Önceki hafta altı gazetecinin müebbet hapse mahkum olması, uluslararası basında eleştiri konusu olmaya devam ediyor.
Romanyalı yorumcu Matei Martin, gazetecilerin terörizm gibi ağır bir suçla mahkum edildiğini hatırlatarak halen tutuklu gazeteciler için somut adım atılmamasını sorguladı.
Genç gazeteci Martin, haftalık gazete Dilema Veche’de yayınlanan makalesinde Türkiye’yi 'gazeteciler için en büyük hapishane’ olarak tanımlıyor. Tüm dünyanın gazetecilere verilen müebbet hapis kararını 'politik bir intikam’ olarak gördüğünün altını çizen Matei Martin, birçok meslektaşı gibi Erdoğan’ın 15 Temmuz sonrasında ilan ettiği olağanüstü halin 'siyasi tasfiye’ maksatlı olduğunu düşünüyor.
Bu süreçte, 170 yayın organı ve 100 bin portal-sosyal medya hesabının durdurulduğunu hatırlatan Rumen gazeteci, ''Erdoğan, siyasi rakiplerini safdışı bırakmak ve medyanın eleştirel ağzını kapamak için darbeyi bir fırsata dönüştürdü. Zaten Türk otoriteleri muhalifleri çok sık terörizm ya da terörist organizasyona katılmakla suçluyor. Yakın geçmişte gazeteciler için de böyle oldu.’’ ifadelerini kullanıyor.
Müebbet hapse mahkum olan altı gazeteci arasında yer alan Mehmet Altan’ın da aynı suçlamaya maruz kaldığını belirten Matei Martin yazısını şöyle sürdürüyor:
''Denemeci, reklamcı, televizyonlarda tanınan bir sima, bir entelektüel Mehmet Altan. Türkiye’nin AB’ye katılımını desteklemiş; marksist-liberal olarak kendini tanıtmaktan hiçbir zaman çekinmemiş biri.
Diğer birçok demokrasi savunucusu gibi askeri elitlerle mücadelesinde Erdoğan’ın yanında pozisyon aldı. Erdoğan’ın millliyetçi ve Avrupa karşıtı söylemlerini de eleştirmekten geri durmadı.
Darbeden bir gün önce Altan bir televizon kanalının stüdyosundaydı. İki ay sonra tutuklandı. Darbe için 'subliminal mesaj' göndermekle suçlandı. Gülen hareketiyle ilişkisi soruşturuldu. Duruşmaları Avrupalı meslek örgütü temsilcileri takip etti.
Acı ve ironik bir şekilde, söz konusu altı gazeteci, Deniz Yücel’in serbest kaldığı gün müebbet hapse mahkum oldu. Die Welt muhabiri Deniz Yücel, bir yılı aşkındır cezaevindeydi; ona da ne ile suçlandığı söylenmemişti. Kuvvetle muhtemel onun serbest kalması bazı karmaşık pazarlıklar (gerçi Angela Merkel onu çok defa istemişti) sonucu gerçekleşti. Alman vatandaşı olarak Yücel bir bakıma şanslıydı. Peki, tutuklu diğer gazeteciler için uluslararası toplum ne yapabilir? İmza kampanyası, açık mektuplar ya da beyanatlardan başka...’’