Rusya, Almanya'da 23 Şubat'ta yapılacak seçimleri kendi lehine sonuçlar doğuracak şekilde etkilemeye çalışıyor. Peki bunda ne kadar başarılı oluyor? Rusya hangi partileri destekliyor?
Almanya, 23 Şubat'ta erken seçimlere gidiyor. Ve bu seçim öncesi, daha önce olduğu gibi, Rusya yine dezenformasyon yoluyla kamuoyunu etkilemeye çalışıyor. Rusya'nın Eylül 2021'de yapılan Federal Meclis seçimlerinde de seçmenleri yönlendirmeye çalıştığı biliniyor. Ayrıca Kasım 2024'teki ABD başkanlık seçimlerine, Haziran 2024'te de Avrupa Parlamentosu seçimlerine müdahale etmeye çalışmıştı.
Uzmanların gözlemlerine göre, Rusya 23 Şubat öncesi yürüttüğü dezenformasyon kampanyalarıyla özellikle siyasi yelpazenin merkezinde yer alan partileri karalamayı deniyor.
Almanya'daki siyasi gelişmeleri izleyen Gözlem, Analiz ve Strateji Merkezi (CeMAS) uzmanlarından Lea Frühwirth, en çok Yeşiller, Hristiyan Demokrat Birlik (CDU)ve Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) başbakan adaylarının hedefte olduğunu belirtiyor. İslam ve göç karşıtı aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi ise nadiren bu kampanyalarda görülüyor, "Yer aldığında da çoğunlukla sadece olumlu" diye ekliyor.
Kamu yararı güden bir kuruluş olan CeMAS, komplo teorileri, antisemitizm ve aşırı sağ konularını büyüteç altına alan bir kuruluş.
Yalan haberlerin hedefindeki başbakan adayları
Karalama kampanyalarına alet edilen yalan haberlere örnek çok.
Örneğin, Şubat ayı başında dolaşıma sokulan bir videoda kamuoyu yoklamalarında açık arayla önde görünen ana muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU ve CSU) partilerinin başbakan adayı Friedrich Merz'in psikolojik kriz geçirdiği iddia edildi. Buna göre,Merz 2017'de geçirdiği krizin yanı sıra intihar etmeye de kalkıştı. Ve bu video 10 gün içinde yaklaşık 5,5 milyon kez görüntülendi.
Dezenformasyon siteleri, ana muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU ve CSU) partilerinin başbakan adayı Friedrich Merz'in psikolojik kriz geçirdiğini iddia etti. Buna dair video 10 gün içinde yaklaşık 5,5 milyon kez görüntülendi.Dezenformasyon siteleri, ana muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU ve CSU) partilerinin başbakan adayı Friedrich Merz'in psikolojik kriz geçirdiğini iddia etti. Buna dair video 10 gün içinde yaklaşık 5,5 milyon kez görüntülendi.
Seçimler sonrasında başbakan olma ihtimali oldukça yüksek görünen Merz'in hasta olduğuna kanıt olarak ise "Albert Mertens" adlı bir "psikiyatriste" ait imzalı belge gösterildi. Belgede Mertens için "Psikoloji Psikoterapisti" ünvanı kullanılıyordu.
Oysa Almanya'da psikolog ve psikoterapist iki ayrı resmi ünvan, yani "Psikoloji Psikoterapisti" diye bir meslek bulunmuyor. Ayrıca Almanya Psikoterapistler Odası, Merz'in hasta olduğu iddiasının yer aldığı sözde rapordaki "Albert Mertens" adlı kişinin kendilerinde üye kaydı bulunmadığını duyurdu. Mertens'in çalıştığı söylenen Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde de kayıtlı bir muayenehanesi yok.
Ana muhalefetin başbakan adayı Merz'e yönelik dezenformasyon içeren video ilk olarak "Münih'ten Haftaya Bakış" adlı bir sitede paylaşıldı. Videonun paylaşılmasına ilişkin dikkat çeken detay ise Merz'in Ukrayna'ya Taurus füzeleri gönderilmesini savunduğunun da vurgulanması.
Rusya'nın dezenformasyonunda en çok hedef gösterilen partilerden bir diğeri de Yeşiller. Partinin başbakan adayı Robert Habeck ile yine Yeşiller partisinden Kültür Bakanı Claudia Roth hakkında bir süredir yolsuzluğa karıştıkları iddiası yayılıyor. "Narrativ" adlı sitenin iddiasına göre Roth ve Habeck, 100 milyon euroluk Ukrayna bağlantılı bir rüşvet skandalına karıştı. İddiaya göre her ikisi Prusya Kültür Mirası Vakfı'na ait olan, Ukrayna'ya kaçırılarak orada özel koleksiyoculara satılan tablolarla ilgili yolsuzlukta yer aldı.
DW de Prusya Kültür Mirası Vakfı'na söz konusu iddiaları sordu. Ancak Vakıf, iddiaların yalan ve tamamen uydurma olduğu cevabını verdi.
