Medya özgürlüğü alanında dünya sıralamasının sonlarında yer Türkiye'de basın ihlalleri bitmek bilmiyor. Gazetecilik faaliyetlerinden dolayı her gün gazetecilere çeşitli soruşturmalar açılıyor. 30 kadar gazeteci ise hala Silivri'de tutsak edilmeye devam ediliyor. Medya özgürlüğünün kıskaç altına alındığı bir dönemde ‘pes dedirtecek' bir olay gazetemizin muhabiri Cihan Acar'ın başına geldi.

Acar'a 24 Aralık 2015 tarihinde yaptığı bir röportaj nedeniyle TCK'nın 301. maddesi “Türk Milletini, Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisini Alenen Aşağılama” suçu nedeniyle dava açıldı. Bağımsız Gazeteciler Platformu P24'ün avukatı Veysel Ok ile röportaj yapan Acar, haberde geçen sözleri sanki kendi söylemiş gibi gösterilmeye çalışıldı. Davaya konu olan haberde Veysel Ok'un Sulh Ceza Hakimlerini eleştiren, “Son 2 yıldır karşılaştığımız hemen hemen tüm yargı mensupları tek renkli, tek fikirli Sulh Ceza Hakimlerini görüyoruz” sözlerini gazetede yazmak suç sayıldı. Savcılık soruşturmasında ifadesine başvurulan Acar, haberde geçen ifadelerin Avukat Veysel Ok'a ait olduğunu söylese de soruşturma davaya dönüştü. İstanbul 73. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada Acar, altı aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak.

Adalet Bakanlığının veya bizzat Adalet Bakanının iznine tabi tutulan suçlar arasında yer alan TCK 301 Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'nin ihbar etmesiyle başladı. Dosya önce Ankara'da açıldı. Daha sonra ise yetki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına verildi. Dikkat çeken ayrıntı ise ihbar tarihi oldu. 24 Aralık'ta yayımlanan haberle ilgili Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği 5 gün sonra ‘Devletin yargı organlarını alenen aşağılama' suçu ile ihbarda bulundu. Bunun üzerine röportajı yapan gazeteci Cihan Acar hakkında soruşturma başlatıldı. Acar, muhabir olmasına rağmen yazar gibi gösterildi.

Ahmet Altan, Hasan Cemal gibi birçok duayen gazetecinin avukatlığını yapan Veysel Ok, Özgür Düşünce'ye verdiği röportajda şu ifadeleri kullanmıştı: “Son 2 yıldır karşılaştığımız hemen hemen tüm yargı mensupları tek renkli, tek fikirli Sulh Ceza Hakimlerini görüyoruz. Buralarda görülen davalarda ne savunma, ne itiraz işliyor. Şu anda bütün gazeteciler sürekli 12 tane Sulh Ceza Hakimliğine çıkıp duruyor. Bu hakimlerin paylaşımları ve sempatileri belli.”