ABD'de tutuklanan Reza Zarrab'ın anlaştığı dev hukuk firması Clifford Chance'ın, AKP hükümetinin kullandığı uluslararası ticari aracı bankalara danışmanlık verdiği iddia edildi.
İddiaya göre Clifford Chance, Gebze-Orhangazi- İzmir otoyolu ve Osmangazi Köprüsü finansman projeleri için de çalışmış.
17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk skandalının merkezindeki isim Reza Zarrab'ın ABD’nin New York kentindeki tutukluluğu devam ediyor. İran’a yönelik uluslararası yaptırımları delmek, kara para aklamak ve bankaları dolandırmak gibi suçlardan, New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara’nın, hakkında 75 yıl hapis istediği Rıza Sarraf’ın son olarak kefaletle ev hapsi talebi de reddedilmişti.
Davanın ana Avukatı Benjamin Brafman, daha önce Mahkeme’ye sunduğu dilekçelerde belirttiği gibi, davanın iptali başvurusu ve bu konuda 6 Eylül’de yapılacak ön duruşma için çalışıyor. Bu kapsamda Zarrab'ın savunma ekibine son hafta içinde yüksek profilli beş yeni avukat dahil edildi.
Brafman haber vermişti
BirGün gazetesinden Ömür Şahin Keyif'in haberine göre, bu avukatlardan ikisi İngiltere’nin en iyi beş hukuk firmasından biri olarak kabul edilen ve dünyada da çok büyük prestije sahip olan Clifford Chance’ın New York ve Washington ortakları. Sarraf’ın suçlandığı konularda çok yetkin olan bu iki ismin Avukat Brafman tarafından, kendisinin eksik kaldığı noktaları tamamlamak için seçilmiş olabileceği ifade ediliyor. Brafman, 2 Haziran’daki kefalet ön duruşmasının açılışında da "şimdi buna odaklanmayacağım ama ambargonun uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiği düşüncesindeyiz" demiş ve bu yeni uzman avukat atamaları hamlesinin sinyallerini açıkça vermişti.
Türkiye’yi yakından tanıyor
Öte yandan, Iran ambargosu, ilgili kanun ve yönetmeliklerin kapsamı konusunda Sarraf’ın savunma ekibine destek veren Clifford Chance, AKP hükümetinin de yakından tanıdığı bir firma. Türkiye’nin bu firmayı uluslararası finans piyasalarına açılırken kullandığı (hazine bonosu); yani firmanın Türkiye’nin uluslararası finans piyasasından borç aldığı finansman projelerinde merkezi rol aldığı ve bu finansman projelerine aracılık eden Citigroup, Credit Suisse ve JP Morgan gibi uluslararası ticari bankalara uzun yıllardır danışmanlık verdiği biliniyor.
Sarraf davasını CHP Genel Merkez görevlendirmesiyle takip eden New York, İngiltere ve Virjin Adaları barolarına kayıtlı Avukat Yegâne Güley, sosyal medya hesaplarından paylaştığı yorumunda, “Ben Londra’da çalışırken Türkiye Cumhuriyeti yabancı borçlanmaları için uluslararası finans piyasasına bono çıkarılma işlemlerinde bu hukuk firmasını kullanıyordu” ifadelerine yer verdi.
14,38 milyar lira
Clifford Chance’ın internet sitesinde ise Türkiye’yle ilişkilerine dair çokça veri bulunuyor. 25 Haziran 2015 tarihli nota bakılırsa bu ilişki bono çıkarılmasına aracılık etmek ile de sınırlı değil. Beş yıldır Türkiye’de de ofisi bulunan ve Türkiye’nin ekonomik yapısını çok yakından tanıyan firmayla ilgili bir başka ilginç detay ise, Osmangazi Köprüsü’nü de içeren Gebze-Orhangazi- İzmir otoyolu projesi için Otoyol Yatırım ve İşletme A.Ş.’ye 4,96 milyar dolarlık (yaklaşık 14,38 milyar lira) kredi imzalanırken, taraflara bankacılık ve finansman hukuku danışmağı vermiş olması.