"Narrativ" adlı sitenin iddiasına göre Yeşiller partili Kültür Bakanı Roth ile Ekonomi Bakanı Habeck, 100 milyon euroluk Ukrayna bağlantılı bir rüşvet skandalına karıştı. "Narrativ" adlı sitenin iddiasına göre Yeşiller partili Kültür Bakanı Roth ile Ekonomi Bakanı Habeck, 100 milyon euroluk Ukrayna bağlantılı bir rüşvet skandalına karıştı.
Alman polititikacılara ve partilere yönelik bu haberlerin ortak noktası yalan "tanık ifadeleri" ile "sahte belge" temelli olmaları. Bir diğer ortak noktaları da yayınlandıkları sitelerin haber sitesi gibi görünmeleri veya ilk bakışta öyle bir izlenim uyandırmaları.
Rusya'nın son yıllarda yürüttüğü uluslararası dezenformasyon kampanyalarını ortaya çıkaran araştırmacı gazetecilik projesi Gnida, Almanya seçimlerine yönelik karalama ve yalan haber yayma faaliyetlerinin arkasında "Storm-1516" adlı Rus operasyonunun yer aldığını kaydediyor.
Kampanyalar Matruşka ve Storm-1516
Almanya'da araştırmacı gazetecilik oluşumu Correctiv ile ABD merkezli doğrulama portalı NewsGuard'ın araştırmasına göre, söz konusu dezenformasyon kampanyaları şöyle işliyor:
Önce yapay zeka ile web siteleri hazırlanıyor ve oralarda Rusya yanlısı içerikler paylaşılıyor. İlk aşamada bu web siteleri yalan haberleri yayınlıyor. Sonra sosyal paylaşım siteleri X veya Telegram gibi plattformlarda "dost" olarak görülen ünlüler ile para verilen influencerlar, yani internet fenomenleri bu haberleri yayıyor.
"İkiz" adı verilen kampanyalar da benzer şekilde hayata geçiriliyor.
Almanya Dışişleri Bakanlığının değerlendirmesine göre, bu kampanyalarda Şubat 2022'de Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasıyla başlayan savaşta "Kiev'i destekleyen Batılı dış politika" hedef alınıyor ve Rusya yanlısı anlatım ve dezenformasyonla karalanıyor. Washington, ABD'deki seçimlere müdahale girişimleri sebebiyle bu kampanyalarda rol oynayan kişilere karşı yaptırım kararı almıştı.
Bu operasyonlara "ikiz" adının verilme sebebi ise Deutsche Welle (DW) ve BBC gibi uluslararası medya kuruluşlarının sayfalarını kopyalanarak benzer sahte sayfalar açılması ve bu portalların bir nevi ikizleri üzerinden Rusya propaganasının geniş kitlelere yayılması.
Rusya'nın Almanya seçimlerine tesir etmede yürüttüğü dezenformasyon kampanyasından bir diğeri de "ikiz" adıyla anılıyor. Sebebi ise DW, BBC, Bild gibi tanınmış medya kuruluşlarının haber sitelerine çok benzeyen, adeta ikizi sayılacak şekilde portallar üzerinden yalan haber yaymaları. Rusya'nın Almanya seçimlerine tesir etmede yürüttüğü dezenformasyon kampanyasından bir diğeri de "ikiz" adıyla anılıyor. Sebebi ise DW, BBC, Bild gibi tanınmış medya kuruluşlarının haber sitelerine çok benzeyen, adeta ikizi sayılacak şekilde portallar üzerinden yalan haber yaymaları.
Bu girişimlerden bazıları hemen anlaşılıyor. Ancak uzman Frühwirth'e göre hemen fark edilmesi dezenformasyon için pek de sorun değil. Çünkü onların öncelikli amacı en kısa sürede yalan haberi geniş kitlelere ulaştırmak.
"Matruşka kampanyası" olarak nitelenen dezenformasyon girişimleri de yaygın şekilde kullanılan bir diğer yöntem. Bu kampanyada da bot hesaplardan oluşan bir ordu, gazetecilere "yalan haberlere dair sözde ipuçları" göndererek denetleme yapmaları için mesaj yağmuruna tutuyor. Fransız haber ajansı AFP'ye göre, bu yolla hem yalan haber yayılıyor hem de gazeteciler oyalanarak gerçek işlerini yapmaktan alıkonmuş oluyor.
Rus bağımsız medya projesi "Agentswo", bu hesapların arkasından başka bot profillerin çıktığı "Matruşka" kampanyası sayesinde Ocak sonunda sadece birkaç günde 15 yalan videonun dolaşıma sokulduğunu tespit etti. Videolara bakıldığında tarzının DW veya bulvar gazetesi Bild'inkine çok benzediği dikkat çekiyor. Söz konusu videolarda İngilizce, Fransızca ve İspanyolca, Almanya'daki seçimlerden önce terör tehdidinin suç işleme oranının ve seçmenlerin korkularının arttığı iddia ediliyor.
