Samanyoluhaber.com yazarı, Rusya Uzmanı Arif Asalıoğlu, Rusya-Ukrayna savaşının 3’üncü yılını analiz etti.
ARİF ASALIOĞLU
24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş üçüncü yılına girdi. 1200 kilometreyi bulan temas hattında Ukrayna topraklarının %18’i Rusya kontrolüne geçti. Savaşın sadece bölgesel değil, gıdadan güvenliğe kadar küresel etkileri oldu. Şehirler haritadan silindi. İkinci dünya savaşından sonra bütün ağır silahların kullanıldığı, askeri ve devlet kurumlarının tamamen savaşa yönlendirildiği en kapsamlı çatışmalar yaşanıyor. 20 milyona varan ve bütün dünyaya yayılmış göçler söz konusu. Askeri hedefler, fabrikalar, enerji kaynakları ve önemli olan her şey vuruldu. İki tarafın can kaybı toplamda milyona yaklaştı. Rusya ile Batı arasında soğuk savaş yıllarına geri dönüldü. Kremlin’in çevre jeopolitik yaklaşımları önce kesintiye uğradı sonra ise tamamen rota değiştirdi. Keskin hatlarla, Doğu-Batı blokları ortaya çıktı.
Rusya büyük yaptırımlara maruz kaldı ve her alanda Batı dünyasından izole edildi. Seferberlik emriyle yüz binlerce Rus vatandaşı silah altına alındı. Cinayetten hüküm giyenler dahil, mahkumlar Ukrayna’ya karşı savaşmaları için cepheye gönderildi. 2023 sonu itibarıyla Rusya’da 640 bin gönüllü/ücretli birlikler toparlandı. Ordu savaşa göre şekillendi, askere alma yaşı ve sayısında değişimler yapıldı. Silah altında bulundurulan askeri personel sayısı 1,5 milyona çıkartıldı.
Kremlin, Ukrayna’daki savaştan ABD ve NATO’yu sorumlu tuttu ve kışkırtmakla suçladı. Nükleer silahların sınırlandırılmasına ilişkin kalan tek anlaşmayı (START-Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması) askıya alma kararıyla Ukrayna’da geri adım atma ve Batı’yla gerginliği sonlandırma niyeti olmadığını ortaya koydu. Dünya genelinde gıda ve enerji fiyatlarını etkileyen savaş özellikle Avrupa’yı güvenlik açısından endişelendiriyor. Bir kaç asır tarafsız kalmayı başarmış ülkeler bile bu tarafsızlık kararını tekrar gözden geçirdiler. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski, iki yıl boyunca bütün uluslararası toplantıların özel davetlisi oldu. Kiev yönetimi ABD başta olmak üzere Batı tarafından çok yönlü desteklendi/destekleniyor.
AB, Kiev ile etkileşimde bir tutarlılık ve bağımsızlık sergilemeye başladı
Fakat Amerikan’nın yardım refleksi ile Avrupa’nın her zaman farklı oldu. Ayrıca, Rusya'nın bu savaştaki olası üstünlüğünün uluslararası karşılığı, Avrupa başkentlerinde ve Washington’da farklı algılandı. Bu nedenle AB ülkeleri ilk aşamada Washington ve NATO üzerinden konsolide olmuş vaziyette Ukrayna’nın yanında olurken, son zamanlarda farklı refleksler göstererek bağımsız hareket etmeye de başladılar. Avrupalı yöneticiler, genellikle hükümetlerinin sadece Ukrayna'ya yardım etmek için değil, aynı zamanda kendi güvenliklerini sağlamak için de mücadele ettiklerini vurguladılar.
