 tarihleri arasında, diyalog, değişim ve karşılıklı anlayışa odaklanan çok yönlü bir program sizi bekliyor.

Dresden'de Şam’dan Bir Miras: Damaskus Odası

Uzun yıllar süren titiz bir restorasyonun ardından, 19. yüzyılın başlarından kalma görkemli bir iç mekân tasarımı olan Damaskus Odası, Dresden'de ilk kez tüm ihtişamıyla sergileniyor. Dresden Etnoloji Müzesi’nde yer alan oda, renkli detayları ve zengin süslemeleriyle Osmanlı dönemi Şam’ının zarif konukseverlik kültürüne ışık tutuyor.

1810/11 yıllarında Şam’da inşa edilen bu duvar ve tavan kaplamaları, dönemin zengin kesiminden bir ailenin konuklarını ağırladığı salona aitti. Altın varaklı süslemeler, çiçek desenleri, meyve tasvirleri ve Arapça yazıtlarla bezeli 113 parçalık bu oda, 1899 yılında sanat koleksiyoncusu Karl Ernst Osthaus tarafından Almanya’ya getirildi – ancak hiçbir zaman sergilenmedi.

1930’da parçaları Hagen kentinde bulunan oda, daha sonra Dresden Etnoloji Müzesi’ne bağışlandı. 1997 yılında başlayan restorasyon süreci tam 25 yıl sürdü. Yıllarca kullanımda kalan ve ardından uygun olmayan koşullarda saklanan parçalar, toz, boya kalıntıları ve hatta küf nedeniyle büyük zarar görmüştü. Restorasyon ekibi, özgün renkleri ve desenleri itinayla yeniden gün yüzüne çıkardı – ama odanın yaşanmışlık izlerini de korudu.

Bugün, Damaskus Odası dünya üzerinde özgün formuyla ayakta kalan nadir Osmanlı-Şam odalarından biri olarak kültürel bir hazine niteliği taşıyor. Yanı sıra düzenlenen sergide, 19. yüzyıl Şam’ında konukseverlik gelenekleri anlatılırken, günümüz dünyasındaki farklı misafirperverlik biçimleri de sorgulanıyor.

Damaskus Odası yalnızca bir sergi değil – aynı zamanda bir buluşma noktası. Ziyaretçiler burada çay içebilir, kitap okuyabilir, sohbet edebilir ya da sadece bu eşsiz atmosferde dinlenebilir. Oda, kültürel etkinlikler ve yaratıcı projeler için yaşayan bir mekâna dönüşüyor.

Bu etkinleklerden biri de odayı kaligrafı yazısı ile süsleyen 10 Arapça beytle ilgili. Bu beyitler 11 yy. da yaşayan büyük İslam alimi İmamı Gazali'ye ait. Yılda 10 defa müze yönetimi her bir beyitle ilgili bir ‚sohbet‘ düzenliyor. Sohbete çoğu Müslüman olmayan yaklaşık  25-30 kişi katılıyor. Damaskus odasının sergilendiği mekanın önündeki sedirde yapılan sohbette katılımcılar 11 yüzyıla ait beyitlerin bugün kendileri için ne ifade ettiğini değerlendiriyorlar.