Rusya savaş stratejisini revize etti ve yeni bölgelerde varlığını artırıyor

Samanyoluhaber.com yazarlarından Arif Asalıoğlu değişen dengeler ve Rusya'nın yeni stratejilerini değerlendirdi.
Moskova ile Washington arasındaki ilişkilerin ton değişimi sonrası, Rusya'nın Ukrayna'daki savaş stratejisini revize ettiğini görüyoruz. Kremlin yönetimi, topraklarına kattığı yeni  bölgeleri güçlendirmeye ve ekonomisini stabilize etmeye odaklanıyor. O bölgelerde yaşayan nüfus içerisinde Rusya vatandaşı olmamış ve pasaport almamış kimse kalmadı. Ayrıca bir bütün olarak Rusya'nın planlanan askeri hedeflerinden vazgeçmediğini de söyleyebiliriz. 

Bu değişimin Rusya-ABD ilişkilerini düzeltme çabasıyla da bağlantılı olduğu bir gerçek. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington’un Ukrayna’daki çatışmanın çözümüne zarar vermemek için Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar uygulamaktan kaçındığını açıkladı. Ayrıca iki ülke arasında, enerji ve sanayi alanlarında yeni ekonomik ilişkiler de kurulacak. Donald Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff ise Kremlin’de Putin ile yaptığı görüşmede ticari-ekonomik iş birlikleri önemli bir gündemdi. Daha önce de söylediğimiz gibi Washington’u bu tercihe iten en önemli motive, Rusya ile Çin arasındaki stratejik iş birliğini zayıflatmak ve Moskova’yı Batı’nın yörüngesine geri çekmek.

Önemli bir başka bir konu ise, Washington’un 22 maddelik barış şartlarını Ukrayna’yı zorlamasında netice alındı. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Mike Waltz, Ukrayna’daki çatışmanın çözümüne yönelik önemli ilerlemeler kaydedildiğini ve tarafların barış anlaşmasına “her geçen gün daha da yaklaştığını” söyledi. Waltz’ın açıklamaları, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna özel temsilcisi Keith Kellogg’un son açıklamalarıyla paralellik gösteriyor. Kellogg geçtiğimiz günlerde, ABD’nin Ukrayna’ya sunduğu 22 maddelik barış şartlarının kabul edildiğini ve Kiev’in, aralarında Rusya’nın bazı toprak taleplerini de içeren bu koşulları prensipte onayladığını duyurmuştu.

ABD’nin, Ukrayna’nın doğal kaynaklarına erişimi gerçekleşti

Tarafların pozisyonlarındaki bu yumuşama, diplomatik gözlemciler tarafından savaşın sona erdirilmesine yönelik umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Bu arada çok önemli diğer bir gelişme, Washington’un Kiev’le ABD tarafından Ukrayna’nın doğal kaynaklarına erişimini içeren iş birliği kararı oldu. İki ülke bakanlıklarının doğruladığı bilgiye göre anlaşma, “Yeniden Yapılanma Yatırım Fonu”nun kurulmasını öngörüyor. Buna göre Ukrayna devleti, sahip olduğu doğal kaynaklardan elde edilen gelirin %50’sini bu ortak fona aktaracak. Söz konusu kaynaklar arasında uranyum, titanyum, lityum, grafit gibi stratejik madenler de bulunuyor. Yani Trump yönetimi bu başlıkta da istediğini almış oldu.

Geçen sene Kasım ayında bu konuyu ele almış ve “Washington Ukrayna’dan niçin vazgeçemez” sorusuna cevabı vermeye çalışmıştık.