Ve özellikle savaşın ilk yılından sonra kendi iç savunma mekanizmalarını geliştirme yoluna girdiler. Savunma bütçelerini tekrar gözden geçirdiler. Geçen hafta kendi güvenliklerini sağlama adına bir hamleleri de Ukrayna ile güvenlik taahhütleri ve uzun vadeli destek konusunda anlaşmalar imzalamış olmaları. Almanya, Fransa, Hollanda ve Danimarka devlet başkanlarının Zelenski ile yaptıkları bu anlaşmanın bir benzeri bu senenin başında İngiltere ile yapılmıştı.
Son bir yıl Avrupa Birliği, Kiev ile etkileşimde daha büyük bir tutarlılık ve bağımsızlık sergiliyor. Avrupa Birliği'den ve ayrıca İngiltere’den ortaya konulan rakamsal gücün o kadar da büyük olmadığı ise ayrı bir gerçek. Bunu örneğin Avrupa Birliği'nin bir zamanlar Yunanistan krizinde harcadığı miktarlarla veya Kovid zamanında iç piyasaların fonlanmasıyla kıyaslarsak rakamlar şimdilik küçük kalıyor. Yani savaş, halen tarafları bulundukları yerlerde sağlam cepheleşmede üst sınıra doğru zorlama aşamasında.
Önemli bir husus ise, Avrupa Birliği Dışişleri Bakanı Borrel'in, Amerikan seçimleri bitmeden bu savaşın bitmeyeceğini ifade etmiş olması. Amerikan seçimleri Ukrayna savaşının sonu açısından son derece belirleyici olacak. Bu durumda gösteriyor ki çatışmalar en az bir yıl daha devam edecek. Çünkü Rusya kazanırsa bunun anlamı ABD, İngiltere ve NATO yenilmiş demektir. Seçimler öncesi Amerika bunu istemez. Bundan dolayı o yardım paketi geçte olsa onaylandı. Kanaatimce daha başka paketler ve hatta örtülü ödenekler bile gerekirse kullanılır. Hatta gerekirse ikinci üçüncü ülkeler üzerinden bile silah ve finans ayarlaması yapılır diye düşünüyorum. Yani bu savaşı şu anda bitirmeleri diye bir şey söz konusu olamaz. Buna karşılık, hali hazırda Rusya kendi topraklarına kattığını ilan ettiği yerleri geri de bırakamaz artık…
NATO: "On yıllarca sürebilir, silah üretimini artırın”
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’den ittifak üyelerine, savaşın uzun sürme ihtimalini dile getirerek silah üretimini artırın çağrısı yaptı. Rusya ile uzun bir dönem karşı karşıya kalacaklarını belirten Stoltenberg, "Putin, Rus ekonomisini uzun bir savaşa hazırlıyor. Rusya'nın askeri harcamalarında yüzde 70'lik bir artış talimatı verildi ve İran ile Kuzey Kore'den füze tedarik etmekten vazgeçmiyor. Rusya tüm ekonomisini savaşa yönlendirdiği için biz de güvenliğimiz adına daha fazlasını yapmalıyız ve kendimizi on yıllarca sürebilecek olası bir karşı karşıya gelmeye hazırlamalıyız" dedi.
Bu açıdan, ABD'de yayın yapan Politico gazetesinin şu haberini önemsiyorum. Kaynaklarına dayandırdığı haberinde, ABD ve Avrupa Birliği’nin Ukrayna'ya yönelik stratejilerini değiştirmeye başladığını, Kiev'i "Rusya'ya karşı tam bir zafer yerine savunma ve müzakere hazırlıklarına odaklanmayı" önerdiğini yazdı. Stratejik savunmaya geçiş büyük olasılıkla "Ukrayna topraklarının bir kısmının Rusya'ya bırakılması" anlamına gelecek. Yeni strateji, Ukrayna'nın hava savunmasının güçlendirilmesini ve Belarus sınırına tahkimatlar, tanksavar bariyerleri ve hendekler inşa edilmesini de içeriyor. ABD Kongresi'nden bir kaynak Politico'ya "Kremlin ile olası barış görüşmelerine ilişkin tartışmaların başladığını" da teyit etti. Aynı kaynak, "Biden yönetiminin siyasi risk yaratacağı için bu strateji değişikliğini kamuoyu önünde açıkça destekleyemeyeceğini" de savundu. Ukrayna halkı ise ‘Rusya’nın topyekün ülkeyi kontrol altına almayı başaramadığı, bazı tavizler vererek ülkenin üniter yapısının korunmasının başarıldığı’ tezine hazırlanıyor.
