Reza Zarrab, duruşma boyunca resmi kayıtlara geçen tek sözü İngilizce olarak söylediği ‘I understand‘ (Anladım) kelimesi oldu. Amerika’nın Sesi, mahkeme tutanaklarını yayınladı.
New York’ta Savcı Preet Bharara’nın hakkında hazırladığı iddianamede dört ayrı suçlamadan yargılanan İran asıllı Türk işadamı Reza Zarrab'’ın davasında savcıların mahkemeye yeni deliller sunmak için çalışmalarını yoğunlaştırdığı öğrenildi.
Amerika’nın Sesi’nin soruşturmayı yürüten savcılık kaynaklarından elde ettiği bilgiye göre, yeni delilleri mahkemeye sunmak için sayıları yüzbinlerle ifade edilen belgeler, yazışmalar ve telefon kayıtları inceleniyor.
Yeni delillerle ilgili çalışmaların en geç bu ay sonu tamamlanması bekleniyor. Hukukçular ise dava iddianamesine savcının yeni delillerle ek yapabileceği görüşünde
Hazırlanan ek iddianameyle Türkiye’nin de suçun işlendiği yer olarak iddianameye girmesinin ardından Türkiye ile ilgili delillerin ne olduğu konusunda veya yeniden bir ek iddianame hazırlanıp hazırlanmadığı konusunda ise savcılık kaynakları bilgi vermiyor ve yorum yapmıyor.
Türkiye’de kapatılan 17 -25 Aralık soruşturmasının kilit ismi olan Sarraf ile ilgili yeni deliller Amerikan ceza yasalarına göre 16 Haziran’da yapılacak duruşmanın öncesinde, müvekkillerini savunabilmeleri için Sarraf’ın avukatlarına da sunulacak.
Mahkeme tutanakları
Amerika’nın Sesi, New York’ta hakkında açılan soruşturma nedeniyle geçtiğimiz hafta hakim karşısına çıkan Rıza Sarraf’ın katıldığı ve suçlamaları kabul etmediği duruşmanın tutaklarına ulaştı. Mahkeme tutanaklarında değişiklik veya redaksiyon amacıyla henüz itiraz süresi dolmadığı için duruşma tutanakları adli sistemde yayınlanmadı. Ancak bu tutanaklarda, Amerikan devleti adına iddia makamının yeni deliller bulmak için çok sayıda belgeyi araştırdığı, mahkemeden en az 30 gün ek süre istediği ve sayıları yüzbinlerle ifade edilen belgelerin incelendiği belirtiliyor.
Tutanaklarda; duruşmayı dinleyiciler sırasında izleyen, ancak hiç konuşmayan New York Güney Bölgesi Savcısı Preet Bharara’nın da dinleyici değil, davayı açan federal savcı olarak geçtiği yazıyor.
Mahkeme yargıcı Richard Berman’ın karşısına Rıza Sarraf’ın yanı sıra Amerikan devletini temsilen Savcı Preet Bharara, savcı yardımcısı Sid Kamaraju, Sarraf’ ın avukatları Benjamin Brafman, Mare Anglefilo, Joshua Krishner, Sarraf soruşturmasını yapan ekipte yer alan iki FBI ajanı ve Türkçe simultane çeviri yapan bir tercüman yer aldı.
Tek kelimeyi çevirmen için kullandı
Rıza Sarraf’ın duruşma boyunca resmi kayıtlara geçen tek sözü İngilizce olarak söylediği ‘I understand‘ (Anladım) kelimesi oldu. Hakim Berman ve Rıza Sarraf arasında geçen bu diyalog tutanaklara ise şöyle yansıdı;
Hakim Richard Berman: “Başlangıçta bilmenizi istediğim bir şey var Sayın Brafman ve sanırım biliyorsunuz. Türkçe bir çevirmen ayarladım.”