Ukrayna hem rezervlerinin büyüklüğü hem de üretim bakımından dünyanın en önemli değerli minerale sahip ülkelerinden. Ekonomik olarak önemli olan 30 farklı mineral üretimi bulunuyor. Ukrayna'nın 47 milyar ton kömür; 28 milyon ton demir cevheri ; 3 milyon ton manganez rezervi var. Cep telefonu pilleri ve otomobil akülerinde kullanılan lityum rezervleri olarak Avrupa’da ilk sırada geliyor. Kritik önem taşıyan elementlerden zirkonyum, uranyum, karbon ve titanyum potansiyel olarak çok bulunuyor. Washington’un kontrol edeceği maden yataklarından sadece bir tanesi olan Dnipro demir ocakları, savaş öncesi Ukrayna'ya yılda 200 milyon euroluk gelir sağlıyordu.

Rusya’nın zorunlu koşulları 

Rusya ise anlaşmaya ve Zelenskiy’nin “Zafer Planı”na sert tepki verdi. Kremlin, bu adımı Ukrayna’nın müzakere çağrısı içermeyen, savaşın devamını hedefleyen bir Amerikan planı olarak değerlendirdi. Putin’in Danışmanı Yuriy Uşakov, “Bu, ABD’nin savaş stratejisini doğal kaynakların paylaşımı üzerinden meşrulaştırma girişimidir” dedi. Rusya, yeni bölgeler üzerinde ısrarcı olurken Ukrayna'dan, Donetsk, Lugans, Herson ve Zaporijya bölgelerinden tam çekilmesini istiyor. Moskova’nın şart koştuğu diğer husus, Kırım ve Sivastopol'un Rus toprağı olarak tanınması. Ukrayna bu şartları "kabul edilemez ultimatom" olarak nitelendirirken, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bunları "zorunlu ön koşul" olarak tanımladı.

Bu senenin başından itibaren Moskova’yı cephelerde ve uluslararası alanlarda en çok rahatlatan değişim Washington’un tutumu oldu. Trump yönetiminin Kiev’e desteğini azaltması ve şartlar öne sürmesi Rus birliklerinin yeni kazanımlarını doğurdu. Rus askeri kaynakları, son aylardaki operasyonlarında, Donetsk ve Lugansk yönlerinde önemli başarılar elde ettiklerini sürekli rapor ediyorlar. Ukrayna kuvvetleri ise bazı bölgelerde karşı saldırılarla Rus ilerlemesini yavaşlatmaya çalışıyor. Aynı zamanda Ukrayna yönünden gelen İHA saldırılarının arttığı görülüyor. Fakat cephe alanı olarak, en kuzeydeki Harkov’dan en güneydeki Herson’a kadar bütün noktalarda Rus birliklerinin ilerlemesi söz konusu ve lojistik/mühimmat/asker üstünlüğünü koruyor. 

Sonuç olarak cephelerdeki gelişmeleri iyi takip eden Washington (ve özellikle Trump yönetimi) bundan dolayı, “Ukrayna için büyük planlarında”, Donetsk, Lugansk, Zaporojye ve Herson bölgelerini fiili olarak Rusya’da kabul ediyor; Ukrayna’nın NATO üyeliğini onaylamıyor ve Kırım, Rusya Federasyonu toprağı olarak tanınıyor. Ve hatta Rusya Dışişleri’nin ince işçiliği diyebileceğimiz şekilde yaptırımlar da kaldırılacak. Fırsatı iyi değerlendiren Kremlin, şimdilik yeni büyük çaplı saldırılar yerine mevcut hatları güçlendirme peşinde. Buna ilaveten Rusya, yaptırımlara uyum sağlamış olarak, çok sektörde yerli üretime geçiş yapmak, ekonomik ve mali istikrarı sürdürmek, stratejik güvenliği sağlamak, ağır sanayiyi modernize etmek ve sürdürülebilir teknolojik egemenliğe ulaşmak gibi çok yönlü değişimi gerçekleştirme uğraşında. Bu çabanın bir parçası olarak neredeyse her ay yeni bölgeler için kalkınma planlarında bütçe ayarlanmasına gidiliyor.
05 Mayıs 2025 11:34
DİĞER HABERLER