ABD: Yardım kesildi, sonuçlarını cephe hattında görüyoruz
Beyaz Saray yönetiminin Kiev’e yapmak istediği yardım paketinin gecikmesi hemen cepheleri etkiledi. Bunu bizzat dile getiren ABD Dışişleri Bakanı, Ukrayna’ya askeri yardım sağlamayı bırakan Washington’un, olumsuz sonuçlarını çatışmalar sırasında görmeye başladığını söyledi. Kongre'nin bütçe engellemelerini hatırlatan Blinken, ülkesinin taahhütlerini yerine getirmemesi halinde Avrupalıların ve Asya dahil diğer müttefiklerin Kiev'i desteklemek konusunda "şu ana kadar yaptıklarını yapmaya devam etmelerinin daha zor olacağını" vurguladı. ABD Başkanı Joe Biden ise gazetecilerin bir sorusu üzerine, Ukrayna'nın ABD Kongresi'nde ek yardım tahsisi konusunda anlaşmaya varılmasındaki zorluklar nedeniyle, Avdeyevka'nın kaybının ardından geri çekilmeye devam edebileceğini söyledi.
Cephelerdeki durumun kritik olduğuna dair bir açıklama da “Ukrayna Silahlı Kuvvetleri saldırıdan savunmaya geçti” şeklinde Kiev’den geldi. Geçtiğimiz günlerde Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin başına atanan Aleksandr Syrsky, Ukrayna ordusunun saldırı eylemlerinden savunma operasyonu yürütmeye geçtiğini söyledi. Alman televizyon kanalı ZDF'ye konuşan Ukraynalı yeni komutan, "Operasyonumuzun amacı, mevzilerimizi, insansız hava aracı dahil elektronik harp anlamında teknik açıdan avantajlarımızı kullanarak, savunma hatlarını hazır tutarak düşmana maksimum kayıp vermektir" dedi.
Rusya silah ve mühimmat üretiminde Batılı ülkeleri geçti
Ukrayna’da ve müttefiki Batıda durum böyleyken, Rusya savunma sanayiinde üretimleri rekor seviyede artırarak silah ve mühimmat üretiminde Batılı ülkeleri geride bıraktı. Sanayi ve Ticaret Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Denis Manturov, RIA Novosti ile yaptığı röportajda, övünmek istemediğini ama Batı ülkelerinden daha erken üretim hızını artırarak belirli bir tempo yakaladıklarını ve üretim hızını artırarak devam ettirdiklerini söyledi. Yani Rusya, askeri yapısını besleyebiliyor, lojistiğini sağlayabiliyor. Üstelik 2023’de başlayıp 2034’e kadar devam edecek olan ordunun geliştirilme programına start verildi.
Rusya, savaş harcamalarını finanse etmek için yeterli miktarda petrol, gaz ve diğer doğal kaynakları satmaya devam ediyor. Ağır sanayi, silah ve mühimmat için devlet siparişlerine yeniden odaklanmış durumda. Bir bütün olarak ekonomi, yaptırımların temel etkisini atlatmış gözüküyor. Elbetteki ülke, bazı ileri teknolojilerden ve uluslararası bankacılık sisteminde olmayışından etkilendiği bir gerçek. Önemli bazı ihtiyaçlar paralel ithalatla çözülmeye çalışıldı ve Çin, Hindistan, Türkiye gibi ülkelerle bu konuda işbirliği geliştirildi.