Polonya ile Rusya arasında yaşanan dron savaşları ileri bir boyuta taşınıyor.
Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, Rusya'ya yönelik son derece sert bir uyarıda bulundu.
Sikorski, "Rus hükümetine tek bir uyarım var: İzinsiz olarak, ister kasten ister kazayla olsun, bir füke veya uçak daha hava sahamızı ihlal eder ve düşürülürse, enkazı NATO topraklarına düşerse, buraya şikayet etmeye gelmeyin. Siz uyarıldınız" ifadelerini kullandı.
"Drone'lar Silahsızdı"
Polonya Başbakanı Donald Tusk geçtiğimiz günlerde Rus dronlarına ilişkin farklı detaylar paylaştı. Polonya topraklarında bulunan "Rus drone'ları" ile ilgili açıklama yapan Tusk, bu insansız hava araçlarında herhangi bir savaş başlığı bulunmadığını söylemişti.
Tusk, "Bulunan drone'ların bir tehdit oluşturduğuna dair bir neden yok. Şu ana kadar patlayabilecek veya sakinlere ya da mülklerine başka şekilde zarar verebilecek silahlı bir drone tespit edilmedi" demişti.
Putin tehditlere karşı askeri güç kullanımını kabul etti
Bunun yanında Rusya Devlet Başkanı, Güvenlik Konseyi toplantısında hem diplomasi kapısını araladı hem de sınırları aşan tehditlere karşı askeri güç kullanımı sinyali verdi.
Vladimir Putin'in Güvenlik Konseyi toplantısında yaptığı açıklamalar, uluslararası kamuoyunda geniş yankı buldu. Analistlere göre bu açıklamalar, dünyada kırılgan olan stratejik dengeyi korumak ve kontrolden çıkabilecek bir tırmanışı önlemek için bir 'son şans' önerisi niteliği taşıyor. Putin'in ifadelerinin iki ana mesaj içerdiği belirtiliyor.
Stratejik Silah Anlaşmasını Uzatma teklifi
Açıklamaların ilk düzeyi, stratejik silahların sınırlandırılmasına ilişkin. Putin, Şubat 2026'da süresi dolacak olan Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşması'nın (START) kısıtlamalarına, ABD de aynı adımı atarsa, bir yıl daha uyacaklarını duyurdu. Putin, Batı'nın yıkıcı adımlarının nükleer güce sahip ülkeler arasındaki diyaloğun temellerini baltaladığını, ancak Rusya'nın mevcut durumu korumak istediğini vurguladı.
Bu öneri, en büyük nükleer güçler arasında hiçbir resmi kısıtlama kalmaması tehlikesine karşı sınırlı bir süre için de olsa bir fırsat penceresi yaratıyor ve Rusya'yı temel nükleer tehdit olarak gören Batılı anlatıyı zorluyor. Bu mesajın, hem küresel kamuoyuna hem de ABD, NATO ve AB içindeki sağduyulu çevrelere yönelik olduğu değerlendiriliyor.
Askeri-Teknik Önlem Uyarısı
Açıklamaların ikinci ve daha kritik boyutu ise doğrudan bir uyarı içeriyor. Putin, "Rusya'nın her türlü stratejik tehdide sözde değil, askeri-teknik önlemlerle cevap vereceğini" açıkça ifade etti. Bu, Rusya'nın askerlerine veya altyapısına yönelik doğrudan bir saldırı olması durumunda askeri güç kullanmaktan çekinmeyeceği şeklinde yorumlanıyor.
Bu sert uyarının, son günlerdeki bazı gelişmelerin ardından geldiği görülüyor. Polonya’dan gelen açıklamalar dışında, Litvanya Savunma Bakanı'nın "NATO hava sahasına giren Rus uçakları düşürülmeli, Türkiye bunu yapmıştı" şeklindeki açıklaması ve Çekya Cumhurbaşkanı'nın benzer ifadeleri, bazı NATO üyeleri arasında daha agresif bir tavır olduğunu gösteriyor.
Daha da dikkat çekici olan, eski NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Başkomutanı James Stavridis'in Bloomberg'deki yazısında, NATO'nun Rusya'ya ait S-400 hava savunma sistemlerini nötralize etmesi gerektiği ve pilotlu Rus savaş uçaklarının düşürülmesi kurallarının gerekebileceği yönündeki görüşleri oldu.