Avukat Benjamin Brafman: “Evet efendim. Günaydın. Bu duruşmada olmak her zaman için bir onur. Çevirmen ayarladığınız için teşekkürler. Sabah müvekkilimle İngilizce konuştuk. Onun tercihi mahkeme sürecinde tercüman kullanılması. Bize bunu sağladığınız için teşekkürler. Sabah müvekkilimle konuşma fırsatımız oldu ve duruşma için hazırız.”
Hakim Richard Berman: “Duruşmada sonradan değil, anında tercüme yapılacak”
Avukat Benjamin Brafman: “Evet”
Hakim Richard Berman: Rıza Sarraf’ a dönerek; “Bay Sarraf, bu duruşmayı çevirmen yardımıyla izleyeceksiniz”
Sanık Rıza Sarraf: “I understand (Anladım)”
?Mahkemeye ek deliller hazırlanıyor
Duruşma tutanaklarına geçen diğer bir ayrıntıda, iddia makamının yeni delilleri araştırdıkları ve sayıları yüzbinlerle ifade edilen belgeleri araştıran savcılığın çalışmaları tamamlamak için mahkemeden en az 30 gün daha istemesi de tutanaklara şöyle yansıdı;
Hakim Richard Berman: “Sayın Brafman, bu davada iddiaları kabul etmeyip (müvekkilinizin) suçsuz olduğunu beyan ettiniz. Bu arada devlet (iddia makamı) ile zamanlama konusunda bir tercih ve bir sonraki aşama için bir görüşmeniz oldu mu?”
Avukat Benjamin Brafman: “Evet efendim. Devlet bu konuda oldukça nazik davrandı. Biz bugün bir kefalet karşılığında salıverilme talebinde bulunmayacağız. Bu talebimizi mahkemenin ve devletin daha uygun bir zamanında yapacağız. Bu konuyu (Kefalet duruşmasını kast ediyor) bir anlaşmayla çözme umudunu taşıyoruz. Bu konuda mahkemeniz bize uygun bir zamanlama ve fırsat verirse, hazırlayacağımız kefalet paketini sizin önceden daha gözden geçirme şansınız olacaktır. Devlet bize bu sabah soruşturma sürecini hızlandıracağını beyan etti. Tahmin edebileceğiniz gibi sayfalarca belgelerin içerisindeler. Bir şekilde bize ivedi bir format içerisinde mümkün olan en kısa zamanda verecekler. Konuşmamıza göre bu işin onların açısından bitmesi ve mahkemeye devam edilmesi için 30 gün gerekiyor. Biz de bu süreç öncesinde mahkemenize de bildireceğimiz kefalet duruşması talebimizi ileteceğiz.”
Hakim Richard Berman: “Bu konuda bir araya gelip konuşup uzlaşırsanız mutlu olurum. Bu şekilde daha iyi olur. Bu konuda anlaşamazsınız zamanı gelince beni size de önceden bildirilmek kaydıyla bir duruşma zamanı veririm.”
Devlet Savcısı Sid Kamaraju: “Efendim, mahkemeye sunulacak deliller konusunda, soruşturmayı bir kaç ayrı bölümde sürdürüyoruz. Ana elektronik posta belgeleri, banka kayıtları, telefon kayıtları gibi. Burada konusunu ettiğimiz binlerce, yüzbinlerce sayfa. Savunma avukatıyla bunu konuştuk. Onlara da müşterek çalışıp en kısa süre içerisinde onlara da vereceğiz. Mahkemeden 30 gün daha istiyoruz”
Hakim Richard Berman: “Buraya yeniden gelmek için otuz gün mü dediniz?“
Federal Savcı Sid Kamaraju: “Esas olarak üzerinde halen çalıştığımız soruşturmayı tamamlamamız için otuz güne ihtiyacımız var demek istedim. Duruşma günü bu süreden sonra belirlenebilir”
Hakim Richard Berman: “Bay Brafman sizin için uygun mu?”
Avukat Benjamin Brafman: “Tamamıyla efendim”