Clifford Chance’ın internet sitesinde, söz konusu kredinin Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu’nun (Osmangazi Köprüsü dahil) Faz 2 B’nin finansmanını, Faz 1 ve 2 A’nın ise yeniden finansmanını kapsadığı ifade ediliyor. Proje toplamda var olan belli bölümlerin devri ve genişletilmesi de dahil 421 kilometrelik yeni otoyolun inşaatından oluşuyor. Türkiye tarihinin en pahalı projesi olduğunun da altı çizilen projenin sponsorları olarak, Nurol İnşaat ve Ticaret A.Ş., Özaltın İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş., Makyol İnşaat Sanayi Turizm ve Ticaret A.Ş., Astaldi S.p.A. ve Göçay İnşaat Taahhüt ve Ticaret A.Ş. sıralanmış.
Faz 1 ve Faz 2 A’nın yeniden finansmanı ile Faz 2 B’nin finansmanının ise Akbank T.A.Ş., Finansbank A.Ş., T.C. Ziraat Bankası A.Ş., Türkiye Garanti Bankası A.Ş., Türkiye Halk Bankası A.Ş., Türkiye İş Bankası A.Ş., Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. ile Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.’nin yanı sıra Deutsche Bank AG'nin Londra şubesi tarafından karşılandığı belirtilirken, her bir bankanın eşit miktarda kredi verdiği belirtiliyor. Projenin toplamda 7,2 milyar dolara mâl olmasının beklendiği de not düşülmüş.
Başka finansman projelerinde de görevlendirilmişler
Clifford Chance yöneticilerinden Nicholas Wong, anlaşma sonrası yaptığı açıklamada ise firmanın Türkiye’yle olan ilişkisine şöyle değinmiş: “Bu proje, Türkiye’de finansman modelini bizim geliştirdiğimiz büyük enerji ve altyapı projeleriyle birlikte, Türk ekonomisinin daha da gelişmesine fazlasıyla yardımcı olacak ve milyonlarca insana faydalı olacaktır.”
İmza sürecinde Nicholas Wong’a Sydney, Singapur ve Londra ofislerinden de hukukçular eşlik etmiş. Londra Partneri David Metzger, konstrüksiyon, işletim ve bakım hukuku danışmanlığı vermiş.
Tesadüf mü?
Peki İngiltere Merkezli Clifford Chance’ın ortaklarının Sarraf’ın yeni avukatları olarak atanması tesadüf mü? Bir görüşe göre, olmama ihtimali çok yüksek. Clifford Chance’ın bu yüksek kalibreli iki avukatının, firmayla AKP’nin bağlantısı üzerinden tavsiye edilmiş olabileceği iddialar arasında. ABD’nin New York ve Washington kentlerinde Clifford Chance ortaklarının kalibresi ve tecrübesine sahip hatta daha da köklü olan firmalar olduğu iddia ediliyor. İddiaya göre resmi bir görüşme olmasa da gayriresmi şekilde Clifford Chance’dan tavsiye istenmiş, firma da ABD’deki Iran ambargoları kanun ve yönetmelikleri uzmanı ortağının yanı sıra kara para aklama davaları uzmanı ortağını adres göstermiş olabilir.
Strateji oyunu
New York Barosu’na kayıtlı Avukat Arda Beşkardeş ise savunma tarafının bu seçiminde rol oynayan en önemli faktörlerin söz konusu avukatların özgeçmiş, tecrübe ve bilgileri olabileceğinin altını çiziyor. Clifford Chance’ın bir avantajı da küresel olarak daha etkin olması, ayrıca firmanın kurumsal birikiminden de faydalanmak istenmiş olabilir, diyor.
Ancak ekliyor: Bu tip ceza davalarının hepsi, boyutu ne olursa olsun bir strateji oyunu.
“Davalarda taraflar karşılıklı belgelerini birbirine açıklamak zorunda. Ancak stratejilerini açıklamak zorunda değiller” diyor Beşkardeş ve devam ediyor: “Avukatlık jargonunda bu stratejilerin hazırlandığı yere ‘war room’ (savaş odası) denir. Karşı tarafı ters köşeye yatırmak ya da karşı tarafa sinyal vermek de stratejinin parçası olabilir. O savaş odasında ne yaptıkları konusunda da tahmin yürütülebilir”.
Kaynak: Birgün