Trump ve Putin'in Alaska'da yapacağı görüşme Ukrayna savaşı için barış umutlarını yeniden güçlendirdi. Samanyoluhaber.com yazarlarından Arif Asalıoğlu güncel gelişmeleri okurları için kaleme aldı.
Rusya ile Ukrayna arasında Şubat 2022’de başlayan savaşın üzerinden yaklaşık 3,5 yıla yakın sürenin geçmesinin ardından ilk defa bu kadar güçlü barış umudu doğdu. Son ay gerçekleşen yoğun diplomasi ve tehditlerin ardından, ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 15 Ağustos 2025 Cuma günü Alaska'da görüşme kararına vardılar.
Bu zirvenin Ukrayna krizinde dönüm noktası olacağı beklentisi yüksek. Özellikle bölgesel dengelerin de yeniden şekillenmesi muhtemel. Trump ekibinin arabuluculuk çabalarının uluslararası arenada ABD'nin etkinliği artıracağı diğer bir husus. Geçen hafta Azerbaycan ile Ermenistan liderlerinin buluşması Trump’ın arabuluculuğunda gerçekleşmesi yine Washington hanesine yazılan büyük bir artı oldu.
Alaska zirvesi hakkında ilk açıklamayı Trump yaptı. Rusya Devlet Başkanlığı Yardımcısı Yuri Uşakov, Trump'ın açıklamasını doğrulayarak, "Evet, 15 Ağustos'ta Alaska'da bir zirve gerçekleşecek" dedi.
Trump, planlarını 6 Ağustos'ta İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile yaptığı telefon görüşmesinde paylaştığı ifade ediliyor. NYT'nin kaynaklarına göre ABD Başkanı, görüşmelere sadece üç liderin (Trump-Putin-Zelenski) katılmasını öngördüğünü ve Avrupalı müttefiklerinden bu konuda olumlu geri dönüş aldığını aktardı.
Trump ve Putin arasındaki bu görüşme, iki ülke arasında son dönemde yaşanan gerilimlere rağmen, soğuk savaş döneminde olduğu gibi, diplomasi kanallarının açık olduğunu gösteriyor. Bu buluşmada, özellikle Ukrayna krizi, NATO’nun genişlemesi ve enerji iş birliği gibi kritik konular masaya yatırılacak.
Alaska Neden Seçildi?
Alaska'nın seçilmesi, hem ABD hem de Rusya'ya eşit mesafede olması ve Soğuk Savaş döneminde de benzer diplomatik görüşmelere ev sahipliği yapması nedeniyle sembolik bir anlam taşıyor. Uluslararası ceza mahkemesi tarafından hakkında suçlamalar olan Putin, hiçbir uluslararası güzergahtan geçmemiş olacak. Ayrıca, bölgenin enerji kaynakları üzerindeki küresel rekabet adına stratejik önemi ve tarihsel bağları açısından iki ülke içinde mantıklı bir tercih.
18. ve 19. yüzyıllarda Ruslar, Alaska'da bir koloni kurarak bölgeyi Rus İmparatorluğu'nun bir parçası haline getirdiler. Bu dönemde, kürk ticareti önemli bir gelir kaynağıydı. Alaska, Rusya için hem ekonomik hem de stratejik (Bering Boğazı'na yakınlığı nedeniyle) bir öneme sahipti. 1867'de Rus İmparatorluğu, Alaska'yı ABD'ye 7,2 milyon dolar karşılığında sattı. Bu satış, Rusya'nın bölgedeki etkisini sona erdirdi.
Zirvenin Gündemi: Ukrayna krizi ve küresel stratejiler
İki liderin Alaska’daki görüşmede öncelikli olarak Ukrayna krizinin kalıcı bir barış planı çerçevesinde çözümü üzerinde durması bekleniyor. Ayrıca NATO-Rusya gerilimi ve Doğu Avrupa’daki güvenlik dinamikleri; Enerji iş birliği ve küresel piyasalardaki istikrar arayışı; Ekonomik yaptırımlar ve ikili ticaret ilişkileri gibi konular masaya gelecek.
Polonyalı Onet gazetesinin iddialarına göre, ABD Özel Temsilcisi Stephen Whitcoff, 6 Ağustosta Putin'e sunduğu öneri şu unsurları içeriyor:
Ateşkes anlaşması (kalıcı barış anlaşması değil); Rusya'nın toprak kazanımlarının fiili tanınması (nihai çözümün 49-99 yıl ertelenmesi);
Rusya'ya uygulanan yaptırımların büyük bölümünün kaldırılması.