Rusya özellikle iki partiyi destekliyor
NewsGuard'dan Leonie Pfaller'e göre, Rusya'nın hedefi Almanya'da güvensizlik yaratmak ve seçmenleri bölmek. Pfaller, söz konusu kampanyalara bakıldığında dikkat çeken başlıca noktanın İslam ve göç karşıtı aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) ile başbakan adayı Alice Weidel hakkındaki haberlerin çoğunlukla olumlu olmas olduğunu ifade ediyor.
Rusya'nın Almanya seçimlerine yönelik yürüttüğü dezenformasyon kampanyalarında demokratik partiler karalanırken, aşırı sağcı AfD ve başbakan adayı Alice Weidel nadiren yer alıyor ve onlarda da olumlu şekilde yansıtılıyor. Rusya'nın Almanya seçimlerine yönelik yürüttüğü dezenformasyon kampanyalarında demokratik partiler karalanırken, aşırı sağcı AfD ve başbakan adayı Alice Weidel nadiren yer alıyor ve onlarda da olumlu şekilde yansıtılıyor.
Bu arada 2024'te yürütülen "ikiz" kampanyasında, AfD'nin oy oranının en azından yüzde 20'ye yükselmesi hedefleniyordu. Seçimlere günler kala yapılan kamuoyu yoklamaları AfD'nin yüzde 20 bandında seyretmeyi sürdürdüğünü gösteriyor. AfD'nin Rusya'nın yürüttüğü dezenformasyon kampanyaları ile yüzde 20'lere ulaşıp ulaşmadığını ortaya koymak ise oldukça güç.
Uzman Pfaller'e göre AfD Rusya tarafından destekleniyor, çünkü diğer partilere göre Rusya'ya bakışı olumlu. Federal Meclis seçimlerine yönelik programında da parti, Rusya'ya yönelik ekonomik yaptırımların kaldırılması talebine yer veriyor. Ayrıca Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik savaşını kınamaya da yanaşmıyor.
CeMAS'tan Lea Frühwirt, Rusya destekli propaganda kampanyalarında AfD dışında ikinci bir partinin daha desteklendiğini hatırlatıyor ve onun da Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) olduğunu aktarıyor. BSW, seçim programında Ukrayna savaşını, "ABD ile Rusya arasında kaçınılmaz şekilde başlayan bir 'vekalet savaşı'" olarak niteliyor. BSW'ye göre Almanya yeniden Rusya'dan doğal gaz almaya da başlamalı.
Mercator Vakfı'dan Felix Kartte ise Rusya'nın Federal Meclis seçimlerine yönelik yürüttüğü dezenformasyon kampanyasından çok Moskova'nın uzun vadeli stratejisini tehlikeli bulunuyor. Ona göre, "Rusya'nın öne çıkarmak istediği konular, anlatılar, Almanya kamuoyunda da çok baskın hale geldi. Örnek olarak da Kartte, "Avrupa'daki bütün hükümetler yolsuzluğa bulaşmış durumdalar ve düşünce özgürlüğünü de engelliyorlar" tezini gösteriyor. Bu söylemin Avrupa'daki aşırı sağcılarca yayıldığının altını çiziyor.
Rusya, Avrupa ülkelerindeki seçimlerde bir yandan aşırı sağcı parti ve liderleri desteklerken, öte yandan seçmenler arasında korku ve endişe yayarak halkı bölme yönünde bir strateji yürütüyor.Rusya, Avrupa ülkelerindeki seçimlerde bir yandan aşırı sağcı parti ve liderleri desteklerken, öte yandan seçmenler arasında korku ve endişe yayarak halkı bölme yönünde bir strateji yürütüyor.
Almanya dezenformasyonla nasıl mücadele edecek?
Almanya İçişleri Bakanlığının Correctiv'e verdiği bilgiye göre, yabancı güçlerin ülkede dezenformasyon yaymasına yönelik cezai müeyyide öngören bir düzenleme bulunmuyor. Buna rağmen farklı bakanlıklardan temsilcilerin oluşturduğu bir çalışma grubu dezenformasyon ile mücadele için çözümler arıyor. Çözümlerin başında "kamuoyunu dezenformasyona karşı hassas hale getirilmesi" ve haberler ile medyaya konusunda insanların bilgi ve yetkinliğinin artırılması geliyor.
Bu arada Alman hükmeti, Rusya kökenli dezenformasyonla mücadele amacıyla sosyal paylaşım siteleri ve platformlarla da istişare içinde.
Dijitalleşme uzmanı Kartte'ye göre dezenformasyona karşı olgular ve verilerle mücadele etmeye kalkışmak yeterli değil. Siyaset, insanların temel duygusal ihtiyaçlarını da karşılayabilmeli. Yani "daha iyi politikalar" üretebilmeli.
Bu haber, Alman kamu yayıncısı ARD, BR24 ve DW'nin doğrulama ekiplerinin işbirliği ile hazırlanmıştır. Andreas Wißkirchen de katkı vermiştir.