'Sessiz bir çoğunluğun desteğine' sahip olduğunu iddia eden Rusya, BM üyesi 193 ülkeden 83'ünün desteğini almasının Batılı ülkelerde endişe kaynağı olacağı belirtildi.
Rusya, Ukrayna işgalinin ardından çıkarıldığı Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi üyeliğine yeniden seçilemedi.
Rusya, Cenevre merkezli İnsan Hakları Konseyi'nde Doğu Avrupa bölgesel grubunu temsil eden iki sandalye için Arnavutluk ve Bulgaristan ile yarıştı.
Gizli yapılan oylamada Bulgaristan 160, Arnavutluk 123 ve Rusya 83 oy alabildi.
'Sessiz bir çoğunluğun desteğine' sahip olduğunu iddia eden Rusya, BM üyesi 193 ülkeden 83'ünün desteğini almasının Batılı ülkelerde endişe kaynağı olacağı belirtildi.
Uluslararası Kriz Grubu'nun BM direktörü Richard Gowan Associated Press'e verdiği demeçte, "Rusların, BM üyelerinin önemli bir azınlığını kendilerini desteklemeye ikna ettikleri için memnun olacaklarını düşünüyorum. Bu da Batı'nın tekrarlanan eleştirilerine rağmen Moskova'nın BM sisteminde tamamen parya olmadığını gösteriyor" dedi.
Gowan, "Bununla birlikte, ABD ve Ukrayna'nın müttefikleri, Arnavutluk ve Bulgaristan'ın iki sandalye için yarışı önde bitirmesini sağlamayı başardılar. Yani Kiev'in dostları hala mecliste sağlam bir çoğunluğa sahip" dedi.
Latin Amerika ve Karayipler grubunda ise Küba, Brezilya, Dominik Cumhuriyeti ve Peru'yu geride bırakarak üyeliğe seçildi.
New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü, Küba'nın muhaliflere yönelik taciz, keyfi gözaltı ve işkence gibi sistematik hak ihlalleri nedeniyle konseyde yer almayı hak etmediğini söyledi ancak Küba 146 oyla dört ülke arasında en yüksek desteği almayı başardı.
Çin, Japonya, Kuveyt ve Endonezya'nın aday olduğu Asya grubunda da Çin son sırada yer aldı.
Endonezya 186 oyla ilk sırada yer alırken onu 183 oyla Kuveyt ve 175 oyla Japonya takip etti. Çin ise 154 oy alabildi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü geçen hafta Çin'in insan hakları sicilinin onu İnsan Hakları Konseyi'nden diskalifiye etmesi gerektiğini söyledi. BM İnsan Hakları Komiserliği'nin geçen yılki raporunda Çin'in Sincan'ın batı bölgesinde Uygurları ve çoğunluğu Müslüman olan diğer etnik grupları ayrımcı bir şekilde gözaltında tutmasının insanlığa karşı suç teşkil edebileceği belirtilmişti.