Rusya Devlet Başkanlığı Yardımcısı Yuri Uşakov, “Alaska’daki görüşmenin ardından bir sonraki zirvenin Rusya’da yapılmasını planlıyoruz. Trump’a bu yönde bir davet iletilmiş durumda” açıklamasını yaptı. Bu, iki ülke arasında diyalog sürecinin devam edeceğinin önemli bir işareti olarak yorumlanıyor.?
Tarafların beklentilerinde büyük farklar var
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, EWTN televizyonuna verdiği röportajda, “Rus tarafının çatışmanın sona ermesi için ne istediğini ilk kez bu kadar net anlayabildik" ifadelerini kullandı. Ancak Rubio, Rusya ve Ukrayna'nın beklentileri arasında önemli farklar olduğunu da vurgulayarak "Bu açığı kapatmak için çaba gösteriyoruz" dedi.
Bloomberg ise tarafların bir "bölgesel anlaşma" üzerinde çalıştığını iddia ederek, Moskova'nın Herson ve Zaporijya bölgelerindeki askeri operasyonları durdurması karşılığında Ukrayna'dan toprak tavizleri alabileceğini öne sürdü.
The Wall Street Journal'ın daha önce aktardığına göre, Putin yönetimi, ABD'ye "Donetsk bölgesinden Ukrayna askerlerinin çekilmesini" öngören bir barış planı iletti. Rus lider, kamuoyu önünde Zelenski ile görüşmeye açık olduğunu ancak "bunun için belirli koşulların sağlanması gerektiğini" vurgulamıştı. Ukrayna tarafı ise toprak tavizlerini kesin bir dille reddediyor.
CBS'nin bir kaynağı, Zelenski'nin "doğrudan Alaska'ya gitmek yerine video konferans yoluyla" görüşmelere dahil olabileceğini ima etti. Alternatif bir senaryoda, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba'nın ABD- Rusya müzakerelerine gözlemci sıfatıyla katılması gündemde. Beyaz Saray, "taraflar arasında diyaloğun genişletilmesine açık olduklarını" ancak kesin bir planın henüz belirlenmediğini kaydetti.
Putin'in Koşulları, Zelenski'nin Sert Tepkisi
Rusya Devlet Başkanı Putin, geçen hafta yaptığı açıklamada, "Ukrayna'nın askeri kapasitesinin tamamen nötralize edilmesi" ve "Donbas ile Kırım'ın özel statüsünün tanınması" gibi maddeleri öne sürmüştü. Zelenski ise buna, "Toprak bütünlüğümüzden vazgeçmeyeceğiz. Rusya işgal ettiği yerlerden çekilmeden barış mümkün değil" yanıtını verdi.
Ukrayna yetkilileri, kaybedilen topraklar konusunda diplomatik çözüm arayışlarını sürdürdüklerini ancak bu bölgelerin kaybını asla resmen tanımayacaklarını belirtiyor. Kiev yönetimi, Rusya’nın girişimlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Batılı müttefiklerin desteğiyle toprak bütünlüğünü korumaya devam edeceklerini vurguluyor.
Diplomatik gözlemciler, Trump’ın toprak takası önerisinin Ukrayna tarafından reddedileceğini, ancak Rusya ile ABD arasında yeni bir müzakere sürecinin başlayabileceğini öngörüyor.
Üçlü Zirve İhtimali ve tarafların tutumu
Trump, Whitcoff'un Moskova ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, Putin ile ikili görüşmenin yanı sıra Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskiy'nin de katılımıyla üçlü bir zirve olasılığından söz etmişti. Ancak Kremlin yetkilileri, şu an odak noktalarının ikili görüşme olduğunu vurguladı.
Ushakov, Whitcoff'un üçlü zirve önerisinin gündeme getirildiğini ancak detaylı olarak tartışılmadığını kaydetti. Diplomatik kaynaklar, önümüzdeki hafta gerçekleşmesi planlanan bu zirvenin Ukrayna krizinde yeni bir dönüm noktası olabileceğini belirtiyor. Özellikle ABD'nin sunduğu önerinin detaylarının, bölgesel dengeler açısından önemli sonuçlar doğurabileceği ifade ediliyor.
Putin, Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenski ile üçlü görüşme olasılığına ilişkin soruya ise "Buna karşı değilim ancak belirli koşulların oluşması gerekiyor" yanıtını verdi. Rus liderin bu koşulların henüz oluşmadığını daha önce ifade ettiği biliniyor.
Avrupa'nın yeni bir Yalta endişesi
Gelişmeleri Avrupalı liderler de kendi aralarında değerlendirme yaptılar. İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy başkanlığında düzenlenen çok taraflı toplantıya ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak ve Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Rüstem Umerov katıldı.
Fransa, Almanya, İtalya, Finlandiya ve Polonya ise ulusal güvenlik danışmanları düzeyinde temsil edildi.
The New York Times'ın aktardığına göre Avrupalı yetkililer, ABD'ye yaptıkları brifinglerde 1945'teki Yalta Konferansı'na benzer bir senaryonun yaşanmaması gerektiğini vurguladılar. Toplantıda, Ukrayna'nın kaderine ilişkin kararların Kiev ve Avrupa olmadan alınmaması gerektiği konusunda mutabakat sağlandığı bildirildi.
Putin, gelişmeleri partner ülkeler ile değerlendirdi
Putin, 8 Ağustos sabahı, ABD Başkanı'nın özel temsilcisi Steve Whitcoff ile yapılan görüşmeyi ve sonrasındaki gelişmeleri Rusya’nın dost ve partner ülke liderleriyle değerlendirme yaptı.
İlk olarak Çin Başkanı Şi Jinping'i arayan Putin, ardından Hindistan ve Belarus devlet başkanları ile görüştü. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Shavkat Mirziyoyev istişare edilen diğer liderler arasında. Erdoğan ise bu kategoride aranan liderler arasında değil.
Çin lideri Şi, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri arasında devam eden iletişimden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Şi, özellikle Ukrayna kriziyle ilgili olarak, karmaşık sorunların basit çözümlerinin olmadığını vurgulayarak, Çin'in barış ve müzakereleri desteklemeye devam edeceğini ifade etti. Ayrıca Şi, görüşme sırasında, Rusya ile ABD arasındaki diyalogun devam etmesinin, küresel barış ve istikrar açısından büyük bir önem taşıdığını belirtti.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Putin'le Rusya-Hindistan ayrıcalıklı stratejik ortaklığını geliştirme konusundaki kararlılıklarını teyit ettiklerini ve yakın işbirliğini sürdürme konusunda mutabık kaldıklarını vurguladı.
Ayrıca Modi, Putin'in bu yıl sonlarında Hindistan'a yapacağı ziyareti sabırsızlıkla beklediğini söyledi.
Sonuç olarak: Diplomasi trafiğinin ardındaki strateji
Söz konusu gelişmeler, Whitkoff'un 6 Ağustos'ta Kremlin'de Putin'le yaptığı üç saatlik görüşmenin ardından yaşandı. 8 Ağustosta ise Trump'ın sona erecek Rusya'ya yönelik yaptırım ültimatomu vardı. Gelecek hafta gerçekleşecek Putin-Trump Alaska zirvesi Ukrayna krizinde bir dönüm noktası olacağı kesin. Ancak bunun hangi seviyede olacağını zamanla göreceğiz. Çünkü tarafların beklentileri halen birbirinden çok uzak. Başka bir husus Avrupa'daki diplomatik çevrelerin endişeli olmaları. Trump'ın Putin ile "ikili anlaşma yaparak Ukrayna'yı bypass etmesi" riskinden endişe ediyorlar.
Bu zirve, Soğuk Savaş sonrası dönemin en kritik ikili görüşmelerinden biri olarak tarihe geçebilir. Ukrayna savaşı, küresel güvenlik ve enerji arzı gibi konularda yeni bir diplomasi sürecinin başlangıcı olup olmayacağı merakla bekleniyor. Putin'in Alaska ziyareti gerçekleşir ardından da Trump’ın Rusya ziyareti gerçekleşirse, bu, 2018’deki Helsinki zirvesinden sonraki en üst düzey temas olacak.
15 Ağustos'ta Alaska'da yaşanacak gelişmeler, yalnızca Ukrayna'nın değil, tüm Avrasya'nın geleceğini şekillendirecek. Diplomasi mi zafer kazanacak, yoksa savaşın gölgesi daha da mı büyüyecek? Zirve ihtimalinin güçlenmesi bile Rusya piyasalarında olumlu etki yarattı. Moskova Borsası endeksi %5'ten fazla yükselerek 2.500 puan seviyesini